-Nasıl yani ?
-Kook ödümu patlattın. Şu kapıyı kapat ve içeri gel. Oppa sende bie tepki ver
-Nasıl yani ? Dedi o da. Göz devirdiğimda Jungkook yanımıza gelmişti.
-Hamileyim işte
-Nasıl ya ? Kızım düğünümü mahvetmek için mi geldin ? Bu nasıl bir şaka? Komik değil sakın kimseye yapma.
-Oppa şaka değil
-Jiyong burada seni beklerken sen nasıl... nasıl bunu yapabildin ? Diye bağırdığında kafamı yere eğdim.
-Oppa bebeğin babası Jiyong. 2 buçuk aylık
-Ne ? Aaaaa hım aaaaa anladım. Aaa dur off yook. Mantıklı a-
-Oppa napıyorsun?
-Düşünüyorum. Bir dakika bebek Jiyong'un
-Evet
-Yani amca oluyorum
-Eh evet dediğimde bana sıkıca sarıldı ve bir kaç kez döndürdü.
-Oppa lütfen artık dur. Midem her şeyi kaldırmıyor. Özellikle açsam dediğimde bıraktı ve Kook'ta bana sarıldı.
-Anlamadığım bir şey var nuna Jiyong hyung çok sakin
-Çünkü bilmiyor
-Yok bilse zaten aldırmak ister dediğinde ikimizde Seunghyun'a döndük.
-Ne ? O çocuk yapmaya karşı. Napabilirim?
-Oppa doktor yemek yemediğim için bebeğin zayıf olduğunu ve ikimizin de tehlikede olduğunu söyledi. Ek olarak da bu durumlardan ötürü en ufak bir stresin bile normal bir hamileden daha etkileyeceğini. Yani zaten şuan stresliyim
-Sakin. Sakin ol. Bak balayını iptal edelim ve hep beraber alıştırarak söyleyelim
-Saçmalama oppa. Bom unnie bunu istiyor. Oraya gideceksiniz
-Ama Jiyong
-Bilmiyorum. Bir süre söylemem. Bilmiyorum oppa napacağım. İstemezse gideceğim napabilirim ki başka ? Bebeği aldıramam
-Ji Eun yaşadıklarından sonra ona gerçekten ne derim bilmiyorum yani Jiyong zor bir çocukluk geçirdi ve
-Biliyorum oppa ama yapacak bir şeyim yok. Ben bebeğimi öldüremem.
-Asla. Asla öyle bir şey olmaz. Olamaz.
-Bunları sonra konuşalım gerçekten açım yemek yemem lazım ilaç vaktim geldi.
-Yeğenime ve en çok da kendine iyi bak. Kook düzgün bir şey yediğine emin olur musun ? Biz Bomla az sonra çıkmalıyız
-Seve seve dedi Kook ve kolunu uzattığında koluma girdim. Beraber masaya dönmeden önce Bom unnieye veda etmiştik. Kook bana ağzına kadar dolu bir tabak getirdi.
-Yah bu kadar niye dolu ?
-Olsun ye nuna ye
-Kook bu fazla. sanki bütün etleri sen toplamışsın dediğimde bir parça eti direk ağzıma attı. Şaşkın bir halde yüzüne bakakaldığımda güldü.
-Selam unnie selam Kook. Kook seni bekliyorum yarım saat oldu ? Dedi Lisa. Gülümsedim. İkisi buraya geldiklerinde tekrar çıkmaya başlamıştı.
-Ben ben onu unuttum. Acil bir durum oldu
-Acil.. Ji Eun unnieye yemek yedirmek mi ? Sakın alınma unnie ben sadece dans edecektik ve bana beklememi söyledi ve...
-Alınmıyorum Lalisa ama gerçekten açlıktan ölüyordum. Bu yüzden bana bir tabak getirdi sadece dediğimde Lisa gülümsedi
-Bak böyle dese anlayacağım. Sanki devlet sırrı var ki acil bir durumoldu diyor
-Siz iki aşık hadi gidin dans edin dediğimde Kook kalktı.
