Bir kereden bir şey olmaz ? Bir kereden bir şey olmaz mı ? Her yanım ağrıyordu. Hyorin'in hayvan gibi kapiya vurmasıyla uyandığımda ilk işim odaya bakmaktı ama yoktu. Gitmişti. Biraz hayal kırıklığı olmuştu tabi. Dün gece.. tamam harıkaydı ve kesinlikle bir kerede bitmemiş-
-Yaa Ji Eun açasana kapıyı bir şey oldu dediğinde üzerime direk bir tişört geçirip kapıyı açtım.
-Ne oldu ?
-Aşağı gel dedi ve kolumdan tuttuğu gibi çekiştirdi. Madem çekeceksin neden gel diyorsun ? Bahçeden de çıktığımızda durdu ve tada şeklinde ellerini açtı.
-Ne ? Yah Hyorin beni neden-
-Bu bizim
-Ne ? Dedim park edilen büyük karavana baktım.
-Evet bizim. Seunghyun oppa aradi ve dışarı çıkmamızı söyledi. Hyorin' de beni buraya getirdi ve bum dedi Haru. Şaşkınlık içinde karavana bakarken kapı açıldı.
-Günaydın kızlar dedi Seunghyun ve peşine Youngbae ve Seungri indi.
-Günaydın oppa da bu karavan ? dediğimde yanıma geldi ve bana sarıldı.
-Bu karavan sizin. Tabi ki de sizi sorgusuz sualsiz bir yere yollayacağımı düşünmediniz dimi ? Haru ile konuştum bir karavan ile gezmek istediğinizi söyledi ben de bunu sana aldım. Aslında sabah Jiyong'la almaya gittik. Sana
-Ama bu çok büyük . Ben bunu süremem ki. Araba sürmeyi bile yeni öğrendim
-Zaten onu Hyorin halledecek
-Evet ben. Sadece doktor değilim dediğinde gülümseyip ona sarıldım.
-Bu harika gerçekten. Bayıldım ama neden yani ben alabilirdim ve-
-Sit bu bir hediye. Özür hediyesi yani sus. Çocuklar size veda etmek için gelmek istedi ama Hanbin ve ekibinde bir sorun olmuş oraya gittiler
-Peki abim ? Dedi Haru. Benim aklımdakini sorarak.
-O dedi ama sustu. Gülerek karavani gösterdi.
-Haru hdi sana içeri gösterelim dedi ve Haru'yu kucakladı.
- Ri kapıyı aç dediğinde Ri ikisinin peşine takıldı.
-Evet desi Bae. Kaşlarımı çatarak ona baktım. Evet ne ?
-Neyse ben de bir bakayım en iyisi. Belli ikinizin konuşacakları var dediğimde Bae kızardı.
-Ne ? Saçmalama kal yani istersen,istersen de git
-Gidiyorum Bae dedim ve yanından geçerken yanağından bir makas aldım ve karavana girdim.
-Oppa bu kocaman. Baksana Ji Eun bir yatağı bile var. Hem de kocaman. Mutfağına da bak çok şirin diye heyecanla konuşmaya başladı Haru. Seunghyun ile göz göze geldik.
-Hadi Ji Eun biraz yürüyelim mi ?
-Tabi oppa çıkalım dedim ve beraber karavandan çıktık.
-Jiyong gelmedi çünkü veda etmek istememiş. Eğer onu görürsem gitmesine iziz vermem dedi yani bunu benden duyduğunu söyleme dediğinde kıkırdadım ama bir yanım üzgündü. Gitmeden onu görmek isterdim. Durduğunda ben de onunla durdum.
-Sizin için gerçekten endişeli bu yüzden bizi sık sık ara olur mu ? Eğer birine kızgın olsan bile birimize haber ver. Herhangi bir şey olursa da yani mesela markette sevdiğin şeker bile yoksa ara söyle. Ben bulur sana yolla- yanağını öptüğümde şokla sustu.
-6 ay üvey abimle kaldım ama hiç senin gibi yani gerçek bir abi gibi hissettirmedi. Teşekkür ederim her şey için. Minnettarım dediğimde gülümsedi ve uzun kollarını bana dolayıp sarıldığında gülümseyerek kafamı göğsüne yasladım.
-Bende minnetarım ufaklık. Bende
~~Haru
Karavana bir kez daha baktım. Tanrım heyecandan ölüyordum. Gerçekten. Seungri önüme bir çanta bıraktı.-Bu da ne ? dedim gülümserken elini ensesine götürdü.
-Aç hadi dediğinde onu dinledim. Çantayı açtığımda içinde bir sürü gözlük kutusu ve yüksek korumalı güneş gözlüğü vardı.
-Bunların hepsi bana mı ?
-Evet. Sabah bizimkiler karavan almaya giderken bundan bahsediyorlardı. Sanırım bir süre dışarı bunlar olmadan çıkamayacaksın. Bende boş vaktim olduğunu söyledim yani gidip bir kaç tane aldım dediğinde bir kutuyu elime aldım
-Ama bunlar çok fazla
-Sıkılma diye yani...sağlığın önemli dediğinde gülümsedim.
-İyi olacak mısın ?
-Sanırım... umarım. Bu gezinin bana iyi geleceğini düşünüyorum. Uzun zamandır... ayni yerde olunca insan biraz korkuyor çıkmaya ama Ji Eun ve Hyorin yanımda. Hyorin 5 yıldır bana baktı ve Ji Eun. O beni kurtardı yani ona güvenmesem aptallık olur ve yani kız benim için hayatını tehlikeye atti Ri. Tanımadığı biri için. Ailesinden birini öldürdü dediğimde Seungri eğildi ve elini omzuma koydu.
-Üzülme ve bu tatilin tadını çıkar. Abin bunu istiyor
-Abim ?
-Evet Jiyong hyung bugün mutluydu. Dün gece neredeyse artık sabah geldi ve baya mutluydu sanki sizi yollamıyor gibi. Ona sorduğumda bunun sana iyi geleceğini bilmese yollamazdım dedi ve bende öyle düşünüyorum
~~Ji Eun
Seunghyunları beş bininci kez arayın bizi demeleri üzerine yollamıştım. Tamam kovmuştum. Hepimiz eşyalarımızı yerleştirdik. Dönüp bir kez daha eve baktım.
-Pek güzel günler değildi ha ? Dedi Haru. Ona baktım. Yanımdaki bahçe kapısına tutunmuştu.
-Aslında çocukluğum burada geçti. Tabi senin sevmemeni anlıyorum
-Bu evde hayatta kaldım Ji Eun. Zor bir hayattı ama hayattı sonuçta
-Yaşadıklarınız için üzgünüm
-Hadi ama dün gece hayatımın en güzel gecesiydi dedi Hyorin. İkimizde şaşkınca ona baktık.
-Ne ? Aksiyon vardı, dövüş vardı, yakışıklı çocuklar da vardı. Tam bir film gibi ve en önemlisi de sonunda kurtulmak vardı. Özgürlük vardı dediğinde hepimiz gülüp eve baktık.
-Bu evi seviyorum dedi Haru
-Neden ?
-Çünkü devasa bir bahçesi var, ev de çok büyük, ön tarafta duvar yerine bir cam var bu yüzden salonda oturmak çok keyifli, büyük bir havuzu var, bahçesi çiçeklerle dolu hatta bir ağaç evi bile var dediğinde üçümüzde kahkaha attık.
-Yani tamam kötü günlerim olmuş olabilir ama abime tekrar burada kavuştum, burada kurtuldum, burada yaşadım. Bu bir ev yani bana o kötü günleri yaşatan bu değildi.
-Bende bu evi seviyorum. Çocukluğum burada geçti, ailemin bizi sevdiğini burada öğrendim, gerçekleri burada gördüm, ikinci aileme burada kavuştum ve aşık olduğumu burada anladım dediğimde Haru koluma girdi.
-Bende seviyorum çünkü kardeşim yerine koyacağım iki kızla burada tanıştım dedi Hyorin ve ikimizin orasına geçip kollarını omuzlarınıza attı. Ve ben o zaman anladım. Bu evi satmayacaktım. İyi anılar her zaman kötü anıları geçerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇETE
ChickLitÇok yanlış kişiye bulaşmıştım. Yanlış yerde yanlış kişiye yanlış yapmıştım. Hemde büyük bir yanlış. Tabi o kişinin çetenin lideri olduğunu bilseydim arkama bakmadan kaçardım. Yine de bunu lehime çevirebilirim,onu kullanabilirim diye düşündüm. Onun...