52 - Forlorn and Orphan

254 19 54
                                    

"Bayan Mendes, bilmiyorum farkında mısınız ama bu çocukların annesi yıllar önce öldü ve şimdi de babaları vergi kaçırmaktan dolayı tutuklu yargılanıyor. Eminim ki çıkmasının da zor olduğunu biliyorsunuz. Hala nasıl bu çocukları götürmemize engel olursunuz? Kanada devleti onlara iyi bakacak ve hükümetin de kimsesiz çocuklar hakkında yeni çalışmaları yürürlüğe girmek üzere."

"Kimsesiz mi? Onların hala bir babaları var ve ne olursa olsun suçsuz olduğu ortaya çıkacak. Ayrıca bu habersiz gelişiniz bugün çocukların babaları ile olan görüşmelerini de iptal ettirmek zorunda bıraktı onları. Bu şekilde olan saldırgan tavrınız da çocukları yeterince korkuttu. Rica ederim sesinizi biraz alçaltın ve bu tavrınızdan bir süreliğine kurtulun. İki resmi görevli gibi konuşmak yerine iki anne gibi konuşmaya davet ediyorum sizi."

Bayan Mendes'in son sözlerinden de anlaşılacağı üzere evime gelip beni ve kardeşlerimi götürmeye çalışan kadın oldukça dişli çıkmıştı ve bir avukat olan Bayan Mendes'i de zorluyordu. Kadının da dediği gibi hükümetin geliştirdiği politikalar olabilirdi ama yeniden seçilmek isteyen bir hükümet için ben suçsuz olan babamdan ve henüz dünyayı tanımamış olan ikizlerden uzak kalmak istemiyordum. En azından bir çare bulmak için bize biraz süre verebilirlerdi ya da evimizde son günlerimizi geçirmek için. Kendimi bir anda kimseyi tanımadığım bir odanın içinde bulmak ve günlerimi ağlayarak geçirmek istemiyordum.

Her şey bir yana kendimi bırakıp, 17 yaşında olduğum için bir yıl sonra oradan kurtulacağımı hesaba katarak, kardeşlerimin orada uzun yıllar kalmasına göz yumamazdım. Olmazdı. Oscar uyumsuz bir çocuk gibi davranarak sorumluluklarından kaçan biriydi ve Adler da sessizliğinin altında fırtına saklayan ve kızdığı zaman sağı solu belli olmayan bir çocuktu. Her ikisini de nasıl sakinleştireceğimden ya da onları buna nasıl ikna edeceğimden emin değildim.

Hiçbir yere gidemezlerdi bensiz. Annemden sonra nasıl idare ettiysek aynen bu şekilde devam edecekti. Kimse hiçbir yere gitmeyecek ve bu ev soğuk ve hissiz kalmayacaktı.

"Biliyor musunuz, tanıdıklarımı arayacağım ve bu işin olur yönlerini konuşacağım. Şu an burada bu şekilde konuşuyor olmak gerçekten anlamsız ve yorucu." diye aniden konuşmaya başlayan Bay Mendes'in neler yapabileceğini hiç bilmiyordum ve arayacağı adamlara hiç güvenmiyordum. Eğer ki devlet idaresinde çalışan memurlarsa onlar da kimsesiz çocukların koca bir evde yalnız yaşamalarına göz yummayacaklardı.

"Bu kadar yeter." diyerek oturduğu yerden kalkıp yanıma kadar gelen Felipe, kapı kenarında dikiliyor olmamdan yorulduğum için beni bir yerlere oturtacağını düşünürken kapıyı gürültülü bir biçimde kapattı ve salondaki seslerin bir nebze olsun kesilmesine neden oldu. Sonra da ellerini kollarımın üzerine koyup "Bunları dinlememelisin. Bunlar senin katılacağın konuşmalar değilse onları dinlemenin de bir yararı olmayacak sana." diyerek beni mutfak masasının tam ortasında duran ada tezgahın yanındaki sandalyelerinden birine itti. "Şuraya otur ve Bayan Mendes'e güven biraz. O hem bir anne hem de iyi bir avukat. Keza kocasından övgüyle bahsetmeme gerek bile yok."

Felipe'in konuşmasından sonra sessizleşen mutfakta sadece çektiğim sandalyenin ayağından çıkan ses duyuldu ve sonra da kaygıyla ortamdaki havaya karışan verdiğim nefes. Buzdolabının yanında benimle birlikte dikilen Shawn omzunu yasladığı buzdolabından kaldırdı ve arkasındaki dolaplarda duran bir bardağı alıp musluğa götürdü. Sessiz ve bir o kadar uysal davranan Shawn suyu doldurduktan sonra getirip önüme koyduğunda Felipe gibi başımda dikilmek yerine yanıma yakın bir şekilde oturup suyu içmem için bekledi.

"Annemler bir yolunu bulacak ve bu kadar üzülmen boşa gidecek." diye mırıldandığında dönüp ona baktım. Yavaş ve yumuşak bir biçimde gülümsedi. Bardağı biraz daha ittirip parmaklarıma dokundurdu ve suyu içmem için yenden teşvik etti beni.

Fire On Fire // Shawn MendesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin