47 Bölüm Tabikide sevmemişti

168 15 0
                                    

Ben, senin için belkiydim .
Sen, benim için ;keşke, belki seviyordur diye keşkelerim ısrarlıydı bu gece.
Bulutlara yükseldim, hasretimi rüzgarlarla yolladım, sevgimi, yağmurlara yağdırdım, göz yaşlarımla küçük meleklerle girdim, o güzel gönlüne.

Uçurumun tan dibinde okadar güzellikler yaşatıyordu ki bana.
Ne yapıp, ne yapamayacağımı, bilmiyordum. Onu okadar çok seviyorum ki ne söylesem onun söyledikleri karşısında hiç kalırdı.

Rüzgar bana seni seviyorum dedikten sonra dilim kilitlendi sadece onun gözlerine bakmakla yetindim. Kendimi onun gözlerine o kadar çok kaptırdım ki neredeyse onun bütün kirpiklerini saymıştım. Ama ağzımda tek bir kelime bile çıkmamıştı. Ona bakarken kendimden geçip kendimi uykunun kollarına teslim etmiştim.

Uyandığımda hala aynı pozisyondaydım ve Rüzgar beni seyrediyordu. Neredeyse gün yüzünü gösterecekken hızla Rüzgar'ın beni eve bırakmasını istemiştim.

Eyer abim beni arayıp ulaşamadıysa kesin çok kızacak o yüzden aceleyle Rüzgar'ın beni eve getirmesini istedim. Daha erken saatleri olduğundan trafik yoktu o yüzden erkenden eve geldiğimde anladımki boşu, boşuna, kendimi de Rüzgar'ıda perişan etmiştim. Eve geldiğimde Abimle Ada salonda bir birine sarılarak koltukta uyuyorlardı. Onların haline tebessüm ederek sessizce odama gidip akşam yaşadıklarım gözümün önünden film gibi geçiyordu.

Bu halime tebessüm edip dudağımı dişledim. Rüzgar bana onca şey söylemesine rağmen benim ağzımdan tek bir kelime bile çıkmamıştı. Bu yüzden kendi, kendime, karar verdim onu sevdiğimi en kısa zamanda söyleyecektim çok geç söylesede kaç defadır bana sevdiğini söylüyordu ama kendisi benden hiç duymamıştı.

İşte bu yüzden ona sevdiğimi en güzel bir şekilde söylemek istiyorum ama nasıl. Evine gidip supriz mi yapsam, yoksa başka bir şey mi, hiç bilmiyorum benim başıma daha önce hiç böyle bir şey gelmediği için ne yapıp, ne yapmayacağımı, bilmiyordum.
En iyisi bilen birine sormaktı ama kime.

Bir anda bir çığlık sesi gelince anladım ki Ada uyandı. Gün iyice yüzünü göstermişti.
Yerimden kalkıp kapıyı biraz araladığımda. Ada koridorda ne yapacağını bilmediği için bir oraya bir buraya zıplıyordu.

Onun yaptıklarını bir anda kendimi görür gibi oldum. bende bundan bir saat önce bu haldeydim. Zavallı abimde Rüzgar gibi şaşkındı Ada'ya ne söylese Ada onu duymuyordu bile.
Rüzgar'da benimle konuşmuşmuydu bendemi Ada gibi işitmiyormuydum.

Bir an dudağımın kenarını ovalayarak hatırlamaya çalışsamda hiç bir şey hatırlamıyordum o anlık refleksle cidden insanın aklı başında olmaya biliyordu. Heleki ailenin bir ferdi olunca dahada farklı oluyordu.

" Ada küçüğüm biraz sakın olurmusun. Bir şey söylemezler sanki bizim evde daha önce hiç kalmamış gibi davranıyorsun" deyince

Ada bir anda durdu sonra elini abimin yanağına koyarak hem okşadı, hemde konuşmaya, başladı.

" Evet haklısın ama daha önce aramızda hiçbir şey yoktu şimdi var" deyince
Abim Ada'nın bu söylediğine inanamayarak.

" Ada ne diyorsun sen, Celal amcalar bilmiyorlar zaten Hasret'in yanında kaldım dersin olur biter. Hem bir kaç gün sonra seni istemeye gelince ondan sonra bunları düşün istersen. Şimdi evham yapmanın bir anlamı yok" deyince

duyduklarıma inanamayarak
kapıyı hızla açıp koşarak abimle Ada'nın boynuna atlayıp.

"Düğüm mü var?" Diye sorduğumda abim sarılmama karşılık o da sarılıp.

" Evet güzelim şimdiden hazırlıklara başlaya bilirsin "dedi ama Ada dan tek bir kelime bile çıkmayınca hala dün sabah ki yaşadıklarımızı unutmamış demekki bu yüzden ben mahçup bir şekilde abimin kolunun altından çıkarak. Bakışımı Ada ya dikip.

" Ben çok özür dilerim. Amacım seni üzmek değildi. Ben sadece Abimle kavuşmanızı istedim o kadar" desemde Ada bu söylediklerimi duymuyormuş gibi yaparak bakışını benden alıp abime çevirdi.

" Ben artık gitsem iyi olur" deyince
Ada bana kırgınmıydı içim bir an buruklaştı. Burnumun direği sızlamaya başladı.

Çocukluğum olan insanın kalbini kırmışmıydım. Ama ben hiç onun kalbini kırmak istermiydim. Sesli bir şekilde yutkunduktan sonra ağlamamak için elimle ağzımı kapattım. Elim ağzımda öyle bir titrediki. Bu durumumu abim fark edince elini omzuma atarak.

" İyi misin ?" Ada abimin sesiyle bakışını bir anda bana çevirdi.
Ben ise abimin sorusuna
hızla başımı iki yana sallamaya başladım.
Ve göz yaşlarım yanaklarımı ıslattınca ağladığımı anladım.

Bazen sevdiklerimiz mutlu olsun diye çabalarken onların kalbini ne kadar kırdığımızı bile bilmiyorduk ama ben şuanda o kadar çok kütüyüm ki hiç bir şekilde tarif edilemez.
Ada aramızdaki tek adımı da kapatıp tam karşımda durdu.

" Benim kalbimin ne kadar çok kırıldığını anladınmı."

Ve derin bir nefes aldıktan sonra konuşmaya devam etti.

"Şimdi seni ne kadar çok sevdiğimi anladınmı" deyince
Haykırarak ağlamaya başladım. İlk kim sarıldı bilmiyorum ama kendimizden geçene kadar ağlamıştık.

Abimle Ada'nın evleneceklerine o kadar çok mutluydum ki tarif edilemezdi. Akşama doğru Rüzgar abimi arayarak hep beraber Kemal amcaya uğramamızı istemişti.

Hayat o kadar acımasız ki hiç kimse kimsenin acısına bile tahammülü kalmamıştı.
Başımdan kaynar sular gibi akıp gitmişti. yalın ayakla çöl kumları da geziyor gibi oldum. Ya
abim Kemal amcayı anlamasa onun anneme olan aşkını hafife alır Rüzgar la bir birine girerse ben hangi tarafı tutacaktım. Biri abim diğeri sevdiğim adam.

" Eee Kemal bey sizi dinliyoruz?"
Abimin sesiyle kendimi biraz toparlayıp bakışımı Rüzgar'a çevirdiğimde onunda bakışı benim üzerimdeydi. Yavaş bir şekilde omzumu anlamsızca salladığımda o da aynı şekilde bana karşılık verdi.

İkimizde bakışımızı Kemal amcaya çevirdiğim de. Onunda gözleri hepimizin arasında geziyordu
Derin bir nefes aldıktan sonra konuşmaya başladı.

" Anladığım kadarıyla hepiniz mektubu okudunuz ve bendende bir açıklama bekliyorsunuz. İlk başta şunu söylemek istiyorum.
Mektup'taki kelimesine, kelimesine, her şey gerçek ve doğrudur. Bu yüzden üstüne ekleyecek ne olabilir bilmiyorum ama benden bunu duymak istiyorsanız evet ben Zeynep'i çok ama çok sevdin onun saçının bir tek teline dünyayı yakarken babası olacak o herif ben askerdeyken onu zorla köye gelen öğretmenle evlendirmişti. Ben askerden gelince bana aksini anlamışlardı ama ben hiçbir şekilde inanmadığım için köyü terk edip onu aramaya koyuldum ama ne yazık ki hiçbir yerde bulamamıştım. Taki " dedi ve bakışını benim gözlerime dikince gözleri dolmaya başladı.
Taki deyip neden bana bu kadar içten bakıyordu titreyen sesimle.

" Taki ne " dediğimde
Gözlerini kapatıp derin bir nefes aldıktan sonra konuşmaya devam etti.

" Taki sen şirkete gelince. Ben o gün karşımda seni değil Zeynep'i gördüm sandım. Ve seni ne kadar araştırsamda annene dair hiç bir iz bulamadım. Ama inanıyordum senin Zeynep'in kızı olduğunu biliyordum ve sen hikayeni anlatınca ben o gün öldüm.
O günden sonra her sabah Zeynep'in mezarına gidip saatlerce göz yaşı döktüm taki bir gün öyle bir şey oldu ki bir kadın bana Zeynep'e ait bir mektup verince bütün dünya benim oldu sandım. Ona ait bir şey mektubu baştan sona kadar okuduğum da Ali'nin onu ne kadar çok sevdiğini anlamıştım. Ama ona duyduğum sevgi ve özlem bir nebze bile azalmadı. Çünkü ben onu kendi canımdan çok sevmiştim "deyince Hepimiz göz yaşlarıyla boguluyorduk.
Hıçkırık dolu bir sesle hepimiz dona kaldık.

" Babacım sen annemi hiç sevmedin mi " Lila'nın babasına sorduğu soruya hepimiz Kemal amcadan cevap beklerken Rüzgar dahi olunca ben dahada şaşırmıştım.

" Tabikide sevmemişti sevseydi onun ölümüne sebep olmazdı.
Mademki sevmedin neden evlendin o zamannn "diye haykırmaya başladı

Bölüm sonu oy ve yorum yazarsanız çok sevinirim.

🌹🌱🌹

Her şeyinle ilkimsin Tamamlandı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin