B.77

169 19 41
                                    


Jiyong'a dediklerimden sonra haksız olduğunu bildiği için kalktı ve odadan çıktı. Uyuyamayacağımı biliyordum. Kalktım ve yatağa oturdum. Az önce ölüyordum. Eğer bana o şekilde davranmamış olsaydı beni öldürmesine izin verecektim. Gözümden düşen yaşları sildim. Ağlamak istemiyordum ama bir yanımda hüngür hüngür ağlamak istiyordu. Sadece çok yorgundum. Doğru düzgün uyumayalı kaç gün olmuştu. Yataktan kalktım ve dolabım önüne geçtim. Kot bir etek ve siyah bluz aldım ve odadan çıkıp banyoya ilerledim. Seunghyun yüzümü silse de hala kan kalıntıları vardı. Aşağıdan gürültüler geliyordu. Herkes hala burada olmalı. Hızlıca bir duş aldım ve giyindim. Saçlarımı tarayıp kuruması için açık bıraktım. Salona indiğimde herkes bana döndü. Hanbin'e baktım. 

-Babamı nereye götürdüler biliyor musun ? dediğimde kafasını iki yana  salladı. 

-Ama bulabilirim

-Benim için bulur musun ? dedim kafa salladı ve telefonunu eline alıp mesaj attı. Salonda ses yoktu. Kimseye bakacak halim yoktu, kimseye soru soracak yada cevap alacak. Suga ile göz göze geldim. 

-Gelmişsin dediğimde gülümsemeye çalıştı ama zorla olduğu belliydi. 

-Geliyorum demiştim ama bütün eğlenceyi kaçırdım. Sen halletmişsin

-Onu öldürdüm dediğimde yavaşça ayağa kalktı ve bana yaklaştı. Ellerini omzuma koydu ve destek olmak istercesine sıktı. 

-Sen yapmasaydın ben yapardım. Kook yapardı yada Lisa, Jennie, Seunghyun. Bu odadaki herhangi biri yapardı. Bazı insanlar Ji Eun ölmeyi hak eder. O ediyordu. Sen etmiyorsun dediğinde gözlerime baktım. Beklemediğim bir şey yaptı ve bana sıkıca sarıldı

-Bir insan öldürdüm Suga. Biri benim yüzümden yarını görmeyecek dedim kulağına

-Haru 9 yıldır o yarını görmedi, Hyorin 6 yıldır,Jiyong hyung'da 9 yıldır. Yani o adam çok fazla insanın günlerini, anılarını aldı. Bunu hak etti. İnsaflı davrandın. Yemin ederim benim elimden bu kadar kolay kurtulamazdı dediğinde bende kollarımı ona doladım. Hak etmişti diye tekrarladım içimden. 

-Yani artık gerçekten sarılabilir miyiz ? diye bağırdı Kookie ve cevap beklemeden bize sarıldı. Ağzımdan bir kahkaha kaçtı. 

-Bu evet oluyor sanırım dedi Lisa ve oda bize sarıldığında kızlar sarıldı. Bigbang ekibi hariç herkes kalktı ve kocaman bir sarılma yumağı oluşturduk. 

-Yeter, yeteeer abartmayın dedi Suga ve ayrıldığında diğerleri de mecburen ayrıldı. Herkes gülerek oturduğunda ben hala ayaktaydım. Seungri kalktı ve bana doğru geldi. 

-Ben özelim bilirsin. Herkesle sarılmam sana dediğinde güldüm. Elini belime doladı ve beni kendine çekti. 

-Seni özledim

-Seni çok özledim dediğimde güldü ve beni kaldırıp döndürdü. 

-Ama Ji Eun seni her gördüğümde daha da zayıflıyorsun. Nerede o yedirdiğim yemekler ? dediğinde Youngbae'ye döndüm. Hyorin hemen yanındaydı. Herkes gülerken gülümsedim. 

-Gittiğin için bana yemek hazırlayacak biri kalmadı. Kusura bakma dediğimde salondaki gülüşmeler kesildi. Arkamda bir kapı kapandığında herkes gibi bende arkamı döndüm. Jiyong elindeki kanı silerek odadan çıkıyordu. Kafamı başka yöne çevirdim. 

-ben.. ben bir Haru'ya baksam iyi olacak dedim ve koridora girdim. Onun olduğu odanın kapısında durdum. Kolu tuttum. Açmak istemiyordum. Ona ne diyecektim ? Ya bana Jiyong'u sorarsa ? Onunla ilişkimi. 9 yıldır acı çeken birine, hapis olan birine ne diyebilirdim. 

-Zor dimi ? dediğinde kafamı kaldırıp bana doğru gelen Hyorin'e baktım. Gülümsedi. 

-Yanında olurum dedi ve elini kapı kolunu tutan elimin üzerine koydu ve kapıyı açtı. Beraber içeri girdik. 

-Hey uyudun mu  ? diye seslendiğinde Haru kafasını kaldırdı. 

-Delirdin mi ? Ne uyuması ? Bu yatak fazla yumuşak. Ayrıca 9 yıldır zaten yatmaktan bol bir şey yapmadım dediğinde ikimizde güldük. Acı bir gülümsemeydi ama gülümsemeydi işte. İkimizde yatağa oturduğumuzda doğrulup sırtını arkaya yasladı. 

-Bir kaç sağlık sıkıntın olabilir. İlk olarak bir süre güneş gözlüğü takmalısın, ayrıca yüksek korumalı bir güneş kremi almalıyız. Ayrıca seninle yürümeye çalışırız. Uzun zamandır yürüyemediğin için bir süre alışmaya çalışman lazım. Bunu yeni öğrenmek gibi düşünelim. Ayrıca bir hastaneye gitmen lazı-

-Tamam doktor hanım. Tamaaam. Hallederiz dedi ve ikimizