Aşk dudaktan çıkan bir kelime değil, gözlerden akan yaştır.
Maksat bir sevgili uğruna ölmek değil. Uğruna ölünecek bir sevgili bulmaktır.
Aynı şu anda Abimle Ada'nın yaşadıkları ve abimin beni oyununa dahi etmesiydi.Abim sırf Ada'ya evlilik teklifi edecek diye benim Ada'ya yalan söyleyip onu evden kovar gibi yapmamı istemişti.
Tamam Ada'yla abimin kavuşmasını çok istiyorum ama
hesapta benimle Ada'nın arasının bozulması yoktu.Abim... bugün Ada'nın bizim eve uğramasın diye tüm bunları bana yaptırmıştı.
Peki ya sonrası, ya kalbi çok kırıldıysa, ya abimi affeder, beni affetmezse, ben o zaman ne yapacaktım.Abimin getirdiği bütün eşyaları salonu mükemmel bir şekle koyduktan sonra abimin benimle bir işi kalmadığını anladığında telefonumu elime vererek Ada'yı arayıp abimin çok kütü olduğunu söyle deyince ilk başta kabul etmesemde abimin ısrarlarına dayanamayarak Ada'yı arayıp yine ona yalan söyledim.
İlk defa abim beni akşam dışarıya çıkmama izin veriyordu.
Aslında vermiyordu çıkmamı kendisi istiyordu.
Bende bunu fırsat bilerek Rüzgar'ı arayıp dışarıda vakit geçirmek istediğimi söylediğimde ilk başlarda şaşırsada sonra kabul ettiğinde."Hazırlan seni almaya geliyorum" deyince ben zaten hazır olduğum için Ada gelmeden evden çıkmam gerekiyordu.
Abim tüm ışıkları kapattığı için hiçbir şey görmüyordum tam kapıda çıkacaktım ki Ada koşarak eve doğru geldiğini gördüğümde beni fark etmesin diye abimin aralık bıraktığı kapıdan çıkıp duvarın arkasına sakladıktan sonra Ada içeriye geçince bende duvarın arkasından çıkıp bahçenin kapısının önünde Rüzgar'ın gelmesine bekledim.Bir kaç dakika sonra Rüzgar arabayı park edince ben hızla kapıyı açtığım gibi bedenimi koltuğa attıp derin bir nefes aldım.
Rüzgar benim bu halime şaşkınlıkla bakıyor olsada kendisi konuşmayınca .
Bende hiçbir şey yokmuş gibi davrandım. Bakışımı hiç bir şekilde Rüzgar'a çevirmediğim için bir anda Rüzgar üzerime çıkınca ne olduğunu anlamaya çalışıyordum.
Onun bu hareketinden kalp atışlarım öyle bir hızlandı ki burnu burnumun üzerindeydi.
Eliyle bir şeyler uğraşınca anladımki emniyet kemeri mi takacaktı bana niye söylemedi, söyleseydi ben kendim takabilirdim.Rüzgar emniyet kemerimi takmasına rağmen üzerimde kalkmıyordu bu yüzden kalp atışlarım gittikçe hızlanıyordu.
Burnu burnuma deyerken nefesi nefesimi yalıyordu. Biraz doğruldu ve gözlerini, gözlerimin içine bakarken nefes almaya unuttum.
Bir kaç saniye öylede kaldıktan sonra dudağımın hemen üzerinden küçük bir buse kondurduktan sonra hiçbir şey söylemeden doğrudu.
Benim bir ölüden hiç bir farkım yoktu şuanda." Nefes al gül kokulum" Rüzgar'ın sesiyle hızla nefes alıp vermeye başladığımda arabanın bizim mahalleden çıkmıştı.
Rüzgar ne demişti gül kokulum mu. Sesli bir şekilde yutkunduktan sonra utanarakta olsa bakışımı Rüzgar'a çevirdiğimde o da bana bakıyordu. Ne söyleyeceğimi bilmediğim için bir anda boş bulundum." Senin güzel koktuğun kadar kokmuyorum ben" dediğimde
Rüzgar çapraz bir tebessümle"Hım kesin öyledir" dedi ve önüne dönerek. Daha fazla utanmamam için konuyu değiştirdi.
" Abin çıkmana nasıl izin verdi?"
Az önce yaşadıklarımız hiç olmamış gibi davranınca bende onun gibi yapmaya çalıştım. Yoksa kendimi toparlaman uzun sürerdi .
Onun tebessümüne karşılık bende tebessüm ederek.
Rüzgar'dan saklayacak değildim ya" Abim Ada'ya evlilik teklifi edecek bu gece. Abim ona ayak bağı olmamam için beni seninle gönderdi "dedim doğruyu söyleyerek. Rüzgar hoşnut bir şekilde bakışını bana sabitledi.