16 - Homework And Note

528 38 18
                                    

"Yok! Yok! Yok! Nereye koydum bu lanet ödevi?"dedikten sonra gürültülü bir şekilde çarpığım dolabın kapısı koridordaki birkaç insanın dikkatini çekerken bunu umursamadım. Neredeyse ağlayacakmışım gibi hissettiğimde ellerimi belime atıp yanımda omzunu dolaplara yaslamış olan Sarah'ya döndüm.

"Acaba biraz daha mı sakin olsan?"diyerek etraftaki insanları kontrol eden arkadaşıma "Ben sakinim."dedim ama bu cevap vermekten çok çıkışmak gibi olmuştu. Yaptığım hatayı fark ediyordum ama geri adım atmayı düşünecek kadar beynim yoktu. Azıcık sinirlensem aklımın kullanabildiğim kısmını da kaybediveriyordum.

"Sen öyle diyorsan..."diyerek dolaptan ayrılıp doğrulduktan sonra telefonunu kontrol etti. "Neyse ben derse gidiyorum. Öğle yemeğinde görüşürüz."diyerek vereceğim cevabı beklemende yanımda ayrılırken ellerimi yanlarıma düşürüp ofladım. Kırdığım kalpler listesine bir yenisi eklemek istemezdim, en yakın arkadaşımı eklemeyi hiç istemezdim ama elimde olmadan oluyordu. Son birkaç gündür hayatım yıllardır izlediği rutinden ayrılıyordu ve düzeltmek için elimi attığım her seferde daha çok bozguna uğruyordum.

Üzgünce ayağıma değen çantama dönüp çömeldim ve daha önce elli kez karıştırdığım kitaplarımı yeniden karıştırmaya başladım. Cumartesi günü ödevi temize çekip kitaplardan birisinin arasına ve o kitabı da çantama koyduğuma emindim ama şimdi bulamıyordum. Aptal ödev bir yerlerdeydi ve karşıma çıkmak bilmiyordu. Şimdi de Kimya dersine gidecektim ve Bay Liebarmann sorduğunda bulamıyorum mu diyecektim. Ölsem daha iyiydi.

Bugün kaçıncı kez olduğunu sayamadığım oflamalarıma bir yenisini eklerken yanıma eğilen koca bir bedeni fark ettiğimde başımı kaldırıp karşımda çarpık bir gülümseme ile bana bakan Felipe'i gördüm. Daha sonra da arkasında ne yaptığıma anlam veremeyen Lizzy'yi.

"Yardım etmemi ister misin?"diye sorunca başımı hızla sağa sola sallayıp çantamı kapattım ve toparlanıp ayağa kalktım. Felipe de benimle birlikte ayağa kalkıp Lizzy'ye döndüğünde "Seninle daha sonra görüşürüz."deyince Lizzy başını sallayıp bana da tuhaf bir bakış atıp yanımızdan ayrıldı.

"Çantanla ilgili bir sorun mu var?"diyerek yeniden bana dönen Felipe'e "Hayır."dedim. "Yaptığım ödevi bulamıyorum ve birazdan onu teslim etmem gerekecek. Gerçekten sendromlu geçen bir Pazartesi yaşıyorum."dediğimde kıkırdadı. Felipe'in gülmesi üzerine sinirlerimin biraz gevşediğini düşünüp ben de gülümsediğimde kalabalığın arasından seçtiğim Yass'ı ve hemen yanındaki Shawn'ı fark edince gülümsemeyi bırakıp olduğum yerden onlara bakmaya başladım.

Kendi aralarında hararetli bir şekilde konuştukları konu yüzünden etrafı görmeyecek kadar meşgul bir şekilde yanımızdan geçtiklerinde Shawn'la göz göze geldim. Daha sonra Shawn gözlerini hala yanımda gülümseyen Felipe'e kaydırıp bir şey söylemeden çekip giderken "Benim gitmem lazım."dedim. Daha fazla istemediğim şekilde görülmek veya konuşulmak istemiyordum. Hele de Shawn gördükten sonra takımdan kimseyle yan yana gelmemek zorundaymışım gibi hissediyordum. Kontrol edemediğim şekilde işler karışıyordu.

"Sana eşlik edeyim."dediğinde başımı olumsuz anlamda sallayıp "Dersine geç kalma."dedim. Yeniden dersime girip ortalık karışsın istemezdim. Bir cezayı daha kaldıramazdım. Burnum yeniden kanasın ya da kendimi yeniden bir basketbol maçında bulayım istemezdim. Lanet bir hafta daha geçirmek şu an isteyeceğim en son şey bile değildi. Kıyamet kopması daha az acıtırdı.

"İlk iki saatim boş."dediğinde kaçacak pek fazla yolumun kalmadığını düşünüp yanımda yürümesine ses çıkarmadım. Hatta o kadar ses çıkarmadım ki yeniden konuşma başlatan kişi o oldu. "Neredeyse söylemeyi unutuyordum. Yılbaşı hazırlıkları için Lizzy amigo takımını da ayarlayabileceğini söyledi."

Fire On Fire // Shawn MendesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin