Kaderin her zaman bizim için bir planı vardır. Güneş doğarken bile bir plan uğruna kendini gösterir. Bu yüzdendir yaptığımız planların evdeki hesaba uymaması. Kimi zaman bir verir bin alırsın, kimi zaman bir alır bin verirsin. Her alımda kendinden bir parça eksiltirsin. Eksilen yanın hayatın sana kattığı tecrübelerindir. Artan yanın ise sana ayrılan mutluluk payındır...
"Rahatsız ettiğimi ve saatin daha çok erken olduğunu biliyorum ama sana bunu söylemem gerektiğini düşünüyorum. Öncelikle sakin olmanı istiyorum."dediğinde birine bir şey olduğunu düşünmeye başlamıştım.
Göğsümün sıkışması aynı anda olmuş, kendimi kötü hissetmeme ve evham yapmama yetmişti.
"Ozan beni korkutuyorsun, ne oldu?"diyerek sesimin yüksek çıkmasına neden olmuştu.
"Çocuklardan.. biri dün gece kayıp oldu."dediğinde Çınar'a tutunmasam düşüp, bayılacak kadar dengemi kaybetmiştim.
Neden mutlu olduğum her anın sonrasında mutsuz olacağım bir şey başıma geliyordu? Tam mutlu oldum derken neden sürekli bir sorun yaşıyordum?
"Ne kaybı? Hangisi?"derken sesim titrediği için Çınar daha fazla dayanamayarak telefonu elimden alıp, beni tekrar yerime oturtmuştu.
Ben olayın şokunu hala üzerimden atamadığımdan olsa gerek boş boş etrafa bakıyordum. Çınar kaşlarını çatmış, Ozan'ın anlattığı her neyse onu dikkatle dinliyordu.
"Öyle bir şey imkansız, biz hemen yola çıkarız."dediğinde Ozan'ın ne söylediğini duymadığım için oldukça meraklanmıştım.
Ozan bir şey söyledikten sonraki sessizliğin ardından Çınar'ın bakışları bana değmişti ve derin bir nefes koyvermişti.
"Haklı olabilirsin. Tamam öyle yaparız."diyerek telefonu kapattığında ben merak ve öfkenin zirvesini yaşıyordum.
"Çınar kim? Hangisi?"diyen güçsüz sesim ve gözyaşımla, çaresizce iki dudağından çıkacakları bekliyordum.
"Sakin ol güzelim. Ozan bana her şeyi anlattı. Hatta ne yapmamız gerektiğini de. Sana anlatacağım ama öncelikle sakin olman gerekiyor."diyerek kollarımı tutan ellerini istemsizce geri itmiştim.
"Böyle bir durumda sakin olmam çok zor biliyorsun Çınar! Hadi anlat, ya da bırak yolda anlatırsın, gidelim burdan."diyerek ayağa kalktığımda elimden tutmuş, beni geri çevirmişti.
"Bak anlamıyorsun sevgilim önce dinle."
"Tamam anlat ama sonra gidelim Çınar. Ben böyle rahat olamam."dediğimde gözlerimdeki çaresizliği gördüğünden midir bilmem gözlerini yummuş, sonra hemen şefkatle bana bakmaya devam etmişti.
Gözyaşlarıma inat yaklaşıp beni gözlerimden tek tek öpmüştü. Hissettiğim tek şey çocuklar için olan endişemin giderek büyüdüğüydü. Kaçırılan çocuğa neler olmuş olabilecek fikri bile beni kahretmeye yetiyordu. İçimden sayısız dualarımı bir bir gönderiyordum. Elimden başka bir şeyin gelmiyor olması içler acısıydı.
"Sadri beyin olmadığı bir gece hocalardan biri, henüz 6 yaşında olan Ersin adındaki bir çocuğun yurtta olmadığını fark etmişler. Sadece onun olmaması garip gelmiş. Sadri bey duyunca da Ozan ve ekibiyle irtibata geçmiş. Ozan vardiya değiştirilirken böyle bir aksilik olabileceğini söyledi. Büyük ihtimalle öyle olmuş olmalı."dediğinde elim ağzıma gitmiş seslice hıçkırmıştım.
6 yaşında ufacık bir çocuktan ne istenirdi ki? Ona ne yapacaklardı? Neden kaçırmışlardı onu?
"Güzelim iyi değilsen eve gidelim dinlen biraz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİ AŞKA İNANDIR
RomanceDüğün gününde terk edilen bir kadındı o. Yasemin DEMİRCİ.. Hayalleri, duyguları, hissettikleri, hissedecekleri, kaderi ve belki de her şeyi değişecekti o gün. Değişti de... Yaşadığı en büyük acısını tek başına atlatmasına sebep olan sevdiği kadının...