B.64

155 15 24
                                    

Olanlardan sonra sessizce arabaya binmiş ve evin yolunu tutmuştuk.

-Ben seni yani az önce olanlar dedi Hanbin eve yaklaştığımız da

-Sorun değil. Unutalım dedim çünkü ne onun duygularından eminim,ne de kendi geçmişimi unuttuğumdan.

-Seni kimle evlendirecekler ?

-Jae Wook denilen adam. Dün bana bunu söyledi

-Peki sen... yani istiyor musun?

-Tabi ki hayır dedim. İstemiyordum. Ona baktım.

-Sana bir şey anlatabilirim dediğimde kafa salladı. Ona bakmak bile bi güven veriyordu. Bilmiyordum.

-Bir ilişkiden çıktım

-Geçen gün gelen adamla mı ? Dediğimde kafa salladım. Hanbin'in beni yanlış anlamasını istemiyordum. Bana destek oluyordu ve ben onu üzmek istemiyordum.

-Beni terk etti, bırakıp gitti öylece

-Anlıyorum

-Peki sen ne zamandır abimle çalışıyorsun?

-Sen gelmeden bir kaç ay önce başladım. Başta korumaydım ama senin için bir şoför lazımdı. Bende araba sürebiliyorum ki iyi bile oldu dedi gülümseyerek. Bende gülümsedim.

-Hanbin. Bu evde tuhaf bir şeyler oluyor

-Ne gibi ? Dedi ama pek şaşırmamıştı yada tepkilerini iyi saklıyordu. Jiyong gibi.

-Henüz çözemedim dedim arabadan inmeden önce son kez ona baktım.

-Ama çözeceğim ve gitmeyeceğim dedim ve arabadan indim. Eve sessizce girdim. Artık refleks olarak yavaş hareket ediyordum.

-Geliyorlar biliyorum dedi abim. Sessizce salona ilerledim. Paranoyak gibi konuşuyordu.

-Ne yapacağız efendim ?

-2 gün sonra gidiyoruz. Hepimiz. Onu da hazırlayın. Onu almalarına izin vermeyeceğim dedi benden mi bahsediyordu ? Öyle hissetmiyordum.

-Peki efendim

-O zamana kadar güvenliği iki katına çıkarın. Ji Eun'a da düzgün bir dille anlatırsın. Bu evde kalamayız.

-Tabi efendim

-Bu arada ondan herhangi bir şey öğrenebildin mi ?

-YG hakkında mı ?

-Başka neyden olavak Jae Wook. O kız o yüzden burada dediğinde geri geri gittim. Beni buraya onlar için getirmişti. Tanrım. Beni kullanmak için getirmişti..

Yaklaşık 10 bardak içmişti. Tanrım bu herif sarhoş bile olmuyor mu ? Abim çoktan gitmişti bile. Ben ise o bardakları dökmemiş ve içmiş olsaydım gitmiştim.

-Ben bir şişe daha getireyim dedim ayağa kalktım. Beni bileğimden yakaladı.

-İçmeyi seviyorsun dedi sanki sorarcasına. Sarhoş olduğumu belli etmek için kahkaha attım.

-Kim sevmezki oppa dedim ve mutfaka gittim. Son çare olarak gördüğüm hapı aldım. Bardağa koydum ve içki döktüm üstüne. Bir kaşıkla karıştırıp salona döndüm.

-Sen içmiyor musun ?

-Oppa daha bardağım bitmedi dedim masaya oturdum ve bardağı elime alıp ona uzattığımda kadeh tokuşurduk. Bardağı gözüme baka baka tek seferde içtiğinde şarabımdan bir yudum aldım. Seunghyun olsaydı beraber içerdik. Gülümsedim. Yavaş yavaş gözleri kapandı.

-Oppa dedim uyanmadı. Gülerek ayağa kalkıp babamın odasına gittim.

-Hyorin tamam. Hadi dedim ve beraber evden çıktık. Patikaya ilerledik.

-Nereye böyle ?

-Gidince görürsün dedi sanki topallıyor gibiydi. Yine de acele ediyordu. Büyük bir ağacın etrafından dolandı ve daha önce görmediğim merdivenlerden indi. Peşinden gittim. Karanlık uzun bir koridor vardı. Betondan.

-Hyorin

-Endişelenme. Sadece gel dedi ve düşünmeden koridora daldı. Mecburen peşinden gittim. Uzun koridoru geçince demir parmaklıklı bir kapı çıktı. Burası da neresiydi ve ben burayı neden daha yeni görüyordum ?

-Bu anahtarı almak için odaya girdiğimde beni yakaladı. Anahtarı saklamak için yuttum dedi küçük anahtarı gösterdiğinde.

-Tanrım bu iğrenç

-Evet iğrençti ama birinin hayatını kurtardı desi ve anahtarı deliğe geçirip açtı. Yutkundum ve peşinden odaya girdim. Kapıyı kilitledi.

-Neden kapattın ?

-Eğer gelirse içeride bir ihtimal saklanabiliriz ama bu kapıyı açık görürse anlar dediğinde kafa salladım. Bir koridor daha geçtik. İçeride bir yatak çeşitli aletler, bir dişilerdeki koltuğa benzer koltuk vardı. Korkarak etrafa bakındım. Karanlıktı. Korkunçtu.

-Bu taraftan dedi kolumu tutup beni çekiştirdi.  Büyük bir şeyin üzerinde durdu. Çarşafla kaplıydı.

-Woo T-tak ?  dedi bir ses. Oldukça kısık sesle.Korkuyla geriye doğru gittim. Hyorin çarşafı tuttu ve aşağı indirdi. Kız kollarını yere koyarak kafasını kaldırdı.

-İşte. Onu da almalıyız dediğinde ellerimle ağzımı kapatıyordum. Bu da neydi böyle ?  Kafesteki kız ayağa kalkmaya çalıştı ama kalın zincirler buna engel oldu. Neredeyse sürünerek parmaklığa geldi ve tuttu.

-Sana ondan bahsettim. Bu Wo Tak'ın kardeşi

-Hatırlamıyorum dedi kız sonra durdu.

-Ah doğru 3 hafta önce dedi sonra öksürdü. Kız benden bile zayıftı. Üzerinde yeni olduğu belli olan ama tozlu kıyafetler vardı. Hortlak görmüş gibi kıza bakıyordum.

-Evet. Daha sonra uğrayamadım. Üzgünüm dedi Hyorin. Kız kafa salladı. Göz göze geldiğimizde ister istemez bir iki adım daha geriledim.

-Sende kimsin ? Diye fısıldadım.

ÇETEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin