34 - Thinking Logically

385 41 44
                                    

Merhaba!!!

Yorum yapın ve şu verdiğiniz oyları kontrol edin -_-

"Araşırız ya da havaalanında görüşürüz." diyerek yanımdan ayrılan Sarah'ya başımı salladıktan sonra doğruca kızlar tuvaletine girdiğimde kalabalık olarak bulmadığım tuvalette boş olan kabinlerden birine girip hızlıca işimi bitirdim ve Shawn'ı bekletmemek adına hemen çıktım kabinden. Doğruca bir lavabonun önüne geçip ellerimi suyun altına uzattığım anda tuvaletten içeri giren üç kıza aynadan baktığımda kızların amigo takımından olduğunu görüp göz devirdim.

Sözde bütün futbol ve basketbol takımındaki erkeklere ya da herhangi yakışıklı bir çocuğa karşı en kibar ve uysal hallerini tanıtan kızlar söz konusu zorbalık olduğunda kibarlıklarından anında ödün vermeye başlıyorlardı. Görür görmez Maya'yı tanıdım çünkü unutmamam için çok geçerli bir sebebim vardı ve bu kesinlikle karnındaki bebek ve en yakın arkadaşımın çok sevgili erkek arkadaşından kaynaklıydı ama yanındaki diğer iki kızı daha önce görmediğimi ya da fark etmediğimi söyleyebilirdim. Belki de takıma yeni girmişlerdi.

Sıvı sabunu alıp ellerim arasında kaydırıp köpürtmeye başladığımda Maya içeridekileri süzdü ve "Hepinizi birkaç dakika dışarı alabilir miyiz?" diye seslendi merakla bakan gözlerin sahiplerine. Yaptığı şey için sadece bir kere daha göz devirdim ve buradan kurtulma amaçlı olarak işimi hızla halletmeye çalışırken hala şaşkınca bakmaya devam eden birkaç kişi için Maya sinirlenerek tekrar konuştu ve "Kıpırdayın! Terk edin burayı!" dedi.

Ellerimi durulayıp kağıt havlulardan bir iki tane aldıktan sonra dışarı çıkmak için kalabalığın arasında yürümeye başladığımda "Sen kal, Pressburg." diyerek aniden Maya'nın kolu kalkıp yolumu kesince işlerin hiçte beklemediğim şekilde gelişiyor olduğunu görüp bana dokunan kolundan ayrılmak için birkaç adım geriye gittim ve insanların tuvaletten çıkışını izledim. Pekala, hesaplaşma benimle olacaktı.

Herkes çıktıktan sonra Maya yanındaki arkadaşlarının da dışarıya çıkmasını istediğinde elimdeki ıslanmış kağıt havluları atıp karşımda konuşmak için dikilen Maya'ya gözlerimi diktiğimde Maya yorgunca ellerini beline atıp "Felipe'den ayrılmışsın." dedi. Bu cümle iki farklı şekilde yorumlanabilirdi. Birincisi; Lizzy için tehlikesin. Felipe'le barış, ikincisi; Greyson'ın tehdidinden kaçmak için bunu yaptıysan ben de bir şekilde senin gözünü korkutabilirim.

Her ikisi umurumda değildi. Tehdide boyun eğmeyeceğim açıktı ve Greyson ve cesareti hakkında hiçte iyi şeyler düşünemiyordum.

"Tam olarak ayrılma diyemeyiz. Zaten çıkmıyorduk." diyerek ellerimi göğsümde birleştirip Maya'ya bakarken aslında günlerce bebeğini saklamaktan yorulduğunu ve birazcık dinlenmezse yere yığılacağını görmek zor olmuyordu. Onun adına üzülüyorum bile diyebilirdim. "Neyse ne." diyerek bir elini havada savurduktan sonra tekrar beline koydu ve yerinde kıpırdandı. "Bu şekilde Greyson'ın söylediklerine kulak asmamayı düşünüyorsan düşünme demek için geldim. Bir şekilde halledeceğiz ve sen de çeneni kapalı tutacaksın." dediğinde gülerek başımı sağa sola salladım ve ellerimi çözüp iki yanımda sallandırdım.

"Yanına birkaç tane kız alıp tuvaleti boşaltıyorsun ve gelip beni tehdit ediyorsun." deyip güldükten sonra yürüyüp tam önünde durdum. "Sence korkmalı mıyım?" dediğimde Maya kaşlarını çatıp elini koluma koyduğu anda tuvaletin kapısı açıldı ve içeri Lizzy girdi. Tanrı biliyor ya aklımdan bir kurtarıcı geçirmemiştim, Lizzy aklıma bile gelmemişti.

İçeri girer girmez doğruca gözleri beni bulan ve birkaç saniye bakışmanın ardından sonunda burada bir arkadaşı olduğunu hatırlayan Lizzy "Maya?" diye sorar gibi konuşup ona döndüğünde içeriye doğru küçük bir adım atıp ellerini göğsünde birleştirdi. "Kapının önündeki küçük topluluğu ve burada neler olduğunu açıklamak ister misin?" diyerek açık bir şekilde hesap soran Lizzy'den sonra Maya yanımdan tek bir büyük adımla ayrıldığında başını olumsuz anlamda sallayıp sessizliğini korudu. Dediği şeyi görmek için gözlerimi dışarı çevirip oluşan küçük kalabalığa baktığımda merakla bizi izleyen Shawn'ı görünce kısa bir süreliğine etraftaki her şeyi koca bir sessizlik yuttu ve adımı söyleyerek bana bakan Lizzy'nin ne dediğini duyamadım bile.

Fire On Fire // Shawn MendesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin