57.bölüm

7.8K 420 830
                                    


Video: Ravi İncigöz/ İki Kalp...

'İki kalp severse adı aşk olur.
İki ayrı kalp aynı anda vurur.
Sen ben ayrı yazılır.
Gel biz olalım n'olur?'

Medya: Yasemin ve Çınar'ın nişandaki halleri. (Çınar'ın takımının üstünü koyu lacivert olarak hayal edin😉)

Bu arada bölümü Çınar'ın geçmiş zamanıyla başladığım için lütfen bana kızmayın🤦🏼‍♀️Birazcık yazıp, göstermek istedim sizlere zaten çok değil.

Onun dışında şaşıracağınız şeyler olacağına eminim 😉

Bu bölüm sana ithaf olsun arzu60600 canım okurum benim ❤️

Keyif dolu satırlar dilerim.. 🥰

Kusurlarım varsa affola, şimdiden özür dilerim. Kafam şu aralar oldukça yoğun ama sizi daha fazla merakta bırakmak istemedim. Dilerim beğenirsiniz...









            Bazı şeyler göründüğü gibi çıkmaz bazen. Bu yüzden görülenden çok, nedeninin ne olduğuna bakılmalı bir konunun. Yargısız infaz yapmak her zaman kolaydır. Önemli olan zoru yapabilmeyi diretmektir. Bunu yapabilenin vicdanı rahat, yapamayanın dili utanç içinde ezilir...












-Çınar'ın Ağzından (Geçmiş zaman)-



        Ellerimin zangır zangır titriyor oluşuyla, vücudumun alkolü istiyor olduğunu anlamıştım. Sigaramdan bir duman daha ciğerlerime çekmiş, bomboş olan kafamın uyuşmaya başladığını hissediyordum. Acilen içki alıp, içmem gerekiyordu.

     Günlerdir eve gitmiyor, doğru düzgün kimseyle konuşmuyordum. Sürekli meyhanelerde sabahlıyor, gittikçe çekilmez bir adam oluyordum. Abimin son anlarına yetişememiştim. Onu gömdüğümden beri mezarına gitmeye kendimde yüz bulamıyordum.

      Karanlık yolda, açık bir büfe bulurum umuduyla, gittikçe artan titremelerimle yürüyordum. Köşeyi döndüğüm gibi karşıma çıkan ufak bir büfe, birazdan vücudumun rahatlamasına neden olacak içkiyi satıyor olduğunu gördüğümde gülümsemiştim.

"Bana bir bira verir misin?"

"Buyur."diyerek uzattığı biranın parasını vermeden önce kafama dikmiş, içimi yakmasıyla, biraz olsun kendime gelmiştim.

"Yavaş aslanım ne acelen var?"diyen adamın parasını verip, çoktan ordan uzaklaşmıştım.

     Sürekli gittiğim yere gitmiş, Mardin'in eşsiz sokaklarının, evlerinin yukarıdan göründüğü, manzara harikası olan tepeye gelmiştim. Buraya gelene kadar biranın yarısını içtiğim aklıma gelmiş, keşke bir tane daha alsaydım diye düşünmeye başlamıştım. Çarçabuk bitecek, beni bayıltmaya yetmeyecekti. Bayılana kadar içiyor, kafamdaki düşüncelerden bir kaç saat de olsa uzaklaşıyordum.

      Gözyaşlarım usulca akarken, her zaman yaptığım şeyi yapıyor, abimle konuşuyormuş gibi yapıyordum. Ondan özür diliyor, onu çok sevdiğimi söyleyip, beni affetmesini diliyordum. Ona yetişemediğim için beni affetmesini istiyordum.

     Saatler akrep ve yelkovanı esir almış gibi hızla geçerken, dilimde hala abimin adı dolaşıyordu. Göz kapaklarım ağırlaşmaya başladığı vakit bir ses duyar gibi olmuştum. Biri sanki bana sesleniyordu.

"Aslanım."

".."

"Aslanım kendine gel."diyerek yanımda beliren abimle neye uğradığımı şaşırmıştım.

BENİ AŞKA İNANDIR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin