Haydi bakalım rastgele...
Yorumlara yüklenin ve ne istediğinizi söyleyin bi sonraki bölüm için
Başımdaki büyük belayı atlattıktan sonra kardeşlerimle vakit geçirme işini o kadar gözümde büyütmüştüm ki yanlarından ayrılmakla kalmıyor neredeyse Oscar'ın ağzına yiyeceğini götürmeye bile kalkışmıştım ta ki Adler beni durdurup aynı ilgiyi isteyene kadar. Neyse ki evlerine çöreklendiğimizden beri bir gözü bende diğeri abisinde olan Aaliyah halime acımış ve Oscar'ı ellerimden almıştı. Aslında daha çok Oscar'ın lanetli pençelerinden hiçbir kıymeti olmayan canımı kurtarmıştı.
Geceleri birlikte uyuma kararı aldıktan sonra Shawn'ın bütün gün boyunca surat sallamasına dayanamayıp kardeşlerimi uyutana kadar yanlarında kalıyor onlar uykuya daldıktan sonra da hemen yan tarafımda ben, bekleyen Shawn'ın odasına kaçıyordum ve yine sabahın ilk ışıkları ile onu bırakıp kendi odama, kardeşlerimin arasına dönüyordum.
Babamın durumundan fazlasıyla etkilendiğimiz açıktı ve bu duruma çözüm bulmak için de Bayan Mendes bir çözüm yolu aramış ve Quebec'teki teyzeme ulaşmıştı. Bayan Mendes'in söylediğine göre teyzem bize ulaşmak için elinden geleni yapıyormuş ve çalıştığı hastane ona yıllık iznini kullanmasında biraz sıkıntı yaratıyormuş. Ne zaman geleceği konusunda ise kesinlikle hiçbir fikrimiz yoktu. Kendisi teyzem olmasına rağmen benden fazla Bayan Mendes ile telefonda vakit geçiriyor ve bir sürü soruyordu. Bazen Bayan Mendes'in yanımızdan kalkıp gittiği oluyordu ve bu durum beni babam hakkında aha fazla düşünmeye sevk ediyordu. Çünkü gizli saklı olan ne varsa gençliğimiz en kıymetli zamanlarından uzun süreler çalıyordu. Kendimi daha da yaşlanmış hissediyordum ki bu türlü bir yaşlanmayı daha önce annemi hastane koridorlarında beklerken yaşamıştım. Gerçekten berbat günlerdi.
Bütün bu düşüncelerimden aniden sıyrılıp önümdeki açık televizyona dönmeme sebep olan şey Shawn'ın telefonundan gelen bildirim sesiydi. Gecenin bir yarısı film izleyeceğiz bahanesi ile beni kardeşlerimden çalarken hiç utanmamış şimdi de okuldaki basketbol kaptanlığı seçmeleri için yanımda arkadaşları ile mesajlaşmaya devam ederken bile utanmamaya devam ediyordu.
Karanlık salonda bir televizyonun bir de Shawn'ın telefonunu ışığı yanıyordu ve ben de saatlerdir derin düşüncelerde olduğum için izlediğim filmden bir gram bir şey anlamamıştım. Huzursuz geçen günlerime regl günlerim eklenince Shawn'ın basketbol sohbetleri ve kaptan olmak hakkındaki konuşmaları bir yerden sonra sinirlerimi bozuyor ve Felipe'e sataşmaya çalıştığı daha ilk cümlede küçük patlamamalarla susmasını sağlıyordum ve böylece içimde ne biriktiriyorsam yavaşça ona döküyordum. Yani olan şuydu, fırtınalı okyanusumu batmadan durmaya çalışan küçük bir geminin kaptanıydı Shawn. Harika bir kaptandı.
Uzaktan kumandayı kucağından alırken Shawn'ın ruhu bile duymadı çünkü kendisi hala telefonda Yass ya da Harry ile konuşuyordu. Bilmiyorum belki daha başka çocuklarla... Televizyonu kapatıp ortamda sadece onun telefonundan gelen ışığı yayılmaya başladığında aniden başını kaldırıp etrafına bakındı ve beni zaten kendisine bakıyor şekilde yakaladığında ince dudaklarını birbirine bastırıp telefonunu kapattı ve "Opss..." dedi.
Verdiği tepkiye karşılık bir şey söylemediğimde telefonunu koltuğun üzerine fırlatıp bana döndü ve ellerimi tutup "Kızdın mı?" diye sordu. Kaptanlık için fazlaca düşündüğünü ve heyecanlandığını biliyordum ama burada kardeşlerimden ayrılıp onunla birlikte vakit geçirmeye geldiysem aynı şeyi ondan da beklemek çok mu olurdu? En azından bunu kendi düşünebilir ve buna göre hareket edebilirdi.
"Uykum geldi. Gidip dişlerimi fırçalayacağım ve sonra da uyuyacağım." diyerek geçiştirmeye çalıştım. Halinden anlayıp kızmak gelmiyordu içimden. Çünkü suratı öylesine tatlı bir hal alıyordu ki ne yapacağımı birkaç saniyeliğine unuttuğum bile oluyordu. Shawn Peter Raul Mendes hiçbir şeyin farkında değildi ama bazen ona bakarken bile başım dönüyor dizlerim tutmuyordu. Yerlere kapanmamak için kendimi fazlasıyla sıktığım zamanlarım oluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fire On Fire // Shawn Mendes
FanfictionAylar öncesinde Shawn'ın bana bakacağını söyleselerdi onlara benimle dalga geçtiklerini söylerdim bu imkansız gibi bir şey olurdu ama tam da şu an her bir dokunuşumla nefesini tutan Shawn'ın yanında oturmuş sessizliğin huzurunun içimize işlemesine i...