48 - The Competition

351 29 89
                                    

Yazmayalı o kadar zaman olmuş ki ne yazacağımı unutmuşum. Şu iki günlük sokağa çıkma yasağı en çok benim işime yaradı ve sonunda buraya vakit ayırabildim. Evet! Bundan sonra gelecek olan kaos için hazır mıyız? Oy verin ve neler olacağı hakkında yorum yapın bakalım...

Şimdiye kadar hiç kimseyle çıkmamış flört etme olayını da Shawn'ın gözetimin yapmaya çalışmış biri olarak biriyle bir ilişkiye sahip olma durumu istemsizce gülümsememe ve yanımdakini de gülümsetmeme neden oluyormuş gibi hissediyordum. Öyle ki Sarah ve Yass'la yaptığımız kahvaltı-Sarah buna çift buuşması demişti-dan sonra eve dönerken arabanın içini keyifli bir sessizlik almış ve bu sessizliği keyifliği yapan şey ise arada bir birbirimize bakıp sırıtmamız olmuştu.

Üzerimde dayanılmaz bir hafiflik vardı. Uzun zamandır beklediğim insanı bulmuş olmak ve aynı hisleri onun taşıdığından da emin olmak son iki gündür kalbime öyle yardımcı oluyordu ki kendimi havalanmış hissediyordum. Neredeyse yürürken ayaklarım yere değmeyecekmiş gibi hissediyordum. Shawn da bunu hissetmiş olmalıydı ki ne zaman Yass ve Sarah'nın imalı bakışlarının ulaşamayacağı bir yer bulsa doğruca elini belime atıyor ya da elimden sıkıca tutup konuşmaya devam ediyordu. Bense bana her dokunuşunda söyleyeceğim şeyi duraklatıyor ya da unutuyordum. Nefesim birkaç saniyeliğine kesiliyordu. Shawn hissettiğim heyecanı anladığında ise başını yere eğip halime gülüyordu ama yaptığından da geri kalmıyordu asla.

Evlerimizin bulunduğu sokağa girdiğimizde kendi evimi ilk defa içinde insan yokmuş gibi gördüm. Mecazi anlam bir tarafa gerçekten de içinde kimsenin yaşamadığını biliyordum ve annemin ölümünden sonra ilk defa bu kadar boş ve üzücü hissettirmişti evimin görüntüsü.

Babamın hala bize uzak oluşu nasıl olduğunu anlayamadığımız bir şekilde bu hale gelmesi ve onu kurtarmak için elimizden en ufak bir şeyin bile gelmiyor oluşu bugün oluşturduğum bütün mutluluğu sömürmeye yetiyordu. Eski mutlu zamanlarıma dönmek istiyordum. Sadece iki hafta öncesine. Hem Shawn'la hem de ailemle mutlu olduğum zamanlarıma.

"Evimin önünde durabilir misin?" diye sorduğumda artık yüzümde o parlak gülümsemenin olmadığından adım kadar emindim ama dert etmedim. Bunu dert edecek tek kişi sözlerimle senkronize olmuş bir şekilde evimin önünde durdurdu arabasını ve artık kaybolup gitmiş gülümsemesinin yerini hafifçe çattı kaşlarına bıraktığı sevimli suratını bana çevirdi. "Bir şey mi alacaksın?"

"Aslında almam gerekiyor ama hayır. Bunun için değil." diyerek emniyet kemerimi çözmeye çalışırken Shawn'ın arabasına bindiğim ilk zamanlarda olduğu gibi emniyet kemerini yeniden takıldı ve çekiştirmeme rağmen açılmayacağını hatırlattı. Kendi kendime uğraşırken Shawn halledemediğim sorunumu görüp kendi emniyet kemerini çıkardı ve benimkine uzanmadan önce "Neden öyleyse?" diye sordu.

"Babam için bir şeyler bulabilir miyim, merak ediyorum. Eve göz atmam gerek. Burası yeterli gelmezse antika dükkanına da gitmem gerekecek." diyerek Shawn'ın emniyet kemerinin kilidini çözmeye çalışması için ellerimi geriye çektim ve kilidi ona bıraktım. Biraz zor kullanarak açmaya çalıştığı kilit doğruca Shawn'ın ellerinde açılırken ikimiz de tuttuğumuz nefesi bıraktık ve Shawn'ın parmaklarından kurtulan kemer hızla yerine çekildi. Birbirine yaklaşmış kafalarımızı kaldırıp göz göze geldiğimizde "Ben de seninle gelebilir miyim?" diye sordu.

Beklemediğim soru beni şaşırtırken Shawn gözlerini yüzümde gezdirdi ve ben cevap vermeden önce dudaklarını elmacık kemiğimin üzerine bastırdı. Yavaşça geri çekip dudaklarını birbirine bastırırken başımı aşağı yukarı doğru salladım. Yavaşça elimi tutup başparmağı ile elimin üzerini okşarken "Baban suçsuz, Bella." diye mırıldandı. "Ve baban gelene kadar yalnız hissetmeni istemiyorum. Kardeşlerin hala yanında. Annem olayın peşini bırakmayacak ve bunu bir avukat gibi değil uzun yıllardır arkadaşı olduğu birisi gibi yapacak." dediğinde yeniden başımı salladım. Evet, haklıydı. Kardeşlerim yanımdaydı ve Bayan Mendes de bulunduğumuz çevrenin en dişli avukatlarından biriydi.

Fire On Fire // Shawn MendesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin