ADA
Bıraktım kendimi odama yaşamıyorum sanki bu hayatta.
Ne şarkılar nede şiirler teselli ediyor bu harabe olmuş gönlümü.
Öyle bir acının içine düşmüşüm ki ne yapacağımı bilmiyorum.İnsan ne için hayatta kalabiliyordu sevdikleri için değil miydi. Ben kendimi akıllı sanarken dünyanın en safıydım.
Kardeş bildiğim insan bile bana bunu yapıyorsa ben artık kime gövenecektim.
Umut ise ben gözümü onunla açtım ben ondan başka hiç kimseyi sevemedim sevemem ama bunu bana neden, ama neden, yaptılar.Hasret'in konuşmaları, Umut susarak Hasret'i onaylaması beni benden aldı. O an kalbim durdu bir daha hiç nefes alamam zannettim . Bu hayata Hasret ve Umut'an başka hiç arkadaşım olmadı olmayacakta. Ama onların bana böyle davranmaları canımı çok yaktı kalbim paran parça oldu .
Ben şimdi ne yapacaktım, kime sığınıp derdimi anlatacağım.
Kafam soru işaretleriyle doluyken onların yanında dilim mühürlendi, lal oldum sanki.Oradan ayrıldığımdan beri ne odamdan çıkmıyordum, nede boğazımdan bir şey geçiyordu.
" Kızım hiç olmasa bir bardak süt iç" Annemin tüm ısrarlarına rağmen başımı olumsuz anlamda sallamaya başladım.
Kafamı biraz daha yastığa gömsemde oda annem sesi tekrar yankılandı."Kızım ne oldu hiç bir şeyde söylemiyorsun. Biri sana bir şey mi söyledi. Babanda az önce eve geldi seni sordu. Ona yalan söylemek zorunda kaldım ama akşam yemeğinde baban seni sofrada görmese bir şey olduğunu o da anlar ve babanı sakinleştiremem biliyorsun ."
Ama bu sefer annem haklıydı, babamın tek çocuğu olduğum için bana karşı çok hassastı. Ve beni bu halde görmemeliydi. Başımı yastıktan ayırıp bakışımı anneme kaldırdığım da. Annem şok oldu sabahtandır annem ikide bir odama girmesine rağmen ona yüzümü göstermemiştim. Anlaşılan ağlamaktan çok kötü gözüküyordum.
" Kızım... bu ne hal" diye bağırınca
Ona masun bir bakışla."Anne ya ne bağırıyorsun babam duyacak" dediğimde
Annem sinirle"Duyarsa, duysun"
"Anne lütfen"
" Tamam o zaman yirmi dakikaya sofrayı kuruyorum. Sende o arada duş al ve seni sofrada bekliyor olacağız"
Deyince. Bir anda anneme boynuna sarıldım.
Annemin böyle konuşmasından babama hiç bir şey söylemediğinin işaretiydi.
Zaten anne ve babanın görevi evlatlarının koruması değilmiydi.
Bizler hata yapar onlar affeder, bizler suç işler onlar üstünü örter, bizler onları bile üzerken onlar her zaman bizleri sımsıkı sarıp sarmalar belkide bu yüzden bizler arkamızda bizleri toparlayan birileri var diye hata üstüne hata yaparız ama ben artık hata yapmak istemiyorum ve annem le babamı üzmemek için"Tamam anne ben o zaman duş alıp geliyorum" dediğimde annemde sarılmama karşılık verdikten sonra odadan çıkınca bende hızlı duşa girdim.
Üstündeki tüm ağırlıkları sulla beraber akıtıktan sonra duştan çıktığımda babama güzel görünmem için düğüne gider gibi giyindim ve solmuş yüzümüde makyajla mükemmel bir hal aldım.Telefonumu da alıp mutfağa girdiğimde annem le babam benim bu halime şaşırsalarda ikiside tebessüm içiriside babam gözlerini kısarak.
" Hayırdır bal çiçeğim bir yeremi gidiyorsun ?" Deyince..
Tambi bir yere gidince böyle giyinirdim ama bu gün ailem için yapmış olamazmıyım onların tebessümlerine karşılık bende tebessüm ederek babama doğru yürümeye başladım. Babamın boynuna sarıldıktan sonra onun yanağından bir öpücük kondurup.