21.bölüm

15.8K 726 360
                                    

Canlar sizleri seviyor ve keyifli okumalar diliyorum...

Bu arada gizli okuyucularıma seslenmek istiyorum; sizleri de seviyorummm. Bizi sakın bırakmayın 😉

Tabii oylayarak kendinizi gösterseniz daha iyi olurdu ama siz böyle tercih ediyorsanız benim için sorun yok 🤷‍♀️

Ayyy yine çok konuştum 🙊

Sizi hikayeyle baş başa bırakıyor, çok çok öpüyorum 😍😍

İstemediğiniz şeylerin başınıza gelmesinin sebebi sabrınızın ne kadar olduğuyla doğru orantılıdır. Sabır, boyun eğmekten çok tahammül etmenin başka bir şeklidir. Tahammülü kalmayıncaya kadar zorlardı hayat insanı. En tükendiğin anda da vururdu tekmeyi hiç acımadan...

          Yaser'le uzun zamandır bir şeyler yapmadığımız için bugün sözleşmiş ve balığa çıkmaya karar vermiştik. Hem onunla ilgilenip, onunla konuşmak,  artık derdine ortak olmak istiyordum. Onu çok boşladığımı fark etmiştim.

Ben üzerimi sıkıca giyinirken o da odasında oltalarımızı hazırlıyordu. Annemle babam da, bugünü kendilerine ayırmış, evde olmayacaklardı.

     Bugün günlerden pazardı. Çınar'la buluşup güzel vakit geçirmemizin ve sonra yüzsüzün aramasının üzerinden tam 2 gün geçmişti. Evet artık ona sadece yüzsüz diyordum, çünkü gerçekten öyleydi. Çınar'ın tehditleri yetmemiş olacak ki bana sonrasında mesaj da atmıştı. Çınar'ı çok zor tutmuştum. Onun bu işe karışmamasını sert bir dille söylemiştim. Biraz kırılmıştı ama başı belaya girsin istemiyordum.

       Yağız tanıdığım gibi değildi artık, sağı solu belli olmaz diye düşünmüştüm. Çınar'ın bana kırılması beni üzmüştü elbette ama elimden de bir şey gelmiyordu. Bu yüzden 2 gündür görüşmemiş, konuşmamıştık. Ona bir şey yazmamı beklediğini biliyordum ama yazarsam eğer bu sert duruşumu zedelerdi. Bana karışmaya hakkı olmadığını bilmeliydi. Üstelik bunu onun iyiliği için istiyordum ama o Yağız'ı koruduğumu zannedip kırılıyordu.

        Ben içimde bir boşluk, bir yalnızlık hissettiğimde, üzülmüş, kendime kızmıştım. Açıkçası bu kadar çabuk hayatımda yer etmesi beni sinir etmişti. Kimseyi önemsememeyi bir türlü öğrenemeyen kendime o kadar çok sövüyordum ki...

"İkiz hazır mısın? Giyindin mi?"diye kapıda seslenen ikizim Yaser'e cevap vermem biraz gecikmişti.

"Hazırım geliyorum."diye bağırdıktan sonra kazağımı başımdan geçirmiştim.

"Tamam aşağıda kapının oradayım, çabuk ol kızım ya. Balıklar kaçacak."dediğinde gözlerimi devirmiştim.

Zevzek şey sanki balık tutabiliyordu da kendisi.

        Üzerimi giyindikten sonra telefonuma bakmıştım, 1 mesajım vardı. Çınar'dandır diye heyecanla açmıştım ki yüzsüz Yağız'dan olduğunu görünce sinirlerim tepeme çıkmıştı.

Hiç mi vazgeçmezdi bir adam ya? Bu nasıl ego kardeşim!!

-Yasemin onu sevmediğini biliyorum. Sen benimsin, bana aitsin. Başkasının olmana izin vermem.-yazıyordu.

Aman ne güzel!! Nereden senin oluyorum ben?!

      Mesajı görmezden gelerek sinirle telefonumu cebime koyup, derince bir nefes almıştım. Bugünü sadece kardeşime ayıracak ve onunla güzel vakit geçirecektim. Aşağı yanına indiğimde kapıda volta attığını görüp, gülümsemiştim.

"Biraz daha gelmeseydin meyveleri toplamana bir şey kalmayacaktı."dediğinde dudakları alayla kıvrılmıştı.

      Hava soğuk olduğundan üzerine giydiği şişme montu ve şapkasıyla o kadar sevimli görünmesine rağmen, hala uyuz olabiliyordu. Yaser'i nadiren böyle görürdüm, spor giyinmeyi pek sevmez ve asla şapka takmazdı.

BENİ AŞKA İNANDIR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin