13 BÖLÜM Zamanı gelince söyleyeceğim

373 36 3
                                    

O sabahın üstünden tam üç
gün geçti. Yine kendimi Rüzgar beyin yatağında bulmuştum
ve yine Rüzgar beyin yatağına nasıl geldiğimi hatırlamıyordum.

Ağzımdaki safran tattan ve başımın ağrısından bir türlü yataktan kalkmak mümkün olmamıştı. Bir süre kendimle mücadele ettikten sonra yataktan kalkmayı başarmıştı ki telefonumuma uzanacağım sırada altında küçük bir not vardı. Bunun benim için olduğunu düşünüp okumaya başladım.
   NOT

"İlk işin bir duş alıp kendine
gelmen, eğer baş ağrın geçmezse
acı bir kahve yap ve iç."

diyordu. Bu yine çok bilmişlik yaparak benim başımın ağrıdığını nerede biliyordu. Neredeyse bir aydır onun yanında çalışıyorum ama onu bir türlü çözemedimde, bakıyorumda,  o beni gayet iyi çözülmüştü. Düşüncelerimi kenara atarak notu okumaya devam ettim.

"Birkaç gün yokum, şehir
dışında işim olduğumdan eve gelmene gerek yok.
Babam rahatsız olduğu için onun yorumlaması lazım o yüzden sen ben gelene kadar ona yardımcı ol ve birde bir daha da içki içme." Diyordu.

Allah'ım notta bile emir veriyordu.  Bu nasıl bir adam böyle bir süre notta tebessüm edip sonrada onun tüm söylediklerini harfiyen uygulamaya başladım. Sanki yapmasam bir yerlerde çıkıp tekrar kızacağından korkmuş gibiydim ama benimki korkudan değildi onun söyledikleri nedensizce hoşuma gidiyordu artık.

Böylelikle aradan tam üç gün geçmiş ve tüm zihnimi işle meşgul atsemde hiçte mümkün olmuyordu.
Çünkü Rüzgar beysiz bir
yanım eksik gibiydi ve o olmasa sanki herşey yok olup giderdi.
Kemal beyi yormamak için elimden gelen her şeyi yapmıştım. Bu süre boyunca başka bir şey öğrenmiş oldum Kemal beyin birde kızı vardı yani Rüzgar beyin kız kardeşi bir aydır onlarla olmama rağmen hiç karşılaşmadığım için merak ederek sorduğumda maalesef yurt dışında olduğunu söyledi.

Birde beni de en az kızı kadar sevdiğini söylemişti ve bende onu bir baba gibi görmemi söylesede maalesef bu mümkün olmuyordu tamam geldiğim günden beri bana bir baba gibi davransada tüm bunlara içten içe seviniyor olsamda hiç kimse gerçek bir baba olamazdı.

Bu arada abimde beni arayıp Hakkari'de büyük bir operasyon olduğunu söyledi. "Bu sefer biraz
uzun sürebilir." demişti.

Abimle her konuşmamın sonunda hıçkırıklarım bir bahar şimşekleri gibi yankı yapıyordu. Ve artık bu bende dayanılmaz bir hal alıyordu çünkü onsuzluk çok zordu.
Sevmek zaten bunu gerektirmezmiydi her ne şartlarda olursak olalım kalbimiz, ruhumuz, ve benliğimizi, hep onunla her ne kadar uzağımızda olursa olsun bu hiç bir şekilde fark etmezdi.

Ve şimdi olduğu gibi aradan sadece üç gün geçmişti ama onu her şekilde arıyordum kalple, gözle, ve tüm piskiloşikmen onu görmek için can atıyordum.

Ve birazdan onun görme heyecanımı bir türlü bastıramıyordum.
Villanın önünde durup derin bir nefes aldıktan sonra heyecanımı biraz bastıra bilmek için güvenlikçiye selam verip Rüzgar beyin gelip gelmediğini sorduğumda sabaha karşı geldiğini söyledikten sonra bana gözlerini kısarak

" Siz Hasret hanım olmalısınız?" diye sorduğunda ona anlamayan bir bakışla .

"Siz benim adımı nerden biliyorsunuz?" dediğimde
İlk başta düşünür gibi oldu, sonrada.

"Rüzgar bey, sizin geldiğinizde birinin sizi takip edip etmediğini kontrol etmemi istedi efendim "
Deyince. Adamın söylediğine hiç bir anlam yükleyemedim. Kim beni ne için takip etsinki.
Rüzgar bey neden böyle bir şey
söylemiş olabilirdiki? Rüzgar beyin hakkında hiç bir şey bilmediğim için olabilir miydi. Kafamda o kadar çok soru işaretleriyle doluydu ki tüm bu sorularımın tek cevabı şuanda karşımdaki evin içindeydi tabi çok bilmiş sorularıma cevap verirse. Tüm kafamdaki soruları kenara bırakıp villaya girdiğim gibi etrafa göz atsamda Rüzgar beyi bulamadım. Çok geç geldiği için kesin uyuyordur diye içimden geçirdim.

Her şeyinle ilkimsin Tamamlandı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin