37 Bölüm Dokunma

188 16 0
                                    

Günlerin, ve Ayların, mükafatımıydı bu bana.
Hayal olmayacak kadar gerçek, günah olmayacak kadar temiz olsada böyle bir şey nasıl olurdu.
Rüzgar bütün ihtişamıyla tam karşımdaydı. Yoksa bu hayatın bana oynadığı bir oyunumuydu.

Ben ne kadar kaçarsan kaçıyım gerçek her zaman karşıma çıkıyordu şuanda olduğu gibi .
Şok olmuş bakışlarla birbirimize öylece bakıyorduk.
Aylar geçmesine rağmen ona duyduğum aşk bir nebze bile azalmamıştı.

Rüzgar'ı tanıdığım günden beri onu her gördüğümde
heyecandan parmak uçlarımdan saç tellerime kadar titriyordum.
Kalp atışlarım ise dünyanın en güzel şarkılarını ritim yapıyordu.

O ise bir yabancıya bakar gibi baksada beni unutamadığını umut ediyorum.
Sakalları uzamış birazda zayıflamış, olsada üç ay içinde yakışıklılığından hiçbir şey kaybetmemişti onu hala bıraktığım ilk gün gibiydi sevgim, sevdam, aşkım, ruhum, gözüm, kalp atışlarım tam karşımdaydı.

Ona dokunamıyorum, sarılamıyor, kokusunu içime çekemiyordum. Lal olmuş dilim ona hiç bir şey söylemeden öylece bakıyorum.
Ailemin ölümüne sebep olan adam senin baban diyemezdim, Ona böyle bir şey yaşatamazdım. Aşk fedakarlık gerektirmiyormuydu bende fedakarlık yatım yoksa insan bu kadar çok sevmezdi.

Ben onun için kendi ömrümden vazgeçerim ama onun bir dakikalık üzülmesine dayanamazdım. Onu üzen kendi ailesinden biri olacaksa bunu yapamazdım ama onu ben üzüyordum yokluğumla ve onu bu kadar çok severken.......

"Hasret bak bu sana bahsettiğim arkadaşım Rüzgar yani patronun ?" dedi
Abimin sesiyle kendimi biraz toparlayıp. Bakışımı zorlukla Rüzgar'dan alıp abime çevirdiğimde. Abim bu sefer bakışını Rüzgar'a çevirdi.

" Buda bir türlü tanışmaya kısmet olmayan ufaklık da benim kız kardeşim, yani senin yeni asistanın" deyip tebessüm etti

Beynim bu kelimelere öyle bir donduki diyecek hiç bir şey kalmamıştı hayatta.
Ben yine ve yine Rüzgar'ın asistanımı olacaktım. Böyle bir şey olamaz onun yanında çalışamam ondan aylardır kaçarken yine onun yanında çalışamazdım.

Rüzgar er ya da geç bunun hesabını soracak ve ona diye bilecek hiç bir şeyim yoktu. Heleki babasının yüzünü bir daha görmek istiyorum. Kafam öyle bir karıştıki diye bilecek laflar ağzımdan düğüm oldu.

Rüzgar sağ elini bir yabancıya uzatır gibi tokalaşmak isteyince. Ben ise onun değil elini onun beline sarılmayı istiyordum ama yapamazdım. Bunu ne ona, nede kendime, yapamazdım.

Annem le babasının günahı yıllar sonra bizim sevdamıza zarar verdi. Ne ona, nede abime, diyemezdim bu hayatta kıyamadığım iki adama yapamazdım. Bu sır beynimin bir küşesinde hep saklı kalacaktı.

"ühü ühü" abimin öksürmesiyle kendimi bir anda toparlayıp. Küçük elimi Rüzgar'ın uzattığı elinin arasına koyduğum an dünyayla bağlantım iyice koptu. Göz yaşlarım akmaya müsait olsada onları geri ittirmek zorundaydım.

Allah'ım bu nasıl bir acı böyle sevdiğin gözünün önünde ama ona ne sarıla biliyorum, nede onu sevdiğimi söyleye biliyordum.
Yüreğimin tam orta yerinde bir yumruk inerya canın yanar sesin kesilir, gözlerin dolarda susarsın. Öyle bir şey işte sevdiğine sarılamamak.

Abimin telefonun melodi sesi gelince elimi ani bir hareketle Rüzgar'ın elinin arasından aldığımda.
Abim oturduğu yerden kalkıp.

"Siz tanışın. Ben telefon görüşmesi yapacağım" dediğinde

"Sen işine bak kardeşim" dedi Rüzgar abim başını olumlu anlamda salladıktan sonra gidince Rüzgar bedenini sandelyeye devirerek oturup garsona işaret parmağını salladı.
Beni umursamıyormuydu, yoksa rolünü çok güzel oynuyordu.
Garson siparişleri alıp gidince Rüzgar yüzüme bakmadan.

Her şeyinle ilkimsin Tamamlandı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin