B.20

247 23 1
                                    


-Gerçekten Jisoo oraya bomba ile mi gittin ? dedim depoya girerken. 

-Sadece elektrikti bombayla oppa. Aceleden ne alacağıma karar veremedim ki dediğinde arkadan kapıyı kapattı. 

-Geldiniz mi ? 

-Sana uyu demiştim. Tanrım bir kere de dinleyemez misin ? dedim elimdeki viskiyi bara götürürken

-Hepiniz iyi misiniz ? dedi kızların yanına gidip onları kontrol ederken onu izliyordum. Hepsi şaşkındı. Bunu beklemiyorlardı. Böyle bir şeye alışık değildiler. Birinin onları beklemesine alışık değillerdi. 

-Yah Lisa kesmişsin elini. Seni şu bıçaklardan uzaklaştırmak lazım

-Önemli bir şey değil dedi Lisa elini onun elleri arasından çekti. Bu tepkisine bende şaşırdım. Lisa sevecendir. Ters bir şey yapmaz. Kimseyi üzmez. 

-En azından bir yara bandı yapıştıralım

-Neden bu kadar büyüttün ? alt tarafı bir sıyrık. Nesin sen ? Annemiz mi ? dedi ve hızla yukarı kata çıktı. Ji Eun olduğu yerde kalmıştı. Diğer kızlarda Lisa'yı takip ederken Jennie Ji Eun'a yaklaştı. 

-Unnie sen onu takma. Sadece uykusu var dedi sessizce ve kızları takip etti. Ji Eun yutkunarak bana baktı ve koltuğa oturdu. Viskiyi iki bardağa koyup yanına oturdum. Sadece uykum yoktu. Onunla içmek için bahane falan değil yani. 

-Biz bu kadar merak edenimiz olmasına alışık değiliz dedim bardağı ona uzattığımda direk kafasına dikti. Şaşkın bir şekilde ona baktım. 

-Biraz daha alabilirim dimi ? dediğinde kafa salladım. Gidip şişeyi alıp geldi yanıma. Kendine doldurup kafaya dikti. 

-Aileleri yok mu ? 

-Hepimizin ailesi var demedim dedim bana baktığında omuz silktim. Doğruydu. Aramızdan bir kaçının ailesi vardı. İyi yada kötü ama bir çoğumuzun yoktu. 

-Ben sadece endişelendim 

-Anlıyorum ama buna gerek yok. Bizim için endişelenme, bizi düşünme. Biz böyle daha rahatız 

-Ben sadece dedi ve sustu. Ona döndüm. 

-Önceden Ji Hyuk için endişelenirdim. O..öldükten sonra kimse için endişelenmedim. Kızları, sizi onun yerine koydum sanırım. Biliyorum hata yaptım. Yapmamam lazımdı ama birileri için endişelenmek bana iyi geliyor sanırım dediğinde sırtımı kanepeye yasladım. 

-Onları düşün. Hiç bir zaman üzerlerine fazla düşmedim

-Ama hepsi sana saygı duyuyor 

-Sadece korkuyorlar 

-Hayır, saygı duyuyorlar. Bu çok belli. Korktuğun birini fırsatın varken yok etmek istersin ama saygı duyduğun biriyse düştüğünde kaldırırsın 

-Ben düşemem. Öyle bir lüksüm yok dediğimde kafasını omzuma koyup ayaklarını ortadaki sehpaya uzattı. 

-Herkes düşer Jiyong. Bu elinde olan bir şey değil. Önemli olan kaldıracak birinin olması. Sende ise fazla fazla var dedi gülümsedim. Benim ekibim. Benim ailem. 

-Onların üzerine fazla düşmedim. Onlar için endişelensem de bunu belli etmedim. Onlarda bana belli etmedi. Ben yaralandığımda hepsinin gizli gizli yaramı kontrol ettiğini biliyorum. Gece sanki tek yapan onlarmış gibi odama yavaşça girip ilaç bıraktıklarını da. Ben geç kaldığımda gergin olduklarını yada ben eve girdiğimde derin bir nefes verdiklerini görüyorum. Aynı benim gibi. Yine de onlara hiç belli etmedim. Neden biliyor musun ? 

-Neden ? dedi sessizce 

-Çünkü bir gün alışmasınlar diye. Bir gün bu kapıdan giremezsem diye. Bir gün yaralandıklarında onları saramayabilirim. Onlar için endişelenemeyebilirim. Yada oturup onları bekleyemeyebilirim. Bir gün burada olamayabilirim. Ağladıklarında omzumu gösteremeyebilirim. Bu yüzden. Alışırlarsa ve ben bir gün bunları yapamayacak halde olursam canları daha çok yanar dedim içki bardağını kafasına diktiğinde bende diktim. 

-Senin içinde aynısı geçerli Ji Eun. Gideceksin. Bunu biliyoruz. Bu yüzden senin için endişelenmememiz lazım, seni düşünmemeliyiz. Seni sevmemeliyiz çünkü gideceksin dedim ama onun için endişeleniyordum, onu düşünüyordum. 

-Yine de bu iyi değil mi ? Biri için endişelenmek, birini düşünmek,korumak istemek. İnsan olduğunu hatırlatmaz mı ? dedi sessizce 

-Ben insan değilim Ji Eun. Ben katilim. Endişelenemem, düşünemem, sevemem. 

ÇETEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin