Evin içine girdim ve ön tarafta duran cam kapıyı açıp çıktığımda Minzy, CL,Dara, Hanbin, Seungri, Dae, Seunghyun, Bom, Jin Woo, Lisa, Jennie, Ji Soo. Suga ve Jungkook bu sırayla içeri yürüyordu. En öndeki Jiyong ile göz göze geldim. Bizi görünce herkes durdu. Onlar buradaydı.
-Jiyong dedik ikimizde aynı anda. Şaşkınlıkla kafamı yana çevirdim ve Haru ile göz göz geldik. Artık taşıyamadığım için tökezlediğimde Jiyong bize doğru bir adım attığında silahı ona doğrulttum.
-Sakın dedim sinirle. Seunghyun öne doğru geldi.
-Ji Eun. Sakin ol. Bilmiyorsun. Lütfen dediğinde ona baktım. Artık kırgındım, yorgundum, anlamak istemiyordum.
-Sadece biriniz onu almaya gelin dediğimde Jiyong bir adım daha attı.
-Sen değil. Jin Woo. Lütfen gel dediğimde kafayı salladı ve bize yaklaştı. Onu Jin Woo'ya verdiğimde silah hala Jiyong'un üzerindeydi. Jin Woo, Haru'yu Jiyong'a götürdüğünde alayla güldüm. Jiyong Haru'ya sarıldığında Haru da onun boynuna doladı kollarını. Tanrım bu benim kaderim olmalıydı. Yalnız olmak, terk edilmek.
-Seni yavşak piç diye bağırdığımda Haru'yu belinden tutuyordu. Göz yaşlarımı tutmaya çalışıyordum ama çokta sikimdeydi.
-Ji Eun-
-Ji Eun yok artık diye bağırdım ve silahı kafama tuttum. Herkes bir adım geldiğinde boşta olan elimi durmaları için kaldırdım.
-Beni bitirdin Jiyong. Anladın mı ? Beni bitirdin. Sana dedim ya bir ailem var, beni tek bırakamazsın artık diye. Tam burada demiştim. Hatırladın mı ? Tam burada da itiraf ediyorum. Yine başardın. Yine.. hayır sen değil. Bu sefer ben yaptım. Yıktım ailemi dediğimde ağzımdan bir kahkaha attı.
-Ji Eun dedi Jiyong. Haru'yu tutan ellerine baktım. Haru Jiyong sanki bir can simidiymiş gibi ona sarılıyordu.
-Ji Eun. Lütfen yapma dedi Haru. Kahkaha atmama engel olamadım. Yine.
-Ben bittim. A-az önce biri-birini öldürdüm. Herkes gitti ve sen.. Lanet olsun Jiyong mahvettin beni diye bağırdım. Birini öldürmüştüm, ailem ölmüştü, kimsem yoktu.
-Unnie yalvarırım bırak o silahı dedi Lisa.
-Lalisa.. ben bu hayatı hak etmedim
-Biliyorum. Unnie biliyorum ama lütfen. Lütfen bunu yapma dedi bana yaklaştığında geri bir adım attım. HyoRin Jiyong'u itip karşımda dikildi. İşaret parmağını bana uzattı ve sinirle gözlerini gözlerime dikti.
-Sakın. Anladın mı sakın Ji Eun ? Sen beni kurtarmak için o kadar uğraşmışken asla. Buna izin veremem
-Anlamıyorsun diye bağırdım. Titreyen ellerimi kendimi işaret ettim.
-Bana bak bir. Bana bak. Lanet olası kanla kaplı suratım. Az önce hayatım hakkında bilmediğim zibilyon şey öğrendim, bugün babamı kaybettim, birini öldürdüm, neredeyse şerefsizin teki tarafından tecavüze uğruyordum. Bana bak. Ben kaybettim Hyorin. Kaybettim.
-Hayır dedi Hyorin. Tepkimi bilmediği için yavaşça bir adım attı. Ayaklarımın ucundaki diğer bir silaha baktım. Pembeydi. Gülümsedim. Jennie'nin silahı.
-Bugün sen beni kurtardın. 6 yıl sonra bu evden çıktım. Bugün Haru'yu kurtardın dedi aman ne güzeldi. Haru bile Jiyong'undu. Baksana. Sevdiğim adamın sevgilisini kurtarmıştım. Hayır pişman değildim ama acınası bir haldeydim. Jiyong ona sarılmaktan bana bakmıyordu bile. Kahkaha attım. Gerçekten ölsem yeriydi.
-Üzgünüm. Yapamam
-Ji Eun hayır diye bağırdı Jiyong yüksek sesle. Kızların çığlığı kulaklarımı doldurdu. Jiyong artık Haru'yu bırakmıştı ,düşmek üzeri olan kızı Seungri tuttuğunda her şey için çok geçti. Tetiği çekmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇETE
ChickLitÇok yanlış kişiye bulaşmıştım. Yanlış yerde yanlış kişiye yanlış yapmıştım. Hemde büyük bir yanlış. Tabi o kişinin çetenin lideri olduğunu bilseydim arkama bakmadan kaçardım. Yine de bunu lehime çevirebilirim,onu kullanabilirim diye düşündüm. Onun...