B.104

161 18 66
                                    

-Kız meselesi ha ?

-Nuna bunlar 2 kişiler. Yakın arkadaşlar. Biz de konuşuyorduk ama buradan taşındılar

-Siz iki salak da böyle kaldınız

-Evet dedi Seung Yoon

-O zaman gidin ?

-Bir kızın peşinden gitmelerine izin mi vereyim ? Dedi Jiyong. Mutfaktan çıkmıştı. Bizi mi dinlemişti? Çocukların üzgün suratına dayanamadığım için 2 gündür ikna etmeye çalışıyorum.

-Vereceksin tabi ki Jiyong. Seung Yoon ve Seunghoon kızları seviyor. Dimi ? Dedim çocuklara bakıp. İkisi de kafasını yere eğmişti. Mino ile göz göze geldi. Omuz silkti.

-Çete de aşk meşk olayı yok

-Ben varım. Bom ve Seunghyun ayrıca Hyorin ile Bae de olacak.

-Ne hayır şey-

-Bae hayır deme. Fazla utangaçsın ama buradaki herkes biliyor dediğimde Bae de kafa eğdi.

-Sonuçta siz bu evde kalıyorsunuz desi Jiyong yanıma oturdu.

-Onlarda bu evde kalır

-Başka odamız yok

-İki eve ayrılırız. Olmaz mı ? Yakında bebek de olacak. Herkes gecenin köründe kalkacak. Bizim için daha iyi olur. Kimseyi rahatsız etmemiş oluruz dedim bana baktı.

-Benimle eve çıkmak için bunları bahane etme dediğinde yanından sinirle kalktım.

-İster gidin ister gitmeyin be. Yeter gerçekten. Madem seviyorsanız gitsenize peşinden. Ay naparsanız yapın dedim sinirle merdivenlere yöneldim.

-Ji Eun haklı. Korkaklık yapmayı kesin. Korkak insanlar mutluluğu aşkta bulamaz. Anca parada falan bulursunuz. O da nereye kadar ? Dedi Hyorin yukarıdan. Ona baktım laf sokuyordu ama neden ? Tabi ki de Bae'ye tüm bunlar.

-Yine de burada bir ekip var. Tek başına karar alamaz dedi Bae. Ona döndüm. Belli ki kavga etmişlerdi.

-Öyle mi ? Jiyong neden sen Ji Eun'la olmak için herkes sormadın

-Aslında sordu

-Sordun mu ? Dedim. Tamam bu bir miktar kalbimi kırmıştı.

-Evet ama-

-Sordun mu ? Diye bağırdım. Ayağa kalktı.

-Ya izin vermeselerdi. Ya istemeselerdi. Bırakıp gidecek miydin ? Şaka mı bu ?

-Ji Eun

-Bir de buna sevgi mi diyorsun ? Siz de mi öyle diyorsunuz ? Diye bağırdım arkadakilere bakıp.

-Sevgi bu değil salaklar. Sevgi sevdiğiniz insan sizi bırakıp aylar sonra hayatınıza girse de kabul edebilmek. İzin alıp da herkes onaylarsa onu hayatına sokmak değil  dedim sinirle ve oradan uzaklaşmak için odama ilerledim. Kapı açıldığında kapıya sırtımı döndüm.

-Aslında bir izin almak denmez ona dediğinde kapıya, Seunghyun'a baktım.  Onu beklemiyordum.

-Bir sorun mu var ? Dedi beni görünce

-Oppa sana dönmeme yardım eder misin? Dediğimde kahkaha atarak bana yaklaştı. Karnım o kadar şişti ki dönmek ve kalkmak için yardım gerekiyordu. Bana yardım edip yanıma oturdu.

-O nerde ?

-Aşağıda ve gerçekten üzgün

-Sinir bozucu dediğimde gülerek kafa salladı. Elini karnıma koydu.

-Ufaklık annen fazla alınganlık yapıyor

-Hayır yapmıyorum

-Ji Eun haksıza haksız derim. Ki sen haksızken bile bazen seni kayırıp haklı diyorum ama Jiyong onu yanlış anladığın için aşırı mutsuz

-Ama oppa

-İzin almak denmez ona. Geldi ve dedi ki ben Ji Eun'u seviyorum eğer bunu kabul etmeyen varsa çeteden çıkabilirim dedi dediğinde şaşkınlıkla ona baktım. Ne ?

-Oppa ciddi misin ?

-Evet. Herkes seni sevdiği için bir şey demediler zaten Jiyong da Haru'yu bulmuştu.

-Bana bunu demedi

-Senin bilmediğin çok olay var Ji Eun. Çetedesin ama seni her şeye dahil etmek istemiyor. Hiç birimiz istemiyoruz çünkü bu senin iyiliğin için. Çetede olaylar mükemmel değil. Her zaman bu eve girerken neşeli olmaya çalışıyoruz ama işler öyle değil

-Ama bilmeye hakkım var. Size değer veriyorum

-Biz de sana bu yüzden her şeyi bilmeye çalışma güzelim. İyiliğin için dediğinde kafa salladım. Belki de haklıydı. Her şeyi kaldıramıyordum. Bana sarıldığında bende ona sarıldım.

-Şimdi gideyim de şu inatçı gelsin dedi ve gülümseyerek dışarı çıktı. Sadece 5 dakika sonra Jiyong odaya geldi. Karşıma oturduğunda bir şey demedi. Sadece kafasını eğip elleriyle oynuyordu. Elini tuttum ve karnıma koydum.

-Bak. Bak hissettin mi ? Dedim kızımız tekme atıyordu. Yüzünde bir gülümseme oluştu.

-Gerçekten dedi diğer elini de karnıma koydu. Sonra bir anda yüzünde gülümseme paniğe döndü.

-Canın yanmıyor dimi ? Yanıyor mu ? Dediğinde gülümseyerek kafamı iki yana salladım.

-Aksine şuan halimden çok mutluyum dedim. Karnıma baktı.

-Az kaldı dediğinde yutkundum. Evet az kalmıştı. 7 ay olmuştu bile.

-Evet yakında kucağına alabileceksin. Heyecanlı mısın?

-Hayır dedi gözü hala karnımdaydı. Pis yalancı.

-Hem...hem ben çocuk sevmem. Gürültücü olurlar, her şey isterler ve hiç bir şey bilmezler dedi kızımız bir tekme daha attığında gülümsedi.

-Belli Jiyong hiç sevmezsin dediğimde bana baktı.

-Ben sadece seni severim

-Onu sevsen de kızmam sana

-Yine de sadece seni severim

-Yalancı

-Tamaam onu da...sevmiyorum ama merak ediyorum diyel- ah bak bir daha attı

-Seni dinlemeyi seviyor

-Nasıl ? Dedi şaşkın bir halde

-Seni dinlemeyi diyorum. Ne zaman konuşsan hareketleniyor. Seni seviyor dedim. Kafasını eğip karnıma getirdi. Gözlerindeki mutluluk her şeye değiyordmu.

-Beni seviyor musun ? Dedi dudaklarını karnıma koyarak. Gülümsedim. Salak.

-Tamaaam itiraf ediyorum. Bende seni seviyorum diye fısıldadı.

ÇETEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin