23 - Felipe's Sister... Adele

497 39 40
                                    

Oturduğumuz yerin en büyük marketi olmasına rağmen daha otoparkında yer bulamadığımızda anladığımız kalabalığı bir de marketin içinde ve kasaların önündeki uzayıp giden sıralarda gördüğümde tuttuğum nefesi bıraktım. Babama kızgın bir şekilde yaptığım yolculuğun üzerine bir buradan çıkamayacağımız düşüncesi beni oldukça geriyordu. Ekstra olarak Shawn'ı son gördüğümde suratın oluşan ifade de beni yeterince düşünmeye itiyordu ve ben patlamak üzereymişim gibi hissediyordum. Sadece sıktığım yumruklarımı açarken verdiğim nefes ve tekrar yeni bir nefes alırken yeniden oluşturduğum yumruklarımla sakin kalmaya çalışıyordum.

Büyük alışveriş arabalarından birisini alıp reyonların arasına girdiğimizde babam listeyi isteme bahanesi ile konuşmaya çalıştığında cebimden listeyi çıkarıp ona uzattım ve elimdeki boş arabayı sürmeye devam ettim. Babam burada konuşamayacağını ya da son konunun geçiştirilemeyeceğini anladığında Oscar'ın elini tutup "Biz ayrılsak iyi olur." dedi. Ona bakmadan başımı sallayıp alışveriş arabasına tırmanan Adler'a yardım ederken babam listeyi ortadan ikiye ayırıp yarısına bana verdi ve Oscar'ı da alarak yeni bir araba için geri döndüler.

Elimde kalmış listenin yarısına bakarken "Sonunda." diye mırıldandım kendi kendime. Çünkü konuşmak için doğru yer ve zamanda değildik ve bunu konuşmayı istemiyordum. Hatasını anladığına göre yaptığı şeyi tamir etmeye koyulması zamandan tasarruf sağlayabilirdi onun için.

"Al bakalım şunu." diyerek listeyi Adler'a uzattıktan sonra arabayı sürüp listenin başında gördüğüm ekmekleri almak için reyonların arasında dolanmaya başladım. Kalabalığın arasında kimseye çarpmadan ilerlemeye ve elimden geldiğince de hızlı olmaya çalışarak Bannock, tam buğdaylı ve kepekli ekmeklerden alıp listenin bir kısmını hallettim.

"Bir sonrakini söyle Adler." diyerek kalabalığın arasında ilerlemeye başladığımda Adler listeyi kontrol edip gözlüğünü düzeltti ve sıradaki şeyi okudu. "Akçaağaç şurubu ve mısırlı pankekler yazıyor." Göz devirip kendimi sos ve şurupların bulunduğu reyona sokarken Adler'a cevap verdim ve diğerlerine göre oldukça sakin olan reyonda göz gezdirdim. "İyi denemeydi küçük fare ama o listeyi ben hazırladım."

Arabayı durdurup listede yazana sosları kontrol ederek tek tek reyonlardan aldım ve kucağımda getirdiğim her şeyi Adler'ın kucağına bırakıp bir sonraki yerime geçtim. Temizlik malzemelerinin bulunduğu reyonlar.

Alt taraflarda olan birkaç temizlik malzemesini alırken tuvalet kâğıdına geldiğimde reyonun en üstündeki tuvalet kağıtlarına içimden lanet ettim. Seyyar merdiveni kullanmak için etrafıma bakındığımda sadece bir tane görebildim ve onun da kullanıldığını görmek beni fazlasıyla üzmüştü. "Sen alabilir misin?" diyerek en tepedeki tuvalet kâğıtlarını işaret ederken Adler gözlerini kapatıp başını hızla sağa sola salladı ve "Mısırlı pankek yoksa tuvalet kâğıdı da yok." dedi.

Tırmanmak için raflara yaklaşırken Adler'a kötü bir bakış attım. Ne zaman markette bir ayrılma yaşasak ve Adler'la aynı takıma düşsem bana bunu yapıyordu. Zor zamanımda yardım etmeyecekse neden kardeşlik bağıyla kutsanıyorduk ki biz? "Sen Oscar'dan daha sinsisin." dediğimde elini her neyse der gibi sallayıp elindeki listeye döndü.

İlk rafa ayağımı atıp sağlam olup olmadığını kontrol ettikten sonra diğer ayağımı da attım ve daha fazlasına çıkamayacağımı, yere düştüğümde hissedeceğim acıyı düşünerek başka bir adım atmadım. Elimin birini bırakıp üst raftaki tuvalet kağıdına uzandığımda sadece alt kısmına dokunabildim. Parmak uçlarıma dokunan naylonu hissettiğimde tırnaklarımın arasında kıstırıp kendime çekmeye çalıştım ama denemem başarısızlıkla sonuçlandı. Korkuyla Adler'a döndüğümde eliyle anlamadığım birkaç işaret yaptığında tekrar uzandım ve bu kez ayaklarımın uçlarında yükselip elimle naylon kısma dokunduğumda rafları tutan parmaklarım buna daha fazla dayanamadı ve rafı bıraktı.

Fire On Fire // Shawn MendesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin