65.bölüm

7.9K 414 519
                                    



Şarkıyı kimler söylüyor bilmiyorum ama sözleri oldukça hoşuma gittiği için bu bölüme uygun olduğunu düşündüm. Dilerim sizlerde seversiniz canlar ❤️
















Huzurun kucak açtığı gönüle girecek kötülüğün yeri olmaz. Kalp bir kere erdimi huzura onun geri dönüşü yoktur. Huzuru kaçırmak için yaşanılan şeylerin kısa süreli bir etkisi olsa da, asla kalıcı olamayacaktır. Yol doğru ise, varılan huzurun tadı bambaşkadır. Tadan için ayrı bir zevk, tattıran için ayrı bir lütuftur...























"Öğretmenim Arda saçımı çekip duruyor."diyen Alya Sare'nin dudakları büzülmüş bir şekilde öğretmeni Hayat'a bakıyordu.

      Hayat hiç olmadığı kadar yorgun ve düşünceli hissediyordu bugün kendisini. En son yaşadıklarından sonra hala kendine gelebilmiş değildi. Kalbi hala bazen korkudan deli gibi çarpabiliyor, her an Okan'ın ona bir şey yapmak için geleceğinden korkuyordu.

     Selçuk'un anlattıklarına göre Okan'ın düşünceleri, Hayat'ı kaçırmaktan, onu zorla alıkoymaktan geçiyordu. O an aklına Barış'ın bunları duyduğundaki tepkisi gelmişti. Öyle çok sinirlenmişti ki, hatta savurduğu küfürü hala dün gibi hatırlıyordu kadın.

      Alya Sare hala bir cevap bekleyerek öğretmenine sinirle bakmaya başladığında, Hayat nihayet onu fark etmiş ve zaten güldüğü için iyice gülümsemesini yüzüne yaymıştı.

"Ahh, canım özür dilerim. Sen bana bir şey mi demiştin?"diyerek kızı minik kollarından tutarak önünde diz çökmüş, sevimli suratının sinirli haline gülümsüyordu.

"Öğretmenim beni dinlemiyor musunuz siz?"diyerek bilmiş bilmiş konuştuğunda imdadına Serpil hanım yetişmiş, yanlarına kadar gelmişti.

"Seninle ben ilgileneyim tatlım. Öğretmeninin bir misafiri varmış."diyerek kaş göz yapan arkadaşına şaşkın gözlerle boş boş bakan Hayat, kimin gelebileceğini kestiremediği için kendisi olup olmadığından bir türlü emin olamıyordu.

"Benim mi? Emin misin?"

"Evet."

"Artık benimle ilgilenecek misiniz biriniz?"diyen Alya Sare iyice sinirden deliye dönmüş görünüyordu.

      Hayat çoktan sınıftan çıkmak için adım atmıştı ki, Alya Sare'nin, Arda'yı şikayet ettiğini duymuş, gülümsemişti. Arda'nın ona karşı tutumunun farkındaydı. Sürekli onunla uğraşıyor, onu sinir etmeye çalışıyor, oyuncaklarını ve yediklerini sadece onunla paylaşıyordu.

     Gülümseyerek çıktığı kapıda şaşkınlıkla olduğu yerde kalmıştı. Barış'ın burada ne aradığını merak eder olmuştu. Daha önceleri gelmesini anlıyordu ama şimdi bu yaptığıyla onun ümitlenmesine neden oluyordu. Kalbi onu görür görmez söz dinlemez olmuştu bile.

     Karşısındaki cam kapıdan kendisine bakıp, şalını düzeltmiş, üstüne başına çekidüzen vermişti. Neyse ki Barış onu görmüyor, sessizce tüm yakışıklılığıyla onu bekliyordu.

"Barış?"dediği an adamın kalbi onun sesini duyduğu için heyecanlanmıştı sanki.

     İsmini söyleme şekli bile hoşuna gitmişti. Halbuki basit bir seslenişti ama adam için çok başka şeyler ifade ediyordu. Kendisi henüz bunu itiraf edemese de durum böyleydi.

"Merhaba Hayat. Nasılsın?"diyerek daha iyi bir soru bulamadığı için kendi kendine aptalsın deyip duruyordu.

"Ben iyiyim. Sen nasılsın?"diyerek kaşlarını çatan kadın oldukça farklı görünüyordu.

BENİ AŞKA İNANDIR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin