BENİ AŞKA İNANDIR

45.bölüm

Video: Sezen Aksu/ Ben Sende Tutuklu Kaldım...

       Yakıp kavuran hislerle bezenen aşk, aşığına hoş gelir. Aslında acıtır canını ama seversin. Öyle güzel baharı yaşatır ki kalbine, böyle kelebek etkisi görmemişsindir. Tepeden tırnağa sevdaya bulanırsın. Sırılsıklam olur hayallerin. Her biri ayakta düş gördürtür sana. Bir tutam sevda için, belki de kırk kapı gezdirtir, usanmadan sevmeye asla pişman etmez seni..

"Şimdi mi?"diyen sevgilim oldukça şaşkın görünüyordu.

O haline gülmemek için, dudaklarımı birbirine bastırarak, sadece başımı sallamıştım. Kabul etmesi için oldukça masum bakıyordum. Babamın böyle bir teklifi karşısında sevgilimin reddetmesi, babamın gözünde eksi bir durum olabilirdi. Aralarının daha şimdiden kötü olmasını asla istemezdim.

"Hiç böyle hayal etmemiştim, hatta saat belki de bunun için uygun değil ama benim en değerli varlığımın babasını kırmak olmaz. Tabii ki gideriz."dedikten bir süre sonra durup tekrar konuşmaya başlamıştı.

"Ama çok duramayabilirim. Sabah işlerim çok."dediğinde kafamı sallamış, içimdeki deli heyecana bir türlü dur diyemiyordum.

Çınar bizim eve geliyor, ailemle tanışmaları için birlikte yola çıkıyorduk. Oldukça garip olan ama aynı zamanda hoş olan bir duyguydu bu. Benim Çınar'da görüp sevdiğimi aileme gösterebilecekmişim gibi hissediyordum. Onlarında Çınar'ı gerçekten seveceklerinden emindim. Ama yine de babamın uzak duracak olmasından ve bundan Çınar'ın üzülecek olmasından deli gibi korkuyordum.

Eve varmadan önce Çınar bizimkilere götürmek için bir şeyler almayı ihmal etmemişti. Annem için çiçek almış, ne kadar ince fikirli olduğunu bir kez daha kanıtlamıştı.

"Bu da senin gözümün nuru."diyerek göz kırptığında, elinde tuttuğu bir adet kırmızı gülü bana uzatmıştı.

Birden geri çektiğinde ne yapmaya çalıştığını anlamadığım için ona bakakalmıştım.

"O kadar da dikenlerini ayırmasını söylemiştim."diyerek sinirlenmiş, elinde tuttuğu gülden dikenlerini tek tek elleriyle almıştı.

Bana batacak olmasından çekindiği dikenlerin kendi eline batmasından zerre çekinmeyecek olması onun beni sevme şeklinin sadece biraz gösterimiydi. Çünkü onun beni sevmesinin sınırı yoktu. Artık bunu öyle çok biliyor ve hissediyordum ki, sevilmenin tadıyla şımarıyordum.

Tüm bunları düşünürken ona baktığımı fark eden sevgilimin gülümseyişi ve yanaklarının kızarması bir olmuştu.

"Neden bana öyle bakıyorsun?"

"Çok güzel seviyorsun ve ben seni hak edecek ne yaptığımı düşünüyorum."dediğimde utanıp elindeki gülü bana uzatmıştı.

"Çok güzel seviliyorsun ve ben seni sevmeyi hak edecek ne yaptığımı düşünüyorum."diyerek göz kırptığında yanağına bir öpücük kondurmuştum.

Hayatımda olduğu için sessizce Allah'a şükretmiş ve yola devam etmiştik.

Kapıdaki sevgilimin heyecanını görebiliyor, bizimkilerin kapıyı açmasını bekliyorduk. Elinde anneme aldığı çiçeğini tutuyor, diğer elinde de bizimkiler için aldığı tatlısını tutuyorken o kadar güzel görünüyordu ki, tüm evren onu kıskanabilirdi. Hem bu kadar güzel, hemde bu kadar iyi yüreğe sahip bir insanın dünyada olması mucize gibi bir şeydi. O benim mucizemdi.

"Hoş geldiniz çocuklar."diyerek kapıyı açan annem, gülümseyerek bizi karşıladığında kendimi yeni evlenipte ailesine yemeğe gelen çift gibi hissetmiştim.