Kısa yazacağım deyip uzatmam...
Yorum yapın, fikir belirtin. Ben sizinle konuşmak istiyorum :/
Burnuma konan kar tanesini elimin tersiyle silerken önümde yürüyen Shawn'ı takip etmeye devam ederek "Arkamızdan seslenen kimdi?"diye sordum. Shawn gülerek arkasını dönerken "Kim?"diye sordu. Sorumu anlamadığını düşünüp yeniden sordum. "Biz kaçarken arkamızdan Lizzy'nin ismini seslenen kimdi?"
Shawn önüne dönüp karşımızda yan yana dizilmiş kafelerden en güzelini gösterip "Burası."dedi. "The Pearl görüp görebileceğin en güzel kafelerden biridir ve Yass buranın dondurmalarına bayılır. Söylediğine göre Türk birisi yapıyormuş sevdiği dondurmayı."dediğinde birkaç koşar adım attım ve hemen yanına yaklaşıp kaldırdığım kaşlarımla ona baktım. "Denemeyi çok isterim."dediğimde gülümseyerek başını aşağı yukarı doğru salladı ve cam kapıyı ittirip kapı üzerinde duran zili çaldı.
Soğuktan üşümüş ellerimi birbirine sürterek onun peşinden ben de içeriye girdiğimde Shawn tezgahın arkasında henüz göremediğim birine el salladı ve çok kalabalık olmayan kafede gözlerini gezdirdi. Sıcağı görünce hemen harekete geçen burnumu akmaktan kurtarıp hızlıca çektim ve ellerimi içine çektiğim takım ceketinin kollarını burnuma sarıp burnumu ısıtmaya çalıştım. Kanada her sene soğukta çağ atlıyor olmalıydı. Bu ne biçim soğuktu böyle.
Ceketin kumaşını burnuma değdirir değdirmez aldığım kokuyla duraksadım ve tanıdık gelen kokuyu bir kere daha koklamak için gözlerimi boşluğa diktim. Derin bir nefes alıp ceket üzerindeki parfümü yeniden ciğerlerime doldururken bunun Shawn'ın kokusu oluğunu anladığımda midemden başlayarak kalbime, kalbimden de bütün vücuduma doğru yayılan kelebekleri ağzımdan kaçmaması için ellerimi ağzıma sıkıca kapattım.
"Şurası olur mu?"diyerek pencere kenarında bir masayı işaret eden Shawn bana döndüğünde başımı olumlu anlamda sallayarak onu onayladığımda masaya doğru yürüyüp oturacağım mor renkli sandalyeyi çekti ve oturmama yardım etti. "Teşekkür ederim."diye mırıldanırken o da tam karşımdaki yosun yeşili renkteki sandalyeye kendini attığında yüzüme dikkatle bakıp "Üşüdün mü?" diye sordu. Başparmağım ve işaret parmağımın arasında küçücük bir boşluk bırakıp havaya kaldırdığımda aniden uzanıp ellerimi tuttu. Sıcacık elleri benim soğuk ellerimi avuçlarına aldığında içimde tuttuğu ne kadar nefesim varsa bırakıp kıpırdamadan bekledim. Her dokunuşu beni şaşırtıyordu ama beklemediğim şekilde gerçekleşen bu olaylar beynimi etkisiz hale getirip verilecek bir sonraki komutun önünü kapatıyordu. Görünmez bir tül çekiyordu beynime.
"Birazdan ısınırsın."derken ellerini ellerimden çekmeyip öylece yüzüme bakarken gülümsemeye çalıştım. Ellerim ısınana kadar böyle mi duracaktık? Benim için sorun yoktu.
"Shaawn! N'aber adamım?"diyerek ortalama bizim yaşlarımızda bir çocuk tepemize dikildiğinde Shawn gülümseyerek çocuğa döndü ve yumruklarını tokuşturdular. Shawn ayağa kalkıp sarıldıklarında ise ellerimi kendimden tarafa çekip ceketin yumuşak kumaşını avuçlarıma doldurdum. Hala Shawn'ın kıyafetlerinden birinin üzerimde olduğuna inanamıyordum.
Shawn ve arkadaşı ayakta kısa sohbetlerini sürdürürken Shawn'ın üzerindeki cekete takıldı gözlerim. Bana kendi ceketini verdiyse o kimin ceketini giymişti?
"Merhaba, hoş geldin."diyen çocuğun sesiyle gözlerimi Shawn'ın üzerindeki ceketten alıp çocuğa çevirip "Teşekkür ederim."dedim. Shawn yeniden karşıma oturduğunda çocuk önlüğünün cebinde duran küçük adisyon defterini ve kalemini çıkarıp "Ne alırsınız?"diye sordu ikimizin üzerinde göz gezdirerek.
Shawn bana dönüp "Kahvaltı yaptın mı? Buranın her şeyi harikadır."dediğinde kıkırdadım. Kafenin önüne geldiğimizden beri durmadan burayı övüyordu ve övmese bile buranın harika şeyler ürettiğini kendim de görebilirdim. İçerideki dizayn ben en iyisiyim diye bağırıyordu zaten. "Yaptım ve sıcak bir şeyler içebilirim."dediğimde Shawn başını sallayıp "İki tane sıcak çikolata alabiliriz."diyerek siparişimizi verdiğinde çocuk gülümseyerek "Çok doğru bir seçim."diye mırıldanıp adisyon defterine not etti ve yanımızdan ayrıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fire On Fire // Shawn Mendes
FanfictionAylar öncesinde Shawn'ın bana bakacağını söyleselerdi onlara benimle dalga geçtiklerini söylerdim bu imkansız gibi bir şey olurdu ama tam da şu an her bir dokunuşumla nefesini tutan Shawn'ın yanında oturmuş sessizliğin huzurunun içimize işlemesine i...