B.29

240 21 27
                                    


-Güzel. Zaten bende hoşlanmıyorum dedim suratıma bir saniye baktı. Karşıdan gelen ışığa döndük ikimizde. Bizimkiler gelmişti. 

-Kapıyı açar mısın ? 

-Ji Eun

-Aç şu kapıyı. Neden böyle bir şey sordun ki ? Her öpüştüğüm erkekten hoşlanmam mı gerek ? 

-Ji Eun ben

-Senden hoşlanmıyorum anladın mı ? diye bağırdığında gözlerimi sıkıca kapatıp kafa salladım. 

-Be-ben üzgünüm diyebildim sadece. Diyebileceğim başka bir şey yoktu. 

-Aç şu kapıyı Ji Yong dediğinde kapıyı açtım. Arabadan indiğinde bizimkiler hala arabada olan bana bakıyordu. Tek istediğim benden hoşlanmasıydı. Kapı hızla kapattığında anlık gürültüyle yerimden sıçradım ve gaza bastım. Onun yanında kalamazdım. 



-JİEUN

Boş gözlerle arabanın arkasında bıraktığı toza baktım. Bu neydi şimdi ? Neden böyle yapıyord ? Yalan söylediğimi anladı mı ki ? Zaten beni sevmediğini biliyordum. Seven kişi gözümün önünde bir kızı yanına çekmezdi. Kız üstüne çıkacaktı neredeyse!. Burada durmak istemiyordum. Yavaşça Seunghyun'a döndüm. 

-Oppa. Ben gitsem iyi olacak dedim kafasını iki yana salladığında Ji Soo bana doğru geldi. 

-Unni ne oldu ? 

-Ben gidiyim dediğimde beni tuttu. Neden tuttuğunu bilmiyordum ? 

-Unne bana bak. Unnie  diye bağırdığında Daesung'un da koştuğunu gördüm

-Ben dedim ama her şey karanlığa boğuldu. 


Gözlerimi açtığımda salondaydım. Bom ve Dara başımdaydı. Yavaşça koltuktan kalktım

-Ne oldu öyle ? 

-Bayıldın. Yine açlıktan mı ? Akşam yemeğinde yememiştin bir şey dedi Dara. Onlara açıklama yapmak istemediğim için kafa salladım. 

-Saat kaç  ?

-4 oldu. Akşam yemeği hazırlamam lazım. Herkes işte. İyisin dimi ? Seni bırakmak istemiyorum bu halde 

-İyiyim unnie. Gerçekten. Yardıma gelirim 

-Hayır biz ikimiz hallederiz. Sadece mutfağa gel ki sana içecek bir şeyler verelim dediğinde yavaşça yerimden kalkıp onları takip ettim. Mutfağa girdik. 

-Hoşlanıyor musun ondan ? 

-Ne ? dedim Bom'a bakarak. 

-Yani hoşlantı demiyorum sadece aranızda bir şey var gibi. Öyle hissettim

-Unnie sizinkiler haklı. Gerçekten uzaylısın dediğimde kahkaha attı. 

-Hayır sadece öyle hissettim. Bilirsin Jiyong bizle pek konuşmaz, yemek ve görev dışında bizimle oturmaz,hep bize karışmaz. Bizi merak eder ama belli etmez. Sadece o dörtlü ile konuşur. İlk gelenler. Bigbangle. dediğinde kafa salladım. Anlıyordum. Bazen bana da öyle geliyordu ama bazen de tam tersiydi. 

-Bigbang

-Çete dörde bölünmüş şekilde. İlk gelenler. Seunghyun,Daesung, Ri , Youngbae ve Jiyong. Herkesten önce Bae ve Jiyong buradaydı, sonra diğerleri geldi. Başta kendilerine bigbang diyorlardı. Bunun bir anlamı varmış ama sonra biz geldik. Sonra diğer çocuklar. Sonra kızlar. Tabi toplu halde değil. Genelde arkadaş olarak geldik. Mesela ben buraya Dara ile geldim. CL ve Minzy'den önce. Lise ve Rose arkadaştı. Lisa bize katılmak istediğinde Rose onu yalnız bırakmamak için geldi dediğinde kafa salladım. Yavaş yavaş her şey oturuyordu. 

-Jiyong sadece onlarla konuşur. Yani bizle de konuşur ama dediğim gibi pek değil. Sen gelince bu değişti. Onu hiç böyle görmemiştim dedi Bom. Kafamı iki yana salladım

-O sadece bana sinirleniyor dediğimde ikisi de kahkaha attı. 

-Bu da mantıklı bir açıklama ama sinirleniyorsa belli ki önemsemiyordur. Yani ben Dara'ya sinirleniyorsam ona değer verdiğim içindir. Şeyimde bile olmayan insana neden sinirleneyim  ? dedi gülerek. 

-Mesela ben sana sinirleniyorum. Yemeği bana kitliyorsun gibi dediğinde güldüm. Bom yemeğe yardım etmek için döndü. 

-Ama Bom haklı

-Haklıyım dimi unnie ? dediğinde kıkırdadım. 

-Jiyong'la en yakın olanlardan biri benim. Sonuçta bigbang grubu dışında ilk gelenler biziz. Duyduğum dedikodulara göre çok kötü şeyler yaşamış. Burada olmayı istemiyormuş ama burada kalmaya mecburmuş. Bir kere girdiğinde çıkamazsın zaten. Bunu biliyorsun dediğinde kafa salladım. 

-O doktor olmak istiyordu. Tıp bitirdi

-Peki bitirmesine rağmen neden burada ? 

-Bunu bilmiyoruz. Bu bir sır. Sebebini sayılı kişi biliyor. Sadece bigbang yani ama kimseye söylemiyorlar

-Evet Seunghyun bana bile söylemedi. Ne zaman konuyu açsam sinirle kapatıyor. İddiaya bile girmiştik. Öğrenirim diye. CL öğrenemeyeceğimi söyledi ve kazandı. Gitti paralarım dedi Bom. Hayretle onu dinliyordu. Hadi ama gerçekten mi ? Acaba nedendi ? 

-Peki nasıl bir araya geldiniz ? Durup dururken almadınız ya aranıza 

-Sen bizi arasın. Biz seni araştırırız. Seni alırız. Yeteneğine bakarız. Lazımsa burada olursun. Mesela Lisa. O bıçağı profesyonel kullanır. Konu işse vicdanı yok. Gözü hiç bir şey görmez. 

-Peki Rose? 

-Rose .Tek olsaydı onu almazdık. Vicdanı çok,merhamet çok. İşle özeli ayırt edemez. Asla. İlk geldiğinde silah tutamıyordu, bıçak da. Minzy gibi beyzbol sopasıyla bile vuramazdı birine. Seunghyun Rose'u eğitti. Jiyong hiç almak istemedi onu ama Lisa bırakmak istemediğinde bizimkilerde Lisa'ya destek çıktı

-Ah anladım. Lisa ile o yüzden ayrılmaz ikililer dediğinde ikisi de kafa salladı. 

-Peki Jiyong.. O neyde iyi ? dedim ilgisizce. Bom bana döndü. 

-Sence ? Onun pek iyi olmadığı bir şey yok. Seunghyun'dan silah kullanmayı öğrendi ,Lisa'dan bıçak kullanmayı, JiSoo'dan bomba yapmayı, CL ile beraber kerpeten kullandı, Jin Woo ile takip yaptı, Daesung ona boks öğretti, Ri jijutsu. Herkesten bir şeyler kapmayı sever ama onun asıl silahı zekası. Jiyong gerçekten çok zeki. Bir şeyi ona göster, o yapsın. Bu yüzden hepimizden bir şeyler kaptı. Kimini sadece izleyerek yaptı, kiminde yanına oturur izler seni. Ji Soo'ya ne yaptı hatırlıyor musun ? Dedi Bom. Dara kahkaha attı. 

-Ji soo ile hiç konuşmamıştı. Bu yüzden Ji Soo bomba yaparken gelip yanına oturdu. Kız o kadar panik yaptı ki bombayı son anda dışarı attı. Attığı gibi patladı. Meğer korkudan yanlış yapmış dedi gülerek. Şaşkınlıkla suratlarına baktım. 

-Vay be Jiyong gerçekten korkutucu

-Evet. Öyle. Üstelik her şeyde iyi olması onu daha da korkutucu yapıyor. Onun vicdanı yok, sevgisi yok, merhameti yok. Yani o öyle düşünüyor. Öyle düşünmesi onu daha da korkutucu yapıyor. Bir de o iğne iplik kullanması yok mu ? dedi titremişti. Aklına bir görüntü gelmiş gibiydi. 

-İğne iplik mi ? 

-Diker Ji Eun. Derisini. Bir kere birine yan gözle bakan bir adamın gözlerini - ah Tanrım bunu konuşmayalım dediğinde dünü düşündüm. Tanrım adamın ağzını mı dikmişti. 


Yemek vakti yaklaştıkça herkes eve gelmiş ve masayı hazırlamaya yardım etmişti. Hep beraber masaya oturduğumuzda Jiyong kapıdan girdi. Yanında bir kızla. Hepimiz ona dönerken Seunghyun yerinden kalkmıştı bile. 

-O kim ? dedi yemin ediyorum sesiyle bile birini öldürebilirdi. Korkutucuydu. Jiyong ise hiçbir tepki vermemişti. İçtiği buradan belli oluyordu. 

-Bu.. bu benim kızım


ÇETEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin