Ölümle yaşam arasındaki çizginin tam üzerindeyim şuan
bir yanımda annemle babam,diğer yanımda da abimle Rüzgar,
ne kadar zor bir seçim yapmak sevdiklerimin arasında kalmış durumdayım. Abimle Rüzgar tebessümle beni çağırırken annemle babam ise gözyaşlarıyla bana git demeleri canımı acıtıyordu ama gitmekte kalmakta çok zor olacaktı.Eyer gidersem annemle babamı arkamda bırakacaktım. Kalsam da abimle Rüzgar'ı bırakmak zorunda kalacaktım.
Annemin dediğine göre onlarla kalmayı tercih edersem birdaha geri dönme gibi bir imkanım bir daha asla olmayacakmış, ama abimle Rüzgar'la gidersem, bir gün kavuşa bilme umudumuz varmış .İki arada bir derede kala kalmıştım. Göz yaşlarımla anneme baktığımda annemin de benim gibi hiç bir şekilde göz yaşları dinmiyordu.
"Annemmm ben sizide onlarıda bırakmak istemiyorum " deyip.
Tüm içtenliğimle annemin boynuna atladım.
İstemiyordum işte ayrılmak çok zordu neden bu kadar imkansızın içindeyim. Artık bu kadar acı yetmezmiydi, neden hep sevdiklerimize tam kavuştuk derken hep birer engel çıkıyordu.
Bu engeli aşa bilmek için annemin kokusunu çekerken."Hadi birlikte gidelim buradan"
Annem beni öpücüklere boğarken, tam bir baba gibi saçlarımı okşayıp şefkat dolu sesi yankılandı kulaklarıma.
"Bizim gelmemiz imkansız kızım annenin dediği gibi zamanı gelince elbette kavuşacağız onun için sen şimdi abinin yanına git
daha fazla onları bekletme "dediğinde . Annem babamı desteklercesine başını hem sallıyor, hemde tüm yüz hatalarımı öpmeye devam ediyordu .
"Hadi kuzum mis kokulum gitme vakti "
🌹🌹🌹🌹🌹
İkidir ölümle kalım arasında kalıyordum ve zamanımın gelmediğini söyleyerek beni geri göderiyorlardı.
Uykusuz gecelerimin, ve yalnızlığımın, hesabını sormadan beni yine, ve yine, tek başıma bırakmak istemiyorlardı ama ben bu sefer mani olmak istiyordum.Vücudumun halsizliği, ve yorgunluğundan, dolayı göz kapaklarımı açmakta zorluk çekiyor olsamda sonunda açmayı başladım ama bu sefer gözümün önündeki perde buna mani oldu buyüzden tekrar kapatmak zorunda kaldım.
Derin bir nefes alıp gözlerimi bir kez daha açtığımda gözlerim bembeyaz bir tavanla karşılaştı. Bu nasıl olur ben az önce dışarda değilmiydim bu ne şimdi "HEM" deyip hızla bakışımı tavandan alarak etrafı incelemeye başlağım sırada .
Tek başıma küçük bir hücrede gibiydim.
Yoksa annem babam beni buraya kapatıp gitmişlermiydi ama ben onları bırakmak istemediğimi defalarca söylemiştim.
Hayır hayır bu olamaz beni tekrar bırakıp gidemezler.Hızla kalkmak için hamle ettiğim sırada hem karnımda, hemde elimde, acı hissediyordum. Karnım bıçak darbesiyle, elim ise serum, takılıydı ama bu benim için hiç bir şey ifade etmiyordu az önce annem le babamın yanındayken şimdi tek başıma bir odanın içindeydim. Kafam ahlak bullak olduğu için
"Anneeee babaaaa " diye haykırmaya başladığım sırada kapı görültüyle açıldı ama onlara bakacak kadar zamanım yoktu uzaklaşmadan onların gitmelerine engel olmalıyım.
Ada'nın hızla elini omuzuma koyarak nefes, nefese bir sesle
"Kalkma fıstığım yaralısın " dedi
Ada'nın ağlamaklı sesiyle bakışımı ona kaldırdığımda üzerinde beyaz ömlüklü adamda."Arkadaşın haklı dikişlerine zarar veriyorsun " deyince Başımı olağanüstü olumsuz anlamda sallayıp
" Bırakın beni... annem le babam uzaklaşmadan onları bulmalıyım "deyip Kalkmak istediğimde Ada tekrar kalkmama mani oldu .
Acı dolu bir sesle.