-Lütfen yemeğini ye dediğinde kafa sallayıp yemeğe döndüm. Bizimkiler çoktan yediği için dans ediyorlardı.
-Az önce konuşma ortasında kaçtığına göre devam edelim. Saçın neden kısa? Dedi Jiyong. Ağzımdaki eti bile bitirememiştim daha. Sinirle çiğnemeye devam ettim. Seunghyun ve Bom unnie çoktan gitmişti. Nereye kaçacaktım ?
-Cevap
-Hava sıcaktı ve ben çok bunaldım
-Toplasaydın
-Sürekli toka kaybediyorum. Bu daha basit geldi
-Neden yüzüme bakmıyorsun?
-Yemek yiyorum
-Ama karşıya bakıyorsun
-Ne var Jiyong ? Ne istiyorsun? Dedim sinirle ona dönerken
-Uzun saçlı halini seviyordum dediğinde gözlerim doldu.
-Neden ? Kısa saçlı sevmeyecek misin ? Yada kilo alırsam, ileri de kör olursam belki yürüyemezsem, katlanılmaz olursam, bir kaza geçirirsem, yüzüme sivilceler bassa yada saçlarım dökülse. Sevgin bitecek mi ? Sevgini bu mu belirliyor ? Eğer öyleyse sevme beni çünkü benim sevgimi bu belirlemiyor. Senin kalbim belirliyor, bakışın, kokun, merhametin, gülüşün ama eğer seni bunlar etkilemiyorsa ben... bunu kaldıramam. Sürekli bu halimle yaşamaya çalışamam desim ağlayarak
-Ya neden ağlıyorsun durup dururken saki-
-Bakar mısınız? Dedi bir kadın sesi. Gözlerimi sildim ve yan tarafa dönerken gülümsemeye çalıştım.
-Evet dedim ne kadar toparlamaya çalışsam da sesim berbattı.
-Az önce kardeşimle dans ederken gördüm seni.
-Ah evet Joon Gi dimi ?
-Evet o dedi kadın gülümseyerek. Jiying kaşlarını çatmış kadına bakıyordu.
-Acaba ona vermem için numaranı verebilir misin ?
-Tabi ki ama sizin düşünceniz aksine biz o şekilde bir dans etmedik. Arkadaşcaydı
-Nasıl yani ? Ondan etkilenmedin mi ?
-Hayır et-
-O benim karım. Etkilenmesi mi gerek sizce dedi Jiyong ayağa kalkıp. O sırada Joon Gi'de telaşla bize doğru geliyordu. Tanrım bu felaket olacak.
-Nuna napıyorsun ? Dediğinde bende ayağa kalktım.
-O senin karın mı ? Gerçekten mi ?
-Abla sana ondan hoşlanmadığımı söyledim
-Ne ? Sen karıma çirkin mi dedin ?
-Karın ? Ji Eun sen evli misin ?
-Karım dediğime göre dedi Jiyong. Sinirle elimi başıma koydum.
-Bir dakika ilk olarak Joon Gi'den hoşlanmadım. Sadece bir dans ettik ki o zaten gay. Ben istesem bile o istemez ve siz ablası olarak ona destek olmalısınız iki Jiyong seninle evli falan deği-
-Unnieeeee diye bağırdı Lisa. Dördümüzde ona döndük. Kook peşimden koşuyordu.
-Unnieee diye Koşarak boynuma atladığında bağırması yüzünden herkes bize döndü.
-Unnie duydum ki hamileymişsin. Şimdi ben hala mı oluyorum yoksa teyze mi ? Diye bağırdığında bunu artık tek Jiyong değil tüm salon öğrenmişti. Yine de ben en çok Jiyong'dan korkuyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇETE
ChickLitÇok yanlış kişiye bulaşmıştım. Yanlış yerde yanlış kişiye yanlış yapmıştım. Hemde büyük bir yanlış. Tabi o kişinin çetenin lideri olduğunu bilseydim arkama bakmadan kaçardım. Yine de bunu lehime çevirebilirim,onu kullanabilirim diye düşündüm. Onun...