62- Full Room of An Empty House

56 6 2
                                    

Son bölümü beğenmedim diye kısacık bi yeni bölüm yazdım.

Shawn yeni gitarıyla gece yarısına kadar şarkılar söyledi bana. Parmakları tellerin üzerinde o kadar mutlu ve profesyonel hareket ediyordu ki onu dinlemekten çok izlemeyi sevmiştim. Sesinin de bir o kadar güzel olduğunu öğrenmeme rağmen...

Biten şarkıyla birlikte Shawn duraksadı. Gözlerini boşluğa dikip öylece orayı izledi bir süre. Sessizce konuşmasını bekledim yüzünden dökülen anlamsız endişeyi açıklaması için.

Derin bir nefes alıp gözlerini boşluktan kaldırdığında onu izlediğimi fark edince gülümsemeye çalıştı. Başardı da. Tanrım... Ne kadar güzel gülümsüyordu.

"Sorun ne?"diye sordum ben de onun gibi gülümseyerek. Omuz silkip elindeki gitarı yavaşça yatağın kenarından aşağıya indirdi. Gitar yere değince boş bir kutu gibi ses çıkardı, boş evin dolu odasında.

Sırtını yatağımın başlığına dayadı yavaşça. Gitarı için büktüğü dizini kaldırıp diğer bacağını yatağın üzerinde çıkardı. Parmaklarını birbirine geçirip onlarla oynamaya başladı.

"Babam..."deyip biraz duraksadı. Sanki söylerken acı çeker gibiydi. "İş için yine gitti."diye devam etti. Oturduğum yerde kendimi düzeltip söyleyecekleri için kendimi hazırladım. Bunun sorun olup olmadığını sormak isterdim ama konuşmakta ya da kelime bulmakta zorlanıyormuş gibi hissettim.

"Annemle araları pek iyi değil son zamanlarda."dedi sonra. Teyzemle birlikte olduğu fikri küçük yırtıcı kuşlar gibi zihnime üşüştüğünde yutkunmakta biraz zorlandım. Şimdi her şeyi anlatsam Shawn ya da Bayan Mendes için bir yardımım dokunur muydu? Yoksa herkesin nefretini bir şimşek gibi üzerime çeker miydim?

"Küçükken dinlediğim aşk hikayeleriyle öğrendim bir insan nasıl sevilir, biri nasıl önemsenir ya da hayatının aşkı olduğu nasıl anlanır?"diyerek yüzündeki hüzün büyüdü. Yanına yaklaşıp birbirine kenetlediği ellerini açtım ve sıkıca tuttum.

"Seni öyle sevdim. Sen yıllarca farkına varmadan."diyerek güldü ve ellerimi sıktı hafifçe. "Bence senin de farkında olduğun söylenemez."dedim kendi aşkımı kast ederek. Benim de yıllardır onu sevdiğimi görmezden gelemezdi.

"Bir geleceğimiz olur mu bilmiyorum. Bu yüzden gelecek için sana söz veremem."dedikten sonra sırtını yatağımın başlığından kaldırıp oturumunu düzeltti.
"Ama şu an..."diyerek dudukalarini diliyle ıslattı. "Seni, annemin babamı sevdiğinden bile çok seviyorum."diyerek uzanıp öptü beni. Küçük bir öpücük sanıp karşılık vermedim. Zaten ellerimiz de birbirimizdeydi.

Ayrılıp alnını alnıma dayadı. Sonra yavaşça fısıldadı. "Seni üzen kişi ben olamam." Ne demek istediğini anlamasam da ben de onunla aynı fikirdeydim. Onu üzmek aklımın köşesinden geçmezdi. Her an mutlu olsun, her zaman gülsün istiyordum.

Başını eğip yanağını yanağıma sürttü. İkimiz de buna güldüren sonra beni tekrar öptü. Bu kez ona karşılık verdim. Uzun uzun...

Yavaş yavaş giden öpüşme beni alevlendirdiği sırada kendimi Shawn’ın kucağında buldum. Ayrılıp birbirimize baktığımızda Shawn’ın yüzündeki kırmızılığı karanlıkta bile seçebiliyordum.

"Bak."dedi nefes nefese. "Daha önce hiç olmadı ve ilkim sen ol istiyorum."dediğinde ne demek istediğini sadece cümlelerinden değil, oturduğum yerden de anlamıştım. "Eğer sen de istiyorsan..."dediğinde başımı hızlıca salladım ama ay ışığının içeri süzüldüğü loş odamda bunu görebilmiş miydi bilmiyorum. Bu yüzden hemen öptüm onu. Beklediğim karşılık bir gülümseme ile gelince ona sıkıca sarıldım ve ellerinin üzerimde dolaşıp bu geceyi unutulmaz yapmasına izin verdim.

Fire On Fire // Shawn MendesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin