B.126

122 16 44
                                    

Konuşmanın ardından Mino ona yaklaştı.

-Ama-

-Yah Lee Ji Eun diye bağırması ile korkarak Jiyong'a döndüm. O kadar kötü bağırmıştı ki Seunghyun bile sıçramıştı yerinden.

-Jiyong yalan attı bize ve-

-Kendine gel. Sırf bir kıskançlık yüzünden bu kadar ileri gitmen gerekir miydi ?

-Ne ? Bunu kıskançlıkla alakası yok Ji

-Oppa lütfen ona kızma. Haklı. Bende bu şekilde öğrenseydim bend-

-Sana ona oppa deme demiştim diye bağırdım Na Na'ya. Jiyong ise hızla gelip bileğimi kavradı. Sinirli olduğu için fazla sıkıyordu ama yapmamalıydı. Bana sinirlenmemeliydi.

-Kendine gel. Hemen. Saçmalıyorsun

-Ne ? Jiyong yalan ata- sözüm suratıma yediğim tokatla kesildi. Herkes şaşkınlığını belirten bir ses çıkarırken ben şok ile onu bile yapamamıştım. Sadece acıyan yanağımı tuttum. Herkes susuyordu. Yanağımdan çok kalbim acıyordu. Göz yaşlarımı tutmak için dudağımı ısırdım.

-Ji Eun be-ben dedi ama onu dinlemeyi bırakıp masada duran çantamı kaptım

-Yah Ji Eun dedi Seunghyun ayağa kalkmıştı. Onu dinlemeden kapıya ilerledim. Ben kapıdan çıkmadan bileğimi birinin yakalaması ile sinirle tutan kişiye döndüm.

-Bırak Ri

-Nuna gitme

-Son kez diyorum Ri. Bırak dedim sesim titriyordu ve beni bu kadar güçsüz gösterdiği için kendimden nefret ediyordum. Beni bıraktığında dışarı çıktım. Uzun sokakta hızla yürürken koşmaya başladım. Buradan uzaklaşmalıydım. Hemen. Bir kaç sokak geçtiğimde artık nefesim bittiği için yavaşladım.

-Harika. HARİKA. Bir de yağmur. Tabi ya benimle böyle eğleniyorsun dimi ? Dedim yukarı bakıp ve o an hüngür hüngür ağlamaya başladım. Gelen ayak sesleriyle arkamı döndüm.

-Neden buradasın ?

-Unnie. Seni tek-

-Git Lisa. Bir kere de beni tutma. Bana gelme. Osenin abin gibi

-Ama sen Ri oppanın da dediği gibi anne gibisin.  Hem eminim onu tutan çok olur.  Ben hep senin tarafında olacağım

-Lisa lütfen git

-Unnie lütfen

-Lisa bir daha söylemek istemiyorum. Git dedim zaten ıslanıyordu. Bir kaç adım arkasındaki Kook ile göz göze geldim ve ağladığımı göstermek istememe rağmen dudaklarım büzüldü. Kafamı iki yana salladım.

-Lisa'yı da al git

-Unnie lütfen izin ver yanında kalalım. Şuan çok sinirlisin dediğinde çantamı sırtıma doğru çevirdim. Madem o beni bırakmayacaktı ben giderdim. Koştum ve bir apartmanda ilk katın balkonuna çıktım. Diğerine tutunup bir kat yukarı çektim kendimi.

-Unnie dedi Lisa. O da ilk balkona çıkmıştı. Onu dinlemedim ve diğer apartmanın ikinci katına atladım. Sonra bir diğerine ve yangın merdivenine ulaşıp yukarı çıkmaya başladım. Arkama baktığımda ilk çıktığım apartmanın ikinci katındaydı daha. Çatıya çıktığımda duvar kenarına çöktüm. En azından yağmur dursaydı. Bir damla burnumun ucundan düştü. Çalan telefonumu direk kapamak için elime alırken arayan kişinin Hanbin olduğunu gördüm ve bir süre kapamasını bekleyerek ekrana baktım ama sonuna kadar çaldı telefon. Sonra bir daha aradı. Bu sefer açtım.

-Benim en sevdiğim patronum için ben Seul'e kadar geleyim ama sen evde olma ha. Hadi bekliyorum yada Rose barda olduğunuzu söyledi bara mı geleyim ?

-Hanbin dedim sessizce. Sesim zaten ağlamaktan kısılmıştı.

-Nuna. Ne oldu ?

-Neden en kötü zamanlarımda bir anda çıkageliyorsun ?

-Ji Eun neredesin bana onu söyle ?

-Hayır. Evde kal ve o Jiyong'a söyle cehenneme kadar yolu var

-Jiyong hyung mu bir şey yaptı? Dediğinde hıçkırdım. Derin bir nefes aldım.

-Yeni tanıştığın biri ile benim aramda kalsan. Kimi seçerdin ?

-Yeni tanışmış olayım yada olmayayım fark etmez. Hep seni seçerim dedi ve arkadan araba çalıştırma sesi geldi.

-Bu yüzden artık yeter Ji Eun. Artık sessizce durmayacağım. Seni üzmesine izin vermeyeceğim. Kimsenin

HANBİN IS BACK BITCH 😋😋
Olaylar bok yoluna gidiyor ama toparlarız bir şekilde ya. Dimi ? 👑💎

ÇETEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin