Tribünde kendime bir yer bulup oturduğumda sahadaki oyuncular toplanmış Koç'un söylediklerini dinleyip sessizce orada dikilirken gözüm onca kalabalığın arasında sadece Shawn'ı görüyor, aklım az önceki hareketini düşünüyordu. Bana dokunuyordu. Aklımı kaybedebilirdim. Tanrım, bana dokunuyordu.
"Daha az sırıtıp buraya Felipe için geldiğini hatırlamaya ne dersin?"diye fısıldayan Sarah beni tatlı manzaramdan ayırıp etrafı izleyen gözlerine çevirdiğinde yüzümü buruşturdum. "Bunu yapmak istemiyorum." Sarah yalancı bir kahkaha atıp kendisine el sallayan Greyson'a aynı şekilde karşılık verirken konuştu. "Emin ol, ben de buraya gelmek istemedim ve şu an ikimiz de burada durmak zorundayız."
Koç konuşmasını dinlemeyen Greyson'ın ensesine patlatıp yeniden dikkatini yeniden çektiğinde Sarah'la birlikte kıkırdadık. Aniden önümüzü kapatan Lizzy ve grubunu gördüğümüzde gülmeyi kesip oturmalarını bekledik ama umduğumuz gibi olmadı ve Lizzy grubuyla birlikte orada dikilmeye başladı. Kaşlarımı havaya kaldırıp Sarah'ya döndüğümde gözlerini devirip Lizzy'e döndü. "Colton!"diye soyadıyla seslendiğinde Lizzy yüzünde bir gülümseme ile dönüp ikimize baktı ve suratındaki gülümsemeyi genişletti.
"Buraya sevgilimin maçını izlemeye geldim, sizin kıçınızı değil."diyen Sarah sakince konuşurken söylediği kıç kelimesi için ona kızacaktım ama daha sonra. Lizzy elini beline atıp omuz silkti. "İyi ya, o zaman yerinizi değiştirin. Buradan izlemeniz biraz zor."diyerek tam da Sarah'ya sataşmak için fırsat verirken Sarah güldü. Olası bir kavga çıkmadan önce kalkıp Sarah'ya elimi uzattım. "Hadi biz başka yere oturalım."
Sarah uzatmadan kalktı ve elimi tutup "Haklısın."dedi yürümeden önce. "Birilerini bilerek aşağı itip kontrol edemediğim öfkemin kurbanı yapmak istemem."'diye mırıldanarak peşimden geldikten sonra birkaç adım ötedeki boş yerlere yerleştik ve takımdan ayrılan Shawn ve Felipe'e baktık. Lizzy de gülerek grubuyla birlikte oturduğunda bütün bir yıl boyunca uğraşacağı yeni kızın ben olmamasını diledim. Muhtemelen ben onunla uğraşmak istemezdim ve Sarah bu konuda kendini yıpratana kadar uğraşırdı.
Bütün dikkatimi yeniden toplayıp birazdan oynanacak olan maça yoğunlaştırdığımda Koç Felipe ve Shawn'a bakıp "Takımlarınızı kurun."deyip birkaç adım geri çekildi. Takım kaptanı olduğu için ilk seçim yapan kişi Felipe'ti ve seçtiği kişi Greyson'dı. Greyson zaten takımın asil oyuncularındandı, tıpkı Shawn ve Felipe gibi.
Shawn kendi takımı için kendisine yakın gördüğü Yass'ı seçtiğinde Yass tribündeki kızlara bir öpücük yolladı ve tanımadığım birkaç kızın kıkırdamasına yol açtığında anında Koç'un azarını işitti. "Önüne dön Türk lokumu, yoksa bir sonraki maça seyirci olarak katılırsın."
Oyuncular gülerken Felipe diğer oyuncusunu seçti. Konuşma fırsatını asla yakalayamadığımız takımın diğer asil oyuncusu Harry. Kendisi bir İngiliz'di ve o konuşmaya başladığında biz oturup sadece onun güzel aksanını dinliyorduk.
Takımın bütün asil oyuncuları seçildiğinde Shawn'ın aldığı son üç oyuncu yedekte bekleyendendi ve aynı şekilde Felipe de son iki oyuncusunu yedeklerden almıştı. Koç elindeki sayfalara bir şeyler karaladıktan sonra planlama yapmaları için sahadan çekildiğinde Felipe'le göz göze gelince ona el sallayıp gülümsedim. Onun da gülümsediğini görüp kurduğu takıma bir şeyler anlatmaya devam ettiğinde Sarah'ya dönüp konuştum. "Ne zamandan beri iki kişi seçip takım kurduruyor Koç?"
"Maç takım kaptanını seçmek için."diye mırıldanan Sarah'ya kaşlarımı çatıp dediği şeyi anlamaya çalışırken o sahaya dönüp devam etti. "Koç Felipe'in biraz savsakladığını ve takımı olur olmaz yerlere sürüklediğini düşünüyormuş."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fire On Fire // Shawn Mendes
FanfictionAylar öncesinde Shawn'ın bana bakacağını söyleselerdi onlara benimle dalga geçtiklerini söylerdim bu imkansız gibi bir şey olurdu ama tam da şu an her bir dokunuşumla nefesini tutan Shawn'ın yanında oturmuş sessizliğin huzurunun içimize işlemesine i...