Video: Pinhani/ Yıldızlar.."Gökyüzünde ne çok yıldız var
Biri parlak, biri ürkek, biri yalnız diğeri sanki burada.İçimizde ne çok hırsız var.
Biri aldı beni götürdü sonra sattı hem de yok pahasına.Ahh, şu hırsızlar..
Her gece rüyamda senin kılığında dolaşırlar..Ahh, karanlıklar..
Seni benden, seni dünden, seni gerçeklerden korurlar.Gökyüzünde ne çok yıldız var.
Biri parlak, biri ürkek, biri yalnız diğeri sanki burda.İçimizde ne çok hırsız var.
Biri aldı beni götürdü sonra sattı hem de yok pahasına.Ahh, şu hırsızlar.
Her gece rüyamda senin kılığında dolaşırlar.Ahh, karanlıklar.
Seni benden, seni dünden, seni gerçeklerden korurlar.."Yanıp sönen yıldızlar kadar parlak bir hayattı belki de istenen. Yaşanılan sadece gökyüzünden ibaret bir buluttu belki de. Belki de kendi gökyüzümüze nasıl baktığımızla alakalıydı asıl mesele. Kendi takım yıldızlarımızı kendimiz oluşturmalı, kendi umudumuza ışıkları kendimiz sunmalıydık. O zaman gökyüzümüz karanlıkta bile aydınlığa şahit olabilirdi. Her kayan yıldızımıza inat bir dilek hakkımız olabilir, dileğimiz sonsuza dek bizimle olabilirdi...
"Emin misin Nazlı? Bak istemediğin bir şeyi yapmak zorunda değilsin. Kimse seni buna zorlamıyor. Abinde, bende seni alıp, İstanbul'a gitmeyi düşünüyoruz. Tüm bunlara gerek yok, gerçekten."diyerek bilmem kaçıncı kez Nazlı'yı rapor almak konusunda caydırmaya çalışıyordum.
Gözlerinde gördüğüm kırgınlığa tutunuyor, onun söyleyemedikleri için ben konuşuyordum. Çınar'ın tepkisi ağır olduğu için, Nazlı bir hayli korkmuştu. İlk defa kardeşine öfkeyle bakmıştı. Bütün gece Nazlı kollarımda ağlamış, tek bir kere bile vazgeçtiğinden bahsetmemişti. Vazgeçmiyordu. Onu vazgeçirmek için artık bir şey yapamıyordum.
"Ben tekrar üniversite sınavlarına hazırlanacağım. Uğraştığım şeylere bakar mısın? İstanbul'a elbet geleceğim ama şimdi değil. Okulumu kazanıp, konservatuar için sadece orayı yazacağım. Sırf dedem beni rahat bıraksın diye istiyorum Yasemin. Sırf bana o gözlerle bakmasın diye. Kimsenin içinde bir şüphe kalmasın diye. Lütfen beni anla. Bayılmıyorum düştüğüm bu duruma ama bunun sorumlusu benim. Bırakın kendi kararlarımın cezasını kendime kendim keseyim."diyerek gri gözlerini buğulandırmış, gözyaşı dökmemek için başını dik tutmaya çalışıyordu.
Söyleyecek hiçbir şeyimin olmayışına ayrı, Nazlı'nın kendine olan kızgınlığına ayrı üzülmüştüm. Elimden geleni yapmak, olanı biteni değiştirebilmek isterdim ama mümkün değildi. Daha fazla konuşmak istemediğini belirttiği vakit, kendimi çoktan odanın dışında bulmuştum.
Çınar'ın nerede olduğunu merak etmiş, odasına bakmıştım. Odasının boş olduğunu gördüğümde, ne kadar düzenli olduğunu bir kez daha anlamıştım. Yatağını kendisi topluyor, odasında zerre dağınıklık barındırmıyordu. Belki tek dağınıklığı, okuduğu kitabı ve sigarasının komidininin üzerinde alalade durmasıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİ AŞKA İNANDIR
عاطفيةDüğün gününde terk edilen bir kadındı o. Yasemin DEMİRCİ.. Hayalleri, duyguları, hissettikleri, hissedecekleri, kaderi ve belki de her şeyi değişecekti o gün. Değişti de... Yaşadığı en büyük acısını tek başına atlatmasına sebep olan sevdiği kadının...