-Gir şu dolaba
-Sadece seninle konuşma-
-Jiyong gir şu dolaba dedim ben dinleyip dolaba girdi. Kapıyı kapattım. Sinirle ona döndüm
-Daha çıktığımız bir gün oluyor ve sana birini ayarlamaya çalışıyorlar. Al sana iyi ki söylemedik yoksa ilişkimizi hafife alırlar diye bağırdım.
-Dolaba bana bağırmak için mi girdik ?
-Başka ne için olacak dediğimde gülmemek için dudağını ısırdı. Koluna vurdum.
-Pis düşüncelerini kendine sakla
-Kızı bana ayarlamaya çalışmıyorlar sadece bir buluş dediler
-He yani buluşmayı düşündün mü ? dedim sinirle. Kafayı yiyecektim. Daha biz bile buluşmadık ki. Bu ne saçmalık ?
-Evet ama sildim bile o düşünceyi kafamdan
-Vay be dedim saatlerinin olduğu standa yaslandım. Cidden vay be!!
-Buluşacaksın dediğimde bana yaklaştı. Hiç yaklaşmasın şuan.
-Hey sorun yok buluşmama gerek yok. Gerçekten
-Hee ne diyelim ? Aşağı inip biz aslında beraberiz ama sizden saklamak istedik mi diyelim onlara ? Ha ? Hem sen işim var diye çıkıp saçlarını mı boyadın ?
-Ji Eun bence biraz sakin ol. Yakışmış mı ?
-Eve- konumuz bu değil. Sakin mi olayım ? Sakin olayım. Tamam ama ben zaten sakinim. Kızla buluşacaksın. Ne var ki bunda ? Sonuçta daha bir gündür çıkıyoruz dediğimde kaşları çatıldı. Ellerimi tuttu.
-Hayatım buluşmamı istemiyorsan buluşmam dedi yüzüne baktım. Bana hayatım mı dedi ? Hayatım dedi.
-B-buluş hayır buluş. Hem sizin lehinize olacakmış işte. Sonuçta buluştun diye kız üstüne atlamayacak ya ? Bir çay içtiniz diye çıkıyor sayılmazsınız dedim aslında kendimi ikna etmeye çalışıyordum. Evet. Tamamen kendimi.
-Kesinlikle dedi beni onaylamak için.
-Bir içki içtik diye çıkmı-
-İçki mi ? Bir şeyler için dediğinde içkiden mi bahsediyordu ?
-Yok çikolatalı sütten. Tabi ki içkiden bahsediyordu
-Ama sen sarhoş olursan saçmalarsın. Ya akşam kızla gelip biz evlendik dersen
-Lisa ve bıçakları evde. Beni öldürmesini söylersin dediğinde dudakları yanağıma değiyordu. Yutkunarak kafa salladım.
-Derim. O yapmazsa ben yaparım
-Çok içmeyeceğim. Sınıra bile gelmeden bırakacağım. Söz dediğinde kafa salladım. Beni kaldırıp saatlerin olduğu standının üzerine çıkardı. Artık ondan bir kaç santim yukarıdaydım.
-Şimdi o kızı bırakalım.
-Bırakalım diye fısıldadım. Hangi kızdan bahsettiğimi bile unutmak üzereydim zaten şuan. Saçlarını gözlerinden çektiğimde gözlerini kapatıp gülümsedi.
-Sana güveniyorum dediğimde beni öptü.
Yani müthiş iyi öpememiz Seunghyun'un içeri girmesi ve bizim panikle dolaptan çıkmamız oldu.
-Kızla buluşacak mısın ?
-Evet .
-Güzel. Kızla buluşma ayarladık bile
-Hyung daha kabul bile etmemistim
-Ji Eun'un seni ikna edeceğini biliyordum dedi evet sevgilisine randevu ayarlayan tek mal bendim. Seunghyun gittikçe best oppam pozisyonundan çıkıyor.
-Evet ettim gidiyor dedim ve odadan çıktım.
-Hadi bizde eğlenmeye gidelim dediğimde herkes bana baktı. Salona indiğim anda Jiyong muhteşem bir şekilde giyinik aşağı indi. Ki ben onu gördüğüm an pişman oldum git dememe. Lanet olsun bana
-Maalesed çocuklarla işimiz var
-O zaman ben kızlarla gideyim
-Nereye?
-Oppa Joon'un bara gideceğiz sadece. Lütfen
-Peki gidin ama başınıza bela açmayın
-Ben ve bela saçmalama oppa. Biz aynı cümle içinde bile olmayız dedim merdicenleri çıkarken
-Hadi kızlar gidiyoruz. Hazırlanın
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇETE
ChickLitÇok yanlış kişiye bulaşmıştım. Yanlış yerde yanlış kişiye yanlış yapmıştım. Hemde büyük bir yanlış. Tabi o kişinin çetenin lideri olduğunu bilseydim arkama bakmadan kaçardım. Yine de bunu lehime çevirebilirim,onu kullanabilirim diye düşündüm. Onun...