-Açmıyor işte
-Nuna zaten açacak olsa şimdiye açardı. Malum 50 arayışın
-Bu gereksiz yorumun için sağol Mino dedim sinirle. Kalbim iyi değildi. Anlamalıydım. Dün gece o yüzden gelmemişti.
-Yürüyün gidiyoruz hastaneye
-Unnie hastanede değil dedim bütün veletler karşımda duruyordu.
-Ne demek hastanede değil ?
-Vurulunca hastaneye gitmeyiz. Doktor buluruz
-Nerede- Hyorin o yüzden burada değil dimi ? Dedim sinirle. Telefonumu koltuğa fırlattım.
-Onunla konuştuk. İyi Ji Eun yoksa ben bu kadar sakin olabilir miyim ?
- Haru anlamıyorsun dedim koltuğa oturdum. Sinirden gözlerim doluyordu.
-Bu Kang anladın mı? Ben onu görmeden rahat edemem dedim. Kim iyi derse desin bir kere vurulmuştu ve bu evdeki çocuk halkı nereden vurulduğunu sormamıştı bile. Kimse telefonunu açmıyordu. Seunghyun'da buna dahil. Dara unnieyi bile aramıştım.
-Nasıl bana söylemezsiniz?
-Üzgünüz dedi hepsi. Artık sadece üzgünüz diyorlardı çünkü onlara bu soruyu abartısız 100 kez sormuştum. İlk 5'te bana açıklama yapsalarda bunun bir açıklaması olamazdı .
-Nunaaa artık ağlama lütfen dedi Jin Wo. Nasıl telefonumu açmazdı ? Demek ki kötüydü. Çok kötüydü. Kapı açıldığında ayağa kalkıp kapıya doğru ilerledim. Youngbae ve Hyorin kapıdan girdiğinde bahçeden içeri gire Jiyong'u gördüm. Gülümseyerek bana baktığında yüzündeki gülümseme dondu.
-Noluyor ? İyi misin?
-İçeri geç
-Bana neden ağladığını söy-
-Jiyong içeri geç diye sesimi yükseldiğimde beni dinledi. Peşinden içeri girip kapıyı vurarak kapattım.
-Ne demek vuruldun ? diye bağırdım. Elim ayağım titriyordu. Bakışları önce koltuğa dizilmiş çocuklara sonra bana kaydı.
-Ji Eun önemli bir durum değildi. Sadece kolumdan vurdu ama i-
-Önemli değil? Değil mi ? Bana söylemeliydin. Seni aradım dedim. Bağırmak istemiyordum ama sinirimi atmam lazımdı.
-Sessizde kalmış olmalı
-Bu mu ? Sessizde mi ? Sen beni delirtecek misin ? Senin derdin ne ha ?
-Ji Eun, hayatım sakin ol yoksa o şey-
-O bir bebek Jiyong. Bebek de fetüs de ama şuna o şey demekten vazgeç
-Tamam o bebek-
-Ya sanane bebekten. Bebek bir bok yapmıyor. Beni bu hale getiren sensin. Anladın ? Benim bilmeye hakkın yok mu? Kızlar konuşurken duymasam asla öğrenemeyecektim. Bana bunu yapmaya hakkın var mı ? Hem nasıl Kang ? Hani Kang yok dedin. Ortaya çıkmaz dedin ? Her şeyi adamları yapar dedin. Adamlarını halledebilecek kadar psikopatsın
-Kang'ı da mi söylediniz ? Dedi Jiyong kızlara dönüp bağırdı.
-Yeter artık. Başkalarına suç atma Jiyong. Bana cevap ver. Bana bunu söylemedin
-Zaten tehlikeli bir dönemdesin diye söylemedim
-Sen varsan sürekli tehlikedeyim ve ben buna rağmen yanındayım. Çünkü sen ölürsen ben ölürüm zaten. Anlıyor musun ? En azından bilmeye hakkım var Jiyong. Özellikle konu Kang ise
-İyi tamam. Kang bir yerdeymiş. Biz de gittik. Başkaları da vardı. İçeride bize haber veren yalan söylemiş. Kalabalıklardı ve beni kolumdan vurdu. Sıyırdı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇETE
ChickLitÇok yanlış kişiye bulaşmıştım. Yanlış yerde yanlış kişiye yanlış yapmıştım. Hemde büyük bir yanlış. Tabi o kişinin çetenin lideri olduğunu bilseydim arkama bakmadan kaçardım. Yine de bunu lehime çevirebilirim,onu kullanabilirim diye düşündüm. Onun...