16.bölüm

16.1K 782 231
                                    

Bu bölümü TCmmGnay 'a ithaf ediyorum, her bölümüme yaptığı o güzel yorumları için sonsuz teşekkürler...

Hepinizi çok seviyorum canlar ❤️

Keyifli okumalar ...

Hissettiklerimize anlam yüklemeyi severiz biz. Bir anlamı olmalıdır her şeyin. Anlamsızca sevemeyiz mesela. Sevmemizin illa da bir nedeni olmalıdır. Belki bir gülüş, belki bir bakış. Aslında bilmeyiz ki bunlar işin bahanesidir. Seven sevdiğini gözüyle değil gönlüyle görüp sever. Gönül bedenden azad olur diğer gönüle koşar gider...

-Çınar'ın Ağzından-

Çalışma masamda oturmuş hastalarımı bekliyordum. Bugün çok randevum yoktu. Günlerdir aksi gibi hastalarım çok azdı. Sanki hayat bilerek yapıyordu bunu bana, onu düşünmemi istiyordu sanki. Zaten aklımdan çıkmıyordu ki. Sert bakışları, dik duruşu, kaba halleri, gülüşü, kokusu, teninin yumuşaklığı, gamzesi, beni terslerken ki halleri, dudakları bunları düşünmediğim bir an bile yoktu.

Acıdan kıvranan halini hatırladıkça kahroluyordum. Kalbime bir ağırlık çöküyordu ve nedenini bilmiyordum. Aşık olmuş olamazdım değil mi? Bu kadar kolay, bu kadar çabuk? Neden diye sorup dursamda cevabı bulamıyordum. Cevap bende değildi sanki cevap onun gözlerindeydi. O yeşil beni benden alan güzel gözlerinde. Onu ilk gördüğümde gözlerinden çok etkilenmiştim. Ağlayan, acı çeken gözleri beni büyülemişti. Bu aşk olabilir miydi? Gittiği günden beri bu düşüncelerle boğuşup duruyordum. Kafam yerinde değildi bir türlü. İçmediğim kadar sigara içmiş, olmadığım kadar mutsuz olmuştum o yokken. Sebebi onun yokluğuydu biliyordum ama bana o kadar saçma geliyordu ki bu durum. Daha önce o yoktu hayatımda neydi bu bana olan? Koca adam olduğum halde neden çaresiz hissediyordum böyle? Yanında olup ona destek olmak için deli divane olmamda niyeydi?

Yasemin gittikten sonra yerini öğrenmek için arkadaşının evine gitmiştim. Nerede olduğunu öğrenmek için her gün gitmeme rağmen söylememişti. Yasemin mi tembihlemişti diye çok düşünmüştüm. Yapar mıydı bilmiyordum, onu çok tanımıyordum ki. Tanımadığım halde neden uğraştığımı da bilmiyordum ya. Kalbimde ki bu ağırlığın sebebi belki de bundandı.

Gittiği 4 gün olmuştu bugün. Ne yapıyordu? Nasıldı bilmiyordum. Bende bir numarası bile yoktu. Telefon numarasını istemek aklıma gelmemişti hiç ne Yasemin'den ne de arkadaşından.

Sigaramdan bir nefes daha çekmiştim ki içeri arkadaşım Barış girmişti. Barış daha önceden Yasemin ile ilgilenen doktor arkadaşımdı.

"Lan oğlum biri görecek ne yapıyorsun? Yasak olduğunu bildiğin halde birde."diyerek ellerini savuruyordu dumanı yok etmek için. Geçip odamın camını açmıştı. Zaten bitmiş olan sigaramı söndürmüş ve çöpe atmıştım. Karşıma geçip oturduğunda bana sinirli sinirli bakıyordu.

"Kafayı mı yedin oğlum sen? Nedir sendeki bu haller?"

"Yok bir şey."demiştim sadece.

Çekmecemdeki oda parfümünü çıkarıp sıkmıştım birkaç fıs, odadaki sigara kokusunu bastırsın diye. Normalde asla hastanede içmeyen ben bunu ilk defa yapmıştım. Çaresizliğimden ne yaptığımı bile bilmiyordum. Sinirlendikçe sigaraya vuruyordum kendimi. Sanki her şeyin acısını ondan çıkarır gibi. 4 günde kaç paket sigara içmiştim sayısı bile belli değildi.

"Oğlum nasıl yok bir şey lan? Gören de aşk acısı çekiyorsun sanır. Sen bu kadar içmezdin sigarayı. Hastanede de tuhafsın dışarda da son birkaç gündür. Hastalarla da doğru ilgilenmiyormuşsun. Geçen bir kadını azarlamışsın hatta. Başhekimin kulağına gidecek diye korkuyorum."dediğinde kırışan alnıma elimi götürüp ovalamıştım.

BENİ AŞKA İNANDIR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin