Oy ve yorumlarınızı bekliyorum canlar..
Sizleri seviyoruzzz ❤️
Yaşadığımız ve yaşayacağımız her şeyin bir sebebi var. Hayat an'lardan ibaretken anılarımızın esiri oluruz çoğu zaman. Hep geçmişi düşünüp dururuz. Sanki gecenin kör karanlığında kalmış gibi önümüzü göremeyiz. Bir umuda, bir ışığa ihtiyacı vardır içimizin. O umuda tutunarak salıveririz tüm geçmişi. İşte o zamandan sonra başlar an'ın tadı, silinir geçmişin izleri...
Kahvaltıdan sonra biraz Mert'le zaman geçirmiştim. Onu ne kadar özlediğimi ve ne kadar büyümüş olduğunu fark etmiştim. Teyzem de kayınvalidesiyle birlikte -beni bırakmak istemesede- köydeki akrabalarından birine hasta ziyaretine gidecekti, açıkçası benimde bu durum işime gelmişti. Mert'te gitmek isteyince yalnız kalmak daha bir hoşuma gitmişti. Teyzem benimde gelmemi istese de ben evde kalmayı tercih etmiştim. 'Belki biraz dışarı çıkar hava alırım' demiştim. Zaten onlar da 1-2 saatliğine gidip, döneceklerdi. Bende açıkçası biraz kendimi dinlemek istiyordum.Buraya gelmemin asıl sebebi buydu, kendimi dinleyip tamamen kafamdan kalbimden bu ağrıyı, bu acıyı söküp atmaktı. Zaten eskisi kadar acıtmıyordu. O gün onları gördüğümde ki acıdan sonra biraz daha dinmişti yüreğim, çünkü en büyüğünü tatmıştı o gün, çünkü değmeyeceğini görmüştü. Onların o kadar iğrençliğini sonunda görmüştüm.
Bana bunu nasıl yapardı ya?
Daha dün gibiydi tanışmamız. Birlikte büyüdüğüm adam nasıl olurdu da böyle biri çıkardı, aklım almıyordu.
Lise 3.sınıfın ilk dönemiydi. O zamanlar Yağız, okula yeni gelmişti. Tabii bütün kızların gözbebeği olmuştu. O zaman da yakışıklıydı, çok bir değişimi olmamıştı. Sadece ben ve Pelin dışında bütün kızlar resmen ona yapışıyordu.
Pelin'le biz hiçbir zaman ayrılmazdık. Bir de Nil vardı. O okulunu yurt dışında okumayı seçmişti liseden sonra o yüzden bizden kopmuştu. Sadece arada görüşürdük.
Yağız ona karşı ilgisiz olduğumu fark etmişti ve öğretmen de aksi gibi herkesin oturma yerlerini değiştirmiş, onu da benim yanıma oturtmuştu. O kadar sinir olmuştum ki elim ayağım birbirine dolanmıştı. Benim daha önce sevgilim olmadığından haliyle hiç bir erkekle de yan yana oturmamıştım. Ben erkeklerden uzak duran bir tiptim. Zaten lise de pekte güzel değildim dişlerimdeki tellerimle ama Yağız beni öyle sevmişti.
Sevmişti değil mi? Ben kendimi kandırmamıştım. Bu kadar sene salak olamazdım değil mi?
İşte bizim hikaye o sıralarda başlamıştı. Zamanla gülümsemesine aşık olmuştum. Bana takılıp çapkın çapkın gülmesine, bakışlarına, sabrına, ilgisine, nazikliğine, zekasına, her bir şeyine aşık olmuştum. Onu tanıdıktan sonra kendime daha çok bakar olmuştum. Daha hayat dolu, daha neşeli, daha sevgi dolu olmuştum ve daha bakımlı. Bakımlı dediğim işte anlarsınız; topladığınız saçlarınızı salıp, şekiller verirsiniz, yapmadığınız makyajları yapmaya başlarsınız.
Dişlerimdeki tellere rağmen güzel olmaya çabalayışlarımı unutamazdım asla ama beni sevmişti. Sadece çok küçüktük ve zamanla sevgisi bitmişti. Hani demişti ya alışkanlık haline gelmiştim ben onun için, işte gerçekten öyleydi demek ki, yoksa benim gibi sever ve hayallerimizi gerçeğe dönüştürürdü.
Herkesin imrendiği çifttik biz, birbirimiz olmadan bir yere gitmez, birlikte ders çalışır, birlikte tüm sorunların üstesinden gelirdik. Birlikte sabahtan akşama kadar kütüphane de ders çalıştığımızı bilirdim. Üniversite sınavını kazandığımızda da, ayrı üniversitelere gittiğimizde de hep beraberdik. Ders saatlerimiz aynı olmadığı için o hep benim yanımda olur, arkadaşlarımı bilirdi. Zaten çok yakın bir arkadaşım olmamıştı. Pelin'le aynı üniversitedeydik, sadece bölümlerimiz farklıydı. O İşletme, bense Halkla İlişkiler ve Reklamcılık bölümü okuyordum. İkimizde 4 yıllık kazandığımızda ne kadar sevinmiştik daha dün gibi hatırlıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİ AŞKA İNANDIR
RomanceDüğün gününde terk edilen bir kadındı o. Yasemin DEMİRCİ.. Hayalleri, duyguları, hissettikleri, hissedecekleri, kaderi ve belki de her şeyi değişecekti o gün. Değişti de... Yaşadığı en büyük acısını tek başına atlatmasına sebep olan sevdiği kadının...