7 - Both Handsome And Polite

682 55 7
                                    

Toplayamadığım saçlarım dışarıdaki rüzgarlı ve karlı havada küçük kar taneleri gibi özgürce savrulurken cesurca karlı merdivenlerden inen Shawn'ın arkasından ben de dikkatlice inmeye çalıştım. En büyük korkum bu temizlendiği halde yine eski halini alması çok uzun sürmeyen merdivenlerden düşmekti. Oldukça büyük bir çaba göstererek ortanca basamağa geldiğimde saçlarımı gözlerimin önünden çektim ve ellerimi yumruk yapıp bir basamak daha inmeye çalıştım.

Sonra aniden soğuk havada üşüyen elimi Shawn'ın sıcacık avucunun içinde bulduğumda olduğum yerde kalıp ona baktım. Elimi asılıp "Hadi biraz hızlan. Hava çok soğuk." diyerek merdivenlerden inmeme yardım etti. Az önce içeride soğuk bir buz kütlesi olan uzun çocuk şimdi merdivenlerden beni büyük bir sabırla indiriyordu. Düşme korkusu yüzünden zorluk çıkaran biriydim ve birkaç kez Sarah bana yardım ederken küfür bile etmişti. Shawn'sa attığım her adıma bakıp beni biraz daha hızlandırarak merdivenlerden indirmişti.

Son basamak da bitince elini elimden ağırca çekti. Tanrı biliyor ya asla çeksin istemedim. Sabahtan beri Shawn'la yoğun bir şekilde etkileşim içindeydim ve bu beni olduğumdan daha farklı hissettiriyordu. Shawn tarafından görülmediğimi falan düşünüyordum ama bugün her şey çok farklıydı.

O önden ben arkasından yürüyerek bahçeden çıkarken sadece onun gidişini izliyordum. Montunda belli olmayan vücudunu izlerken bu yaptığım şeyin çok sapıkça hissettirdiği ortadaydı. Fakat her günah kendini en tatlı şekliyle önümüze sunduğuna göre Shawn'ı sapıkça izlemek de tatlı bir günah gibiydi.

Hafta sonu gerçekten kilisede mum yakmam gerekecekti...

Uzun ince bacakları aniden durunca olduğum yerde kalıp başımı kaldırdım ve bana açtığı kapıdan arabasına binmeye çalıştım. Koltuğa oturur oturmaz kendini hissettiren rahatlıkla arkama yaslanırken Shawn yavaşça elimdeki çantamı aldı ve kapımı kapatıp arka kapıyı açtı. Çantamı nazikçe koltuğa bıraktıktan sonra dolanıp kendisi de arabaya bindi ve motoru çalıştırdı.

Emniyet kemerimi takarken Shawn önüme uzanıp torpidoyu açtı. Ona dokunmamak için kendimi koltuğa iyice yaslarken o torpidodan bir güneş gözlüğü çıkardı ve takıp emniyet kemerine uzandı. Garipçe ona bakarken bana döndü. "Kar gözlerimi kamaştırıyor. Yolda kaza yapmadan seni evine tek parça götürmeliyim." diye açıklama yaptığında bir şey söylemeden başımı salladım ve önüme döndüm.

Araba yürümeye başladığında Shawn klimayı da çalıştırdı ve radyoya uzanıp frekansı tutturmaya çalıştı. Tutmayacağını anladığında ise vazgeçip radyoyu kapattı. Bir süre sessizce yolumuza devam ettik. Zaten uzak olmayan ev yolunu her gün yürüyerek aşardım. Kış günleri bazen zorlu olurdu ama çok zorlanırsam okul servisini kullandığım zamanlarım da oluyordu. Shawn ise sadece arabasıyla geliyordu okula. Bazen tek başına bazen Lizzy ve birkaç arkadaşıyla. Aslında şimdi düşününce Shawn arabada Lizzy ile hiç yalnız kalmamıştı.

Biyoloji dersi gezisinde Lizzy ile aynı banyoda kaldığı aklıma geldiğinde biraz sinirlendim işte. Ben onunla daha bugün konuşmaya başlamıştım ve bunun devamının olacağı konusunda garanti veremiyordum ama Lizzy onunla bir banyoda kilitli kalmıştı. İşte buna güzel bir küfür savurabilirdim.

"N'oldu Lizzy?" derken Shawn arabasının hızını yavaşlatmıştı ve telefonu kulağındaydı. "Benim bugün işim var. Sen başka biriyle dön eve." dediğinde gözlerimi Shawn'dan çekip önüme döndüm. Nedense bu durum üzülmeme neden olmuştu.

"Hayır, bu gece evde kalacağım. Pek keyfim yok. Siz eğlenmenize bakın." Bir süre sonra Shawn telefonu kapattı ve bana döndü. "Sana bundan sonra nasıl davranmalıyım?" diye sorduğunda kaşlarımı çatıp ona döndüm. Sorduğu soruyu kesinlikle anlamamıştım.

Fire On Fire // Shawn MendesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin