Üç ay önce ;
Ada'nın dilinden ;
Umut la nişanlandıktan sonra annem pek fazla onlara gitmemi istemiyordu neymiş mahalleli dedikodu yapıyormuş ama ben bu dedikodulara papuç bırakırmıyım. Tüm sokakta oturan dedikoducu kadınların ağzının payını verip. Her zaman olduğu gibi sabah kalkar kalkmaz hem arkadaşımın dün sözü kesilmiş onun mutluluğuna ortak olmak istiyordum, hemde sevgilimi özlemiştim.
Kapıyı çalmadan Umut'a bir mesaj atıp kapıyı açmasını istedim. Hem sevgilimi tek görürdüm, hemde Hasret bugün işe gitmeyeceği için sabahın köründe kaldırmak istememiştim. Umut kapıyı açtığı gibi her zaman olduğu gibi onun kucağına atladım Umut beni kucağına sabitleyip mutfağa gütürdü. Biraz öpüşüp, birazda şakalaştıktan sonra Umut'a yardım edip kahvaltıyı hazırladıktan sonra.
"Ben Hasret'i uyandırmaya gidiyim" dediğimde. Umut çapraz bir tebessümle.
"Tabi ufaklık" deyince ona oflayıp mutfaktan çıktım. Hasret'in kapısına vardığımda içeride Hasretin ağlamaklı sesi yankılanıyordu. İçeriye girmeden dinlediğimde. Tehdit ediliyor gibiydi.
Tam olarak anlamak istediğimde evet tehdit ediliyordu ve Hasret hiç kimseye yalvarmayacak kadar yalvarıyordu. Bunu biran önce Umut'a söylemem lazımdı. Hasret'çağırmaktan vazgeçip mutfağa geri döndüğüm gibi Tüm duyduklarımı Umut'a söylediğimde. Öfkelenip Hasret'le konuşmak istediğinde ona mani olup Rüzgar'ı aramasını tüm olanları onun bilmesini istediğimde kabul etti ve tüm olan biteni haber verdi. Rüzgar da aynı Umut gibi öflelendi......
***********
Rüzgar'ın dilinden ;
Sabaha kadar Hasret'i izledikten sonra Umut deyüzü uyanmadan biran önce gitmekti. Evden çıkıp kendi evime varır varmaz Hasret'e bir kaç tane mesaj attığım gibi kendimi duşa attım. Düştan çıktıktan sonra üzerimi giyindim. Aynanın karşısına geçip Hasret'i hayal ettim gelecekte benim karım olacak ve bu odada birlikte uyanmak ne kadar güzel bir şey bir kaç dakika daha kendi simamdan ziyade Hasret'le bakışıyor gibiydim.
Hasret'im siması gözümün önünde kaybolunca kendimi mutfağa attım. Kahvaltıyı yaptığım sırada telefonum çalınca tebessüm ederek telefona uzandım. Hasret uyanmış mesajlarımı görmüş aramıştır. Tam olarak telefonu elime aldığımda ekranda gördüğüm numaraya şaşırmıştım.
Umut bu saatte beni niye arasın ki açmadan öğrenemeyeceğimi anladığımda açtığım gibi telefonu kulağıma dayadım. Konuştum ama karşı tarafta hırıltılı bir ses geliyordu. Hasret'e bir şey olmuş olabilirmiydi tereddütle Umut'a tekrar seslendiğimde bu sefer konuştu ama çok kısık bir okadarda üfleli bir sesle konuşunca duyduklarım inanamadım. O Celil iti Hasret'i neyle tehdit ediyor olabilirdi. Bu işi halledeceğim söylediğimde Ada oradan atlayıp hiç bir şey yapmayacağımı söyledi.
Hasret'i tehlikeye koymamdan kortu haklı olarak ve hep birlikte buluşup bir pilan yapmamız gerekiyor dedi. İstemesemde onu onayladım ve bizimkileride alıp hep birlikte bir pilan kurduk Hasret'in hiç bir şeyden haberi olmadan onu bu işten zararsız çıkaracaktık.
Ada'nın tek işi bir şekilde Hasret'in telefonuna ulaşıp mesaj varmı yokmu onu araştırmak biz diğerleride herkes ola bileceklere hazırlıklı olmak olacağını çünkü ilk işaret Ada'dan olacaktı. İlk hamle nereden geleceğini bilmediğimiz için şimdilik takip etmekten başka çaremiz yoktu.
Çaresizlik ve bekleyiş beni benden alsada Hasret için beklemek zorundaydım. O it Hasret'i neyle tehdit ettiyse gözünü baya korkutmuş bize söylemediğine göre. Neyseki sonunda Umut ve Ada'dan geber gelmişti tamda tahmin ettiğim gibi Hasret'i çıkmaza sokmak için elinden geleni yapıyordu.