Bölüm 3-1

1K 42 10
                                    

Aylardan Aralıktı. Hava iyice soğumuş, kış soğuk yüzünü göstermeye başlamıştı. Muğla'da doğup büyüğü için, Bahtınur soğuk havalara pek alışkın değildi.

İlkbahar ve yaz aylarında evlerinde hiç durmayan bu dörtlü, bazen dağlık bir bölgede kamplar kurar, bazen de deniz kenarında; denizin, güneşin ve kumsalın tadını çıkarırdı.

Fakat, artık havalar soğumaya yüz tutmuştu. O yüzden tüm kızlar, işleri ve okul olmadıkça dışarı çıkmıyorlar, ya kendi evlerinde, ya da davet edildikleri arkadaşlarının evlerinde etkinlik yapıyorlardı.

Bir akşam davetli olarak, Mehmet isimli bir arkadaşın evine misafirliğe gittiler. Aşağı yukarı on beş arkadaş toplanmış, önce yemek, ardından güzel bir filmle programlarını sürdüreceklerdi.

Toplanan insanların çoğu tanıdık, okuldan veya sınıftan arkadaşlarıydı. Sadece birini tanımıyordu ve ondan ilk gördüğünde, hiç haz etmemişti.

Bu kişi, Mehmet'in ev arkadaşı ve birkaç hafta önce Mehmet'le aynı eve çıkan, Tansel'di. Renkli gözlü, sarı saçlı; ilk görüşte insanı rahatsız eden tavırlarıyla, Bahtınur tarafından pek sevilmemişti.

İlk olarak yemek yenilip, sonra büyük ekranlı televizyondan film izlemeye karar verdiler. Kimisi aşk içerikli, kimisi komedi, kimisi de korku filmi izlemeyi istiyorlardı.

Çoğu kişinin isteği üzerine, korku temalı bir film açtılar. İzledikleri film Türk yapımı, gayet başarılı bir çalışmaydı. Başrolünü Cinleri çektiği ve çığlıkların bol olduğu filmi izlerken, Bahtınur müthiş bir şekilde korkmaya başladı.

Aklına sürekli iki hafta önce gördüğü rüyalar ve esmer yağız yakışıklı delikanlı geliyor, filmde gördüğü Cin tasvirleriyle, bu delikanlıyı bağdaştırmak istemiyordu. Ama bir anda ortaya çıkıp, anlık kaybolması, aklında soru işaretleri oluşturmuştu.

Yoksa o gördüğüm kişi, insan değil mi?

Eskiden dedesinin; ''Cinler, İnsan kılığına girebilir. Sizlere âşık olabilir ve sizleri kendisine âşık edebilir. Onların aşık olması, insanın aşık olmasına benzemez. İnsan ufak bir şeyden dolayı ayrılabilir, ama onlar ölmek veya öldürmek pahasına, aşık olduğu kişiyi bırakmaz'' dediğini hatırlıyordu.

Filmden korkması, bir de Tansel'in, sürekli Bahtınur'u izlemesi, Bahtınur'u rahatsız etmişti. Bakması bir yana, gözlerinin rengi bile acayip derecede rahatsızlık veriyordu. Tuhaf bir şekilde beyninde, hipnoz edilme hissi doğuruyordu.

Arkadaşlarından müsaade isteyip mutfağa gitti. Mutfakta Mehmet vardı, mısırları patlatmış ve kolaları koyup tepsiye dizmişti. İçeri girebilmek için Bahtınurdan yardım istedi. Mehmet'e yardım ettikte sonra, yine Mutfağa geldi Bahtınur.

Üniversite öncesi sigara içmeyen Bahtınur, sigaraya başlamış, günde yarım paket sigarayı bitirir olmuştu. Kendisine, ocak üstünde fokurdayan çaydanlıktan bir çay doldurdu ve paketinden bir sigara çıkarıp içmeye başladı.

Daha birkaç nefes çekmiş, çayından da bir yudum almıştı ki, mutfak kapısından içeri Tansel girdi. Hiç kanı ısınmamıştı Tansel'e, onu karşısında görmekten de, pek memnun sayılmazdı.

''Merhaba, nasılsın Bahtınur.''

İlk söze Tansel girmişti. Bahtınur'la konuşmak ve tanışmak istediği belliydi. Bahtınur, ayıp olmasın diye cevap vermek zorunda kaldı.

''-İyiyim, teşekkür ederim, sen nasılsın,'' dedi.

''Bende iyiyim saolun...'' Bakışlarındaki tılsım ve sözlerindeki samimiyet, Bahtınur'un ön yargılarını biraz olsun kırmış, biraz abarttım galiba, diye düşünmesine sebebiyet vermişti.

İlk konuşmaları bu şekilde cereyan etmişti. Sonra Bahtınur, içeriye geçti.

Film bitmiş, saat gece yarısını bulmak üzereydi. Herkes yavaş yavaş dağılmaya başladı. Bahtınur ve diğer üç arkadaşı da müsaade isteyip evlerine gittiler. Evden çıkarken bile, Tansel'in gözleri, Bahtınur'un üzerindeydi. Hiç gözünü kırpmıyor, Bahtınur'u izliyordu.

Eve vardıklarında ufak bir kahve molası yaptıktan sonra herkes yatağına geçip uyumaya koyuldular. Bahtınur'u uyku bir türlü tutmuyordu. Balkona çıkıp bir tane sigara yaktı. Her sigara yakışında aklına, ilk kez içtiği ve öksürüklere boğulduğu sigara denemesi geliyordu. Ondan sonrada hiç ağzına sürmemişti.

Sigarasını bitirince yatağına geçip uyumaya çalıştı. Çok yorulmuş ve uykusuz olmasına rağmen uyku tutmuyordu. 

Can ile Nas'ın SavaşıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin