22 - Important Things

502 38 34
                                    

"İnanabiliyor musun? Orada durup konuşuyorduk ve yanımıza gelen kız Yass'ı götürüp gitti ve o da buna itiraz etmeden ya da gerisinde beni bıraktığını düşünmeden çekip gitti." diyerek yeni bir sinir krizi geçirmeye hazırlanan Sarah'yı dinlerken artık bir şeyleri fazla coşkulu yaşadığını düşündüm. Greyson'la çıkmaya başladıklarından beri sürekli bir şeyleri şikayet eder olmuştu ve Greyson'ın da onsuz nefes almasına izin vermiyordu. Sürekli onunlaydı. Şükürler olsun ki henüz benlik kısma gelmemiştik.

"Biraz fazla tepki vermiyor musun? Sonuçta Yass ve o kızın bir işi olabilir ya da sizin konuştuğunuz konudan daha önemli şeyler konuşacaklardır." diyerek mutfağımıza girdiğimde telefonu kulağımdan çekip kaç dakikadır konuştuğumuza baktım. 41 dakikadır...

"Bir işleri yoktu diyorum Bella. Dinlemiyor musun sen beni?" diyerek kızmaya başladığında artık dayanmakta zorlanıyordum. Bir tür kıskançlıktı bu. "Yass yanımda durup benimle eğlenirken kız gelip flörtüz bir biçimde güldü ve elini tutup onunla gitmesini söyledi. Yass ise bana veda etmeden öylece kızın arkasından gitti. Önemli bir şey konuşmadıklarına hatta hiç konuşmadıklarına eminim." diye eklediğinde göz devirdim.

"Anlıyorum Sarah ama benim hazırlamam gereken bir alışveriş listesi ve daha sonra da gitmem gereken bir market alışverişi var. Acaba daha sonra konuşabilir miyiz?" diye sorduğumda mutsuzca bir şeyler mırıldandı ve pes edip veda etti. "Görüşürüz."dedikten sonra telefonu tezgâhın üzerine bırakıp büyük bir nefes verdim. Cidden böyle zamanlarda regl olduğu zamanlardan daha çok çekiyorduk, sevgilisi ve arkadaşları olarak...

Buzdolabının üzerindeki yarı hazırlanmış listeyi alıp kontrol ettikten sonra yılbaşı için eksik olan birkaç şeyi de ben ekledim ve daha sonra dolabı açıp eksik olan şeyleri listeye yazmaya başladım. Kırmızı et, akçaağaç şurubu, süt, bal ve her eve lazım olan birkaç şey daha...

Dolabı kapatıp yazdıklarımı kontrol ederken kapıdan başlarını uzatıp mutfağı kontrol eden Oscar ve Adler'ı gördüğümde kalçamı tezgâha yaslayıp kollarımı göğsümde birleştirdim ve gülerek onların içeri girişini izledim. Her ikisi de ellerindeki kırmızı zarfları tezgahta yanıma bırakıp yazdığım listeye uzandıklarında ben de bıraktıkları zarfları alıp bakmaya başladım.

"Alıveriş listesi mi bu?" diyerek eline aldığı kağıdı inceleyen Oscar'dan sonra Adler zıplamaya başladı. "Nanaimo barları yazdın mı? Ya mısırlı pankekleri?" İncelikle süslenmiş ama çirkin bir el yazı ile yazılmış mektupları incelemeye devam ederken onlara cevap verdim. "Onları evde de yapabiliyoruz Adler. Dışarıdan abur cubur alımının yasaklandığını biliyorsun." dedikten sonra zıplamayı bırakan Adler'a elimdeki mektupları gösterdim. "Bu yıl ne istediniz Noel babadan, bakalım?"

İkizler sessizce birbirlerine baktıktan sonra bir şey demeden mutfağı terk ettiklerinde hemen zarfları açıp bu yıl istedikleri şeylere baktım. Yine her sene olduğu gibi onlar isteklerini Noel babaya iletmek için mektup yazacaklardı ve babam da mektupları okuma görevini bana verip hediyelerini alacaktı. Keşke hayat bana da o kadar adil davransaydı...

Nazikçe zarfları açıp her ikisinin de bir şeyler karaladığı kâğıtları alıp okuduğumda ikisinde de yazan şeyler aynıydı. 'Sevgili Beyaz Sakal, gerçek olmadığını ve her sene bize gelen hediyeleri babamın aldığını biliyoruz. Şayet var isen ve bu mektupları çirkin bulduğumuz cücelerine gerçekten de okutuyorsan bu yıl senden istediğimiz tek şey annemiz.

Annemizi gerçekten geri getirebilirsen, gelecek sene kilisenin kurduğu koroya katılıp yılbaşı şarkıları söyleyeceğimize ve senin gerçekten var olduğunu herkese söyleyeceğimize söz veriyoruz.

Sevgilerle,

Oscar ve Adler.

Sıkışan kalbim yüzünden bir elimi sol göğsümün üzerine koyduğumda alamadığım nefesim için kıyafetlerimi suçlayacağım sırada sokak kapısının sesini duyunca kâğıtları tezgâha bırakıp dayandığım tezgâhtan doğruldum. Annemin yokluğunu gittiği günden beri hisseden Adler ve Oscar için işler en başında çok zor olmuştu. Hep birlikte zorlanıp hep birlikte üstesinden geldiğimizi düşünmüştüm ama şimdi okuduğum kâğıtlar bunların tam tersi şeyler söylüyordu.

Fire On Fire // Shawn MendesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin