Anne hasretiyle yanıp tutuşan hep ben sanarken benim gibi nice insanların olduğunu bilememiştim. Anne şefkatini bilemeden yaşayan bu tutsak kalbim nice insanlarında benden hiç bir farkları yokmuş. Rüzgar'ın yaşadıkları başkasının sevgisine tahammül olmadığı gibi.O da benim gibi anne sevgisine o kadar çok muhtaçtı ki ancak ben onu, o da beni, anlaya bilirdi başka hiç kimse bizi anlaması mümkün değil.
Göz kapaklarımı aralayıp açtığımda. Yine kendimi Rüzgar'ın yatağında bulmuştum.
Ben en son salonda Rüzgar'a annem şarkısını söylediğinden başka hiçbir şey hatırlamıyorum .
Hangi ara uyumuş, hangi ara beni odasına getirmişti hiç bilmiyorum peki ben buradaysam Rüzgar nerde bu düşünce kafamı ahlak bullak edince adeta yataktan fırlama sebep oldu .Ne yapacağımı bilmediğim için
koşarak odadan çıkıp aşağıya indiğimde.
Rüzgar'ın mutfakta olduğunu anladığımda derin bir nefes aldıktan sonra hızımı yavaşlatıp mutfağın kapısında içeriye girdiğimde. Yine ve yine Rüzgar'ı menemen yaparken görüyordum onun bu haline
tebessüm ettiğim sırada."Günaydın "deyişine artık
Şaşırmamam gerekiyor ama yinede onun her şeyine şaşırıyor, heyecanlanıyordum.Beni her şekilde farkedeşiyke kalbim onun bu güzel dokunuşlarıyla adeta bir kuş gibi çırpınmama sebep olsada
hemen kendimi toparlayıp."Günaydın "dedim.
Ama kalbim, ve zihnimde
kalbimi çalan adam
ruhu mu işgal eden adam,
beni nefessiz bırakan adam, ve daha bir sürü şey dedim.
Ve her şekilde beni fark eden adam, her şeyimiz karşılıklı olduğu için belkide o da arkası bana dönük olmasına rağmen beni fark ediyordu. Ki bende onu her şekilde fark ediyordum.Ona tebessümüm biraz daha genişleyerek yanına kalp atışlarım beraber yürümeye başladım.
Ne yaptığını bilsede içimdeki çocuk sevgisi sormak istiyordu.
"Ne yapıyorsun?" Diye sordum. Küçük bir çocuğun babasına en içten sesini yollamak gibi konuştuğum zaman aniden bakışını bana çevirmesin neden olduğu için, bu ani hareketine boş bulunduğum için kalbimin daha fazla çırpunmasına neden oldu.
Bu saçma halimi anlamış gibi bana göz kırparken ılımlı bir sesle
"Senin yapmadığını " deyince
Ona dudaklarımı büküp."Ama ben bilmi. ..."
Aramızdaki tek adımıda kapatıp
susmam için parmağını dudağıma dayandığı an sesli bir şekilde yutkunmama sebep oldu. Tabi lafımı yarıda kesip kendisi konuştu."Biliyorum. Şaka yaptım zaten.
Bilmemen senin suçun değil kendini üzme.
Hem bunlarla kafa yorma, sana bir sürprizim var.
Onun için biran önce kahvaltımızı yapıp çıkalım "Tüm kelimeleri sıraladı ama en son cümlesine şaşkın bir şekilde gözlerimi kısıp.
"Sürpriz?" diye sorsamda.
Bana kaşıyla masayı işaret ederken ."Otur. Sürprizler söylenmez. "
Merak etsemde uysal bir çocuk olup söylediklerine uyarak masaya doğru ilerledim.Süpriz neydi, Süpriz mutlulukmuydu?
Çok nediren süprizlerle karşılaştığım için daha farklı bir duyguydu benim için mesela en son ne zaman sürprizle karşılaştım hiç hatırlamıyorum.Kaç saattir yolculuk yapmamıza rağmen Rüzgar ağzından tek bir kelime bile çıkmamıştı. Ama deli gibi merak etmiyor değildim doğrusu hem İstanbul dışına çıkacak kadar sürpriz ne olabilirdi.
Ama uysal kız çocuğu olmaktan çıkmayıp nereye gittiğimizi sormadım çünkü Rüzgar'a en az abim kadar güveniyordum.