Canlarımmmmm, geç paylaştığım için sizlerden özür diliyorum. Söylediğim vakitte paylaşamadım, çünkü şu sıralar oldukça yoğunum.Bölümün sonunda belirttiğim şeyi lütfen dikkate alın, sizleri seviyor ve bölümle baş başa bırakıyorum 😍
Video: Atınç feat Esra/ Söyle sevgilim..
Ayyy bu şarkı çok uyuyor bizimkilereee 😍😍
Ruhun anahtarıdır; gözler. Bir çift göze bakıp, oradan kalbine inebilirsiniz. Bu yolculukta hissedilen yoğun duygular bir insanın ruhunu yansıtır adeta. Bu yüzdendir ki; bir bakış, bir sözden daha etkilidir. Hem karşındakine anlatmak istediğinden çok şey anlatıp, hem de ne istediğini gösterebilirsin. Göz; görür, kalp; hisseder, ruh ise benliğine alır, oraya hapseder. Aslolan ruhuna hapsedecek ruh eşini bulmaktır. Bazen zor, bazen imkansız, bazen hayat acımasız olsa bile...
Çınar'ın memleketine gitmesinin üzerinden 2 gün geçmiş olmasına rağmen, onu deli gibi özlemiştim. Daha önce dedesinin rahatsızlığından bahsettiği için, konu sanırım yine dedesinin ani fenalaşmasıydı. Çınar bu konuyla ilgili detaylı bir şey henüz anlatmış değildi. Tek bildiğim; Çınar'ın ailevi sorunlarını halletmeden gelemeyecek olmasıydı. Ne kadar zaman orada kalacağını bilemiyordum ve bu özlemimin daha da körüklenmesine neden oluyordu.
Üstelik orada ne olmuş olduğunu da merak etmiyor değildim. Dedesine bir şey mi olmuştu? Yoksa dedesi kardeşleriyle bir sorun mu yaşamıştı? Aklımdaki sorularımla beni burada bırakmış ve gitmişti. Sorunları olduğu içinde onu rahatsız etmek istemediğimden gün içinde arayan kişi ben olmuyor, onun aramasını bekliyordum.
Aklıma takılan bir diğer konu da çocukların yurdunda olanlardı. Bu yüzden çocuklar için elimden geleni yapmak adına ajansta bütün arkadaşlarla konuşmuş, yardım fonu hazırlamak istemiştim. Birçok kişinin de katılımı olacağı için onlar adına umutluydum. Onların daha rahat bir hayat sürmeleri için elimizden ne geliyorsa yapacaktık. Ama aklıma takılan tek ayrıntı vardı; bu işin içinde başka bir iş yoksa eğer devlet neden çocukların bir kısmının sokakta kalmasına razı geliyordu? Böyle bir durum benim bildiğim kadarıyla kesinlikle söz konusu olamazdı.
Sadri beyden öğrendiğimizden beri hem araştırıyor, hemde yardım için para topluyordum. Kendi birikmişimi ve etrafımdaki insanlarında birikmişlerini topluyor, çeşitli yardım amaçlı şeyler hazırlıyordum. Dilerim elimizden geleni yapar, onların daha rahat hayat sürmelerini sağlardık.
Yine de müdüre hanımla ve gerekli kişilerle de konuşmak istediğimden araştırmalarıma devam ediyor, konu hakkında bilgi sahibi olmaya çalışıyordum.
"Yasemin şu çocuklar için topladığın yardım fonuna Giorgi'de yardım etmek istiyor. Hatta büyük bir bölümünü o tamamlayacak sanırım."diyerek sevinçle odaya giren Seçil'e şaşkınlıkla bakıp, algılayamadığımdan olsa gerek sessiz kalmıştım.
"Kızım parayı denkleştiriyoruz diyorum sana. Neden sevinmek yerine bön bön bakıyorsun yüzüme?"dediğinde sanki biri kafama vurup, aklımı başıma getirmiş gibi birden sevinçle çığlığı basmıştım.
"Ciddi misin? Seçil bu çok güzel bir haber. Allah'ım çok sevindim. Hemen Çınar'a haber vermem gerekiyor, hemen."diyerek sarılmış olduğum arkadaşımı bırakıp, saçlarımı düzeltip, derin nefesi içime çekerek telefonumu elime alıp büyük bir heyecanla numarasını çevirmiştim.
Çalıyor ama yanıt vermiyordu. Çınar normalde telefonlarımı hemen açardı ve bu durum burnuma iyi şeylerin olmadığı kokusunu veriyordu. Bir şey olup, olmadığı konusunda endişelensem de belli etmemek adına gülümsemiş ve öyle konuşmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİ AŞKA İNANDIR
RomanceDüğün gününde terk edilen bir kadındı o. Yasemin DEMİRCİ.. Hayalleri, duyguları, hissettikleri, hissedecekleri, kaderi ve belki de her şeyi değişecekti o gün. Değişti de... Yaşadığı en büyük acısını tek başına atlatmasına sebep olan sevdiği kadının...