-Elini popomdan çekmek için üç saniyen var. 1 2- uyuyor musun gerçekten dedim ve kafamı kaldırdım. Gerçekten uyuyordu. Derin bir nefes alıp yüz üstü uzandım. Vay be dün neydi böyle ? Acaba artık çıkıyor muyuz ? Çıkıyor muyuz!!!! Tanrım. Kalbim.
-Neden gülüyorsun ? Dediğinde panikle ona döndüm. Gözleri hala kapalıydı.
-Gülmüyorum dedim hala hasta olduğum için öksürmeye başladım.
-Sesini duydum. Dae'ye söyliyim yine bitki çayı yapsın sana dedi sonunda gözlerini açtı. Kalkarken elini tuttum. Ne yaptığımı fark edip hemen çektim.
-Gerek yok. Be-ben iyiyim. Gerek yok dedim gülümseyerek yanıma yattı.
-Yanından bir saniye bile ayrılmamı istemiyorsun dimi ? Dediğinde güldüm.
Beni belimden tutup kendine çekti ve kafasını yine göğsüme koydu.-Elimi tutmaktan korkmana gerek yok. Artık seninim dedi tamam kalbim durdu. Durdu. Tanrım kalbim durdu.
-Beni nasıl seviyorsun ? Dediğinde kaşlarım çatıldı. Hey şuan kalbimle ilgilenmem lazım.
-Ben..
-Nasıl anladın ?
-Çünkü dedim. Nasıl açıklayacağım? Yalandan öksürdüm.
-Ben çay alsam iyi olacak dedim kalkarak. Kaşlarını çatmış beni izliyordu.
-Bence duş almalısın. Ben kendimi daha iyi hissediyordum ama sen hala ateşin var ve terliyorsun aynı zamanda titriyorsun. Durumun ağırlaşıyor. Dün burnun akmıyordu artık burnunu çekiyorsun. Ben Dae'ye çay yaptırırım senin için. Eczaneye gine uğrasa iyi olacak dedi kalkarken. Tanrım beni bu kadar takip ettiğini bilmiyordum. Omzumdan tutup beni banyoya doğru ittiğinde onu dinleme kararı aldım. Tanrım terliyorsun dedi. Leş gibi kokuyordum kesin. Emin olduğum bir şey varsa sabah çıkıyorsak bile artık çıkmıyorduk. Hızla duş alıp üzerimi giyindim ve çıktım. Gerçekten kendimi çok bitkin hissediyordum. Çıktığımda masada yiyecek şeyler ve bitki çayı vardı. Yavaşça oraya oturdum.
-Saçlarını kurut
-Açım sonra diye geveledim. Karşımdan kalktığında umursamayıp yemeğe döndüm. Bir anda kafamda hissettiğim ısıyla kafamı kaldırdım.
-Napıyorsun ?
-Saçını kurutuyorum
-Ama ben ya-
-Açtın. Yemek ye dediğinde onu dinlesem de diken üstündeydim. Saçlarımı kuruttu, hatta topladı bile. Eğilip yanağımı öptüğünde elimdeki çubuklar düştü. Gülerek karşıma oturdu. Nasıl gülüyor? Ben panik halindeydim.
-Bizimkilere bu olayları dedi ama sustu. Kaşlarımı çattım.
-Ne ?
-Bu olayları anlatmasak bir süre dedi gerçekten konuşmakta zorluk çekiyor gibiydi.
-Ne olayları ?
-Hani artık sevgiliyiz ya Ji Eun dedi haa demek ki çıkıyorduk. Ne bilebilirim ki ? Herifin sağı solu belli olmuyor. Panikle bana baktı.
-Sakin yanlış anlama. Bu senden utanmamla yada bunun gibi bir şeyle alakalı değil. Bu sadece bizi hafife almasınlar diye. Yani sırf burada bir kaç gün beraber kaldık diye sevgili olduğumuzu düşünmelerini istemem
-Anlıyorum dedim ki anlıyordum.
-Ne ?
-Anlıyorum. Tamamen haklısın. Yani ilişkimizi hafife almıyorsun ?
-Tabi ki hayır. Almıyorum. Kimsenin almasına da izin vermem dediğinde elimse olmadan gülümsedim.
-Yani sevmek bu mu ?
-Ne ?
-Güldüğünde benim daha çok mutlu olmam bu yüzden mi ? Dedi. Tanrım çok masum duruyor. Çok masum.
-Belki. Belki de sen bana bunu dediğinde kalbimin hızlanmasıdır
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇETE
ChickLitÇok yanlış kişiye bulaşmıştım. Yanlış yerde yanlış kişiye yanlış yapmıştım. Hemde büyük bir yanlış. Tabi o kişinin çetenin lideri olduğunu bilseydim arkama bakmadan kaçardım. Yine de bunu lehime çevirebilirim,onu kullanabilirim diye düşündüm. Onun...