31.bölüm/ Yasemin Ve Çınar Özel

14.6K 643 510
                                    

Medya: Bölümün sonunda olan bir sürpriz 😉

Video: Raviş/ Güzel kadın ❤️

Bu şarkıyı çok severim 😍

Tam Çınar'dan Yasemin'i anlatan sözler gibi 😍

Keyifle okuyun canlarım sizi seviyorum ❤️

Not: Lütfen cannımm hayalet okuyucularım, bu notum size. Sizleri çok seviyorum ama ne olur şu yıldızı biraz parlatıp, beni mutluluktan havalara uçurun. Kaç bölüm oldu hala okunma sayısına göre oylar çok az. Bende üzülüyorum haliyle. Erkenden final yapmak istemiyorum. Neyse sizleri çok tutmak istemiyor, beni anlayacağınızı umut ediyorum, bizimle olmanız bile benim için çok güzel bunu bilmenizi isterim 💐

Şimdi size keyifli okumalar, muhteşem bir bölüm sizlerle olsun 😍😍









Herkesin bir yıldızı olurdu ve kalbinize akıp, kaydığında tek bir dilek hakkınız olurdu; ÇOK SEVİLMEK. Öylesine bir sevginin parıltısıyla parlayan yıldızınız, aşkınız var oldukça sönmezdi. Yaktığı kadar yakar, sizi de içine hapsederdi.



         Süleyman amcanın yanına gidip çaylarımızı yudumlarken, atlar hakkında bir çok şey öğrenmiş, öğrendiklerimden de büyük keyif almıştım. Süleyman amca çalışan gibi görünse de bu çiftliğin sahibiydi. İki oğlu da burada çalışıyor, babalarına yardım ediyordu. Zamanında jokeylik yapmış olan Süleyman amca hoş sohbetli biriydi. Onunla oturup, muhabbet etmek oldukça keyifliydi.

"Yeni gelen saf kan İngiliz bir atım var. Henüz huyunu çözebilmiş değilim. O yüzden onu hiç çıkaramıyorum. Avşar'ın tam karşısındaki odada. Gördünüz mü siz onu? Avşar'ın aksine o koyu kahve renginde."diyen Süleyman amcanın dediği atı görmüş, hatta Avşar'ın yanına gitmeden onu biraz sevebilmiştim.

"Evet, gördük. Gerçekten müthiş bir rengi vardı. Oldukça da iri bir at."dediğimde gülümsemişti.

"Öyle. Yaşı çok genç olmamasına rağmen birçok genç atı cebinden çıkarır diyebilirim."

"Bir ara onunla da tanışmak isterim."dediğimde Çınar'a bakmıştım. Onaylayan bakışlarını gördüğümde, çayımın son yudumunu içiyordum.

"O zaman biz onunla bir tanışalım."diyen Çınar'a bakıp, başımı biraz eğerek gülümsemiştim.

      Her isteğimi kırmadan, ikiletmeden yapması oldukça hoştu. Hep birlikte adını henüz bilmediğim atın yanına gittiğimizde, kafasını çıkarmış, Avşar'ın olduğu tarafa bakıyor olduğunu fark etmiştim.

"Adı ne?"diyerek usulca okşadığım ata sevgiyle bakarken, sormuştum.

"Henüz bir adı yok. Avşar'a ismini Çınar bey oğlum vermişti. İstersen buna da sen verebilirsin."dediğinde Avşar ismini neden verdiğini merak etsemde şimdilik dile getirmemiştim.

"Öncelikle çok teşekkür ederim Süleyman amca. Bu güzel atı inan çok sevdim."diyerek başını elime yaslayan atı uzun uzun inceleyip, ona ne isim vermem gerektiğini düşünmüştüm.

     Hem benim için anlamı büyük olan, hemde onun duruşuna yakışacak bir isim bulduğumda kulağına fısıldamıştım. Sevdiğini belli eder bir ses çıkardığında isminin bu olması gerektiğine karar vermiştim.

"Benim için oldukça değerli bir isim ve ona da çok yakışacağını düşünüyorum. Soylu.. adı Soylu olsun."dediğimde Çınar'ın tepkisini ölçmek istemiştim.

BENİ AŞKA İNANDIR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin