Video: Esin İris- Koray Candemir/ Senin Şarkın..
"Seninle ilgili bu şarkı sana diyorum
Bıraktım kendimi ayakta duramıyorum
Bir köy, eski bir koy Eski bir deniz, eski aşkların
Durup düşünmeden kendi yaramı yine dağladım
Aşk sessizliğine çok büyük geliyor
Hikayeler var teninde kaç kişi biliyor
Aşk sessizliğine çok büyük geliyor
Hikayeler var teninde kaç kişi biliyor
Seninle ilgili bu şarkı, sana diyorum
Hep akşam ölmüşüz sabahtan doğamıyorum
Benim duvar dibim, hiçbir yanına sığamıyorum
Kırık kader gibi, kendi yazımı silemiyorum
Aşk sessizliğine çok büyük geliyor
Hikayeler var teninde, kaç kişi biliyor
Aşk sessizliğine çok büyük geliyor
Hikayeler var teninde, kaç kişi biliyor
Seninle ilgili bu şarkı, sana diyorum
Hep akşam ölmüşüz sabahtan doğamıyorum
Aşk sessizliğine çok büyük geliyor
Hikayeler var teninde, kaç kişi biliyor
Aşk sessizliğine çok büyük geliyor
Hikayeler var teninde, kaç kişi biliyor
Aşk sessizliğine çok büyük geliyor
Hikayeler var teninde, kaç kişi biliyor."Susan sözcüklere inat, bakışan gözlerin haykırışları bir çok şeyi anlatır. Duygu yüklü bakışlar insanın aklındakini, kalbine yönlendirir. Karşısındaki alabildiğini alır aklına ama kalbiyle hissettikleri, karşısındakinin hissettikleriyle aynıdır. Akıl yanılır ama kalp asla yanılmaz. Gerçekten hissetmek için içine yönelmek gerekir. Kalbinin atışından çok, kalbinin konuştuğu sesi dinlemeli. Dinlediğinizde sizin için ne anlatmak istiyorsa kalp, diliniz yerine gözlerinizle bunu haykırın. Çünkü dil bazen kifayetsiz kalır kalbin sözlerine. O nedendir ki gözler kalbin aynasıdır...
Bütün günü odasında ders çalışarak geçiren genç kız, birkaç gün önce yaşadıklarını düşünmemek için elinden geleni yapıyordu. Okan'ın ona yaptıklarından sonra kendine bu kadar çabuk gelebilmesinin altında yatan sebebin ne olduğunu bilmiyor ve sorgulamıyordu da. Selçuk tarafından gizli bir şekilde korunmuş, onun tarafından ise aklanarak, katilinin tutuklanmasına neden olmasıyla içinin bir nebze rahata ermesi bir olmuştu.
Selçuk aklına gelir gelmez elindeki kalemi dudaklarına götürmüştü. Dirsekleri çalışma masasında dik duruyor, avuç içlerine aldığı çenesiyle boş boş bakınmaya başlıyordu. Nazlı farkında olmasa da kendini çoğu kez onu düşünürken buluyordu. Sadece bir kez yüzünü görmüş, sadece bir kez onunla konuşmuştu. Onu tanımıyor, onunla ilgili hiçbir şey bilmiyordu. Tek bildiği adı ve yüzünün şekliydi. Onun hakkında bir şeyler öğrenebilmek istediğini o an fark etmişti.
Selçuk ona olan hislerinden bahsetmişti ve bunu yaparken de ondan bir beklentisi olmadığını söylemişti. Doğruydu. Bir kez bile ona ulaşmaya çalışmamıştı. Onu rahatsız edecek herhangi bir harekette veya tutumda bulunmamıştı. Belki de Nazlı'yı etkileyen kısmı buydu. Onu severken sadece seviyor olmasıydı. Karşılıksız, bir şey beklemeden. Üstelik ona yardım etmeye başladığı vakit onu sevmeyen bir adamken, ona yardım ettiği zamanlar onu sevmeye başlamıştı. Gizliden gizliye yardım ettiği kadına, görmeden, tanımadan, konuşmadan aşık olmuştu ve bu Nazlı için çok başka bir şeydi. Hoşuna gitmişti elbet. Kimin olsa giderdi hoşuna böyle bir durum.
Yaşadığı olayların üstünü çok güzel örttükleri için kimse duymamış, bu sayede de Nazlı kesinlikle kimse tarafından ne yaşıyor duyulmamıştı. En çokta bu kısmı içini rahat hissettiriyordu.
"Kızım iyisin demi?"diyerek içeri giren Nazlı'nın annesiyle düşüncelerinden sıyrılan Nazlı, annesine gülümseyerek bakmıştı.
Kadının yüreği o an sızlamıştı. Daha günler öncesinde kızının hali hal değilken, şimdi yüzünün gülebiliyor olmasına çok seviniyordu. Ana yüreğiydi işte, evlatları için canını bile verirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİ AŞKA İNANDIR
RomanceDüğün gününde terk edilen bir kadındı o. Yasemin DEMİRCİ.. Hayalleri, duyguları, hissettikleri, hissedecekleri, kaderi ve belki de her şeyi değişecekti o gün. Değişti de... Yaşadığı en büyük acısını tek başına atlatmasına sebep olan sevdiği kadının...