48.bölüm

7.7K 449 488
                                    

Video: Pera/ Seni Kaybettiğimde..

Bu bölümü BILGE_MURAT04_76 'a ithaf ediyorum. Bölüm senindir tatlım ❤️

Bir sonraki bölümün daha heyecanlı olacağını düşünüyorum, keyifle okumaya devam edin canlarım ❤️






Ölümün sessiz çığlığını duyan var mıdır şu hayatta? Ölümün çaresiz bir yanının olduğunu biliriz ve her ölümün ardından bomboş kalır düşlerimiz. Koca bir hiçliği yaşar ruhumuz. Bir yokoluşun izleri geçmemek üzere kazınır beynimize. Yalnızlığımıza bir yalnızlık daha katar. Her kaybediş bir tükenmişliği beraberinde getirir. Akabinde yorulur tüm duygular. Çaresiz bir bekleyiş sarar kaybedişlerimizin ardından. Yine de bir parça umutla bekleriz. Beklediklerimize kavuşmak için belki de ölümü gözleriz...







-Çınar'ın Ağzından-

İstanbul'un trafiğinden hayıflanırken, gecenin ne kadar gürültülü olduğunu düşünmüştüm. Bir kadının kahkahası kulaklarımı doldururken istemsizce hayalime düşen kadınımın güzel gülüşü oluyordu. Yasemin gülünce içimde oluşan duyguların heyecanı bitmek bilmiyordu. Kalbim deli gibi göğüs kafesimden çıkmak istiyor, sanki onu daha fazla mutlu etsem mutluluktan ölecekmiş gibi oluyordum.

Her anımda aklımdan çıkmayışı yüzünden yüzümde yine gülümseme sebebim olmuştu. Aklıma gelen keyifsizliğiyle keyfim bir anda kaçmıştı. Ne gibi bir derdi olduğunu bilemediğimden daha çok düşünür olmuştum. Kardeşinin başına bir şey mi gelmişti yoksa?

Telefonumun çalmasıyla düşüncelerimden sıyrılmıştım.

"Neredesin oğlum sen?"diyen gereksiz Barış'tan başkası değildi.

"Yoldayım, eve varmama az kaldı. Hayırdır oğlum? Sen nerdesin?"

"Siktir! Sizin evin önündeyim lan ben."

"İyi ya oğlum gir işte eve. Ne diye beni arıyorsun!"dediğimde gereksiz olduğuna kesin kanaat getirmiştim.

"Ne bileyim oğlum sen gelmeden ben nasıl gireyim? Aileni ilk defa göreceğim. Zaten keyfim yok geri dönmek üzereyim haberin olsun."dediğinde bizim apartmanın önünde arabasına yaslanmış bir şekilde duruyor olduğunu görmüştüm.

Hızla arabayı döndürmemle beni görmesi bir olmuştu. Telefonu suratına kapatıp, arabayı park etmiştim. İner inmez yanımda bitmesi bir olmuştu.

"Ne diye geldiğini söylemiyorsun abicim? Bende boşu boşuna karılar gibi söyleniyorum."

"Karılar gibi söylendiğinin farkındasın. Güzel en azından."diyerek onu ardımda bırakmış, gülerek apartmandan içeri girmiştim.

Şerefsiz peşimden gelirken bile söylenmekten, küfür saymaktan geri kalmıyordu. Onunla nasıl arkadaş kaldığıma bazen şaşırıyor olsam da dostluğunun ne kadar sağlam olduğunu bilirdim. Ve acı çektiği şu günlerde onu yalnız bırakmayı içim el vermiyordu. Ailemle tanıştırmak fikri aslında işin bahanesiydi. Maksadım biraz kafasının dağılmasıydı.

Kapının önüne gelir gelmez mis gibi yemek kokuları burnumuza doluşmuştu. Karnımın acıktığını o ana kadar hissetmemiştim. Ki tok olan biri bile bu kokulara acıkırdı emindim. Anamın yemeklerini oldum olası çok severdim. Her erkek çocuk gibi anneye düşkün büyümüşlüğümün bunda etkisi oldukça büyüktü.

"Hoş geldiniz abi. Ama annem girmeden havaalanından Hayat'ı almanızı istiyor. Uçağı inmek üzereymiş sanırım. Halam sürekli arayıp durdu."diyen Nazlı'ya yüzümü ekşiterek bakmıştım.

BENİ AŞKA İNANDIR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin