Acı çekmek nedir?Küçükken bisikletten düşüp dizini incitmekmi yoksa Top oynarken düşmekmi? Bunların hiç biri gerçek acıyı tarif bile edilemez. Gerçek acı anneni ve babanı bir anda kaybetmektir. Seni her şartlarda koruyup koruyan anne ve babanı kaybetmektir acının en derinime hiçbir zaman geçmeyecek bir acıdır.
Ama şuanda çektiğim acılar eski acılarımı alıp süpürdü.
Kaçmak istiyorum artık bu şehirden, bu insanlardan, bu hayattan, kendimden her şeyden.
İnsanın canı boşunamı yanar?
Ya geleceğine karşı noksanlık vardır yada geçmişine dair fazlalığı.
Ama benim hayatımda herşey var ve ne kaça biliyorum, nede sevip, dura biliyorum.İnsan hayatında hata yapar ve annesi evladını hatasından alı koyar. Benim hiç bir zaman böyle bir şansım olmadı. Şuanda tam tersi annemin zamanında yaptığı hata yüzünden ben şuanda acı çekiyorum.
Sevdiğim adama bile artık sevdiğimi söylemeyecek aciz bir durumdaydım. Başımı dağlara, taşlara, vursam bile elimden artık hiçbir şey gelmeyecekti. Sevgili annem bana yaşattığı acı dolu hayatımı görüyormudur.
Görüyorsa mutlu oluyormudur.
*********Üzerimde o kadar çok ağırlık varki tarif edilemez. Heleki başımın ağrısından gözlerimi bir türlü açamıyordum.
Yavaş, yavaş, kendimi toparlayarak bütün ağırlığımı gözlerime verip açtığımda .
Tavanın benim odam olmadığını anladım. Elimi başıma koyup buranın neresi olabileceğini düşünmeye başladım.Enson yaptıklarım gözüm önünde film gibi geçince şirketten çıkmadığımı anladım.
Bu yüzden ani bir hareketle kalkıp etrafa baktığımda Rüzgar'ın şirket odasındaki le koltuğun üzerindeydim.Beni kim bu odaya getirmiş olabilirdi. Tam olarak doğrulup kalkacağım an gözlerim Rüzgar'ın gözleriyle buluştu.
Hiç bir tepki göstermeden kendi koltuğunda oturup bana bakıyordu .Rüzgar ne zaman şirkete gelmiş beni odasına getirmişti hiçbir şey hatırlamıyorum.
Enson onun babasıyla tartışmıştım.
Ben bütün gece burada Rüzgar'la beraber miydim Allah'tan abim evde değildi yoksa şimdiye kadar şirketi altını üstünü getirmişti.
Kendimi toparladıktan sonra" Ben buraya nasıl geldim.?"
Diye sordum.Rüzgar elinin masanın üstünde yumruk yaptıktan sonra
" Nasıl geldiğin bellide.
Asıl sen neden bu haldesin, seni kim, ve ne bu hale getirdi.?"Ona ne diye bilirdiki,
nasıl diye bilirdim, beni bu hale koyan senin baban nasıl diye bilirdim.
O kadar çok acı çekiyorum ki
Ne yapacağımı, nasıl davranacağını, hiç bilmiyorum.
Onun sorusunu yanıtsız bıraktığım için sinirlenerek." Sana neden bu haldesin diye sordum?" Diye bağırınca.
Göz yaşlarım akmaya başladı.
Bu hayatta bir onlara engel olamiyordum." Hayatta tek hayalim birlikte mutlu olalım. Hayatın tüm acılarını göğüsleyelim istedim. Ama şimdi göğsümde acımla yalnızım. Ve her zaman öyle olacak" dediğimde
Rüzgar sinirlenerek masaya bir yumruk savurunca korkudan irkilerek elim aniden kulaklarıma giderek bağırdım.
" Mutluyduk zaten.
Acılarımıza gelince birlikte üstünden geliyordu. Son anda ne oldu ne değişti öğrenmek benim hakkım.
Beni salakmı zanettin
Bu ne seni, nede beni bağladığı kesin başka bir şey var ama ne....
Senin bu hayatta hiçbir zaman sevgilinin olmadığını bildiğin kadar bende çok iyi biliyorum .
Ama senin o laflarınla senden vazgeçmedim. Benim sevgimi hak etmediğin için senden vazgeçtim. Hiç bir şey söylemediğin için senden vazgeçtim "
Deyince.