Biraz geç geldi bölüm canlarım, kusuruma bakmayın ama telafi adına oldukça uzun bir bölüm oldu 🙈❤️
Video: Cengiz Özkan/ Bir Ay Doğar..
Binbir acının içinde gülümsemeyi öğrenmektir hayat. Kimi kışı yaşarken, kimi yazı göstermek zorundadır. Hayatın silsilesinde kendi duygularına gem vurmak, alır götürür tüm yaşadıklarını. Unuttum dediğin anda fısıldar kulağına. Bitmez sandığın şeyler biter, geçmez sandığın şeyler gün yüzüne çıkarken...
Kahvaltının hiç bu kadar uzun sürdüğünü daha önce hissetmemiştim, ya da sevgilimin beni nereye götüreceğine dair fikirler aklımda uçuşurken, zaman bana geçmek bilmiyordu. Gözlerim Çınar'a değdiğinde, Çınar babasıyla bir şey konuşmuş ve elimden tutup, beni evlerinden çıkarana kadar sessizliğini korumuştu.
"Çınar nereye gidiyoruz? Kimseye bir şey demedik ayıp olmaz mı böyle?"dediğimde, bir saniyeliğine durup bana bakmıştı.
"Sorun yok, bizimkiler biliyorlar zaten."
"Peki çocuklara ayıp olmuyor mu? Günlerdir onlarla bir şey yapmadık? Onlarda gelseydi."dediğimde gözlerimin içine uzun uzun bakmıştı.
Bu bakış her zaman ki güzel bakıştan uzak, durgun ve acı doluydu. Bir bakışıyla kalbimi söksünler isteyeceğimi bilemezdim. Ne olduğunu merak etsemde sormaya korkuyor, peşinden bilmeden gidiyordum. Sonunda kötü bir şey olmayacağını biliyordum, çünkü Çınar beni asla kötü olacağım bir yere götürmezdi.
"Hayır."diyerek kestirip atan sert sesine bir türlü anlam verememiştim.
Arabaya bindiğimizde de, arabayı sertçe çalıştırıp, dalgın bir hali olduğunda da benimle konuşmamış, içine kapanmıştı. Onu bu halde daha önce bir kez görmüştüm.
Çok uzak bir yere gitmediğimizi fark etmiştim ama düşüncelerden etrafıma bakmak aklıma gelmemişti. Evlerinden çokta uzakta bir yerde değildik. Sırf kuru toprakla dolu bir araziye gelmiştik. Arabanın durduğu yerden çok uzaklıkta bir şeyler görünüyordu ama ne olduğunu anlamam mümkün değildi.
Arabayı bıraktığımız yerde çeşmenin olduğunu görmüştüm. Çınar'a baktığımda acı çeker bir hali olduğunu gördüğümde yarasının acıyıp, acımadığını düşünmeye başladığımdan onu durdurmuştum.
"İyi misin? Nereye geldik böyle? Sır gibi sakladığın bu yer neresi?"dediğimde gri gözleri cam gibi olmuş, buğulu buğulu sabit bir şekilde karşıda görünen ama ne olduğu seçilmeyen yere bakıyordu.
"Seni abimle tanıştırmaya getirdim."diyerek elinde yumruk yapmış olduğu için daha önce görmediğim siyah bir örtmeyi bana uzatmıştı.
Şaşkınlıktan ne yapacağımı bilememiştim. Beni abisinin mezarının olduğu yere getirmiş, ona beni kendince tanıştıracağını düşünüyordu.
Bir tepki vermediğimden olsa gerek, elindeki örtmeyi düzenle başımın üzerinden geçirip, zaten toplu olan saçlarımı örtmüştü.
"Benim için oldukça zor olan bir şey bu. Ben buraya geldiğimden beri ilk defa gideceğim abimin yanına. Ve ilk defa yalnız gitmeyeceğim. Yaşasaydı eminim seni çok severdi."diyerek gözünden düşen arsız göz yaşını elinin tersiyle silmiş, umursamıyormuş havasına bürünmüştü ama gözleri ve titreyen çenesi onun ne kadar zorlandığını bir kez daha gösteriyordu.
Onun zorlandığı asıl mevzunun sebebini biliyordum. Zorlanmasının sebebi; kesinlikle onun son anına geç kalışıydı. Son nefesini verirken yanında olmadığı için kendini yıllarca suçlamıştı. En kötüsü de kendini kaybettiği bir zamanda abisini de kaybetmiş ve acısını iki kat yaşamış, en derinlerinde kazıyarak iz bırakmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİ AŞKA İNANDIR
RomanceDüğün gününde terk edilen bir kadındı o. Yasemin DEMİRCİ.. Hayalleri, duyguları, hissettikleri, hissedecekleri, kaderi ve belki de her şeyi değişecekti o gün. Değişti de... Yaşadığı en büyük acısını tek başına atlatmasına sebep olan sevdiği kadının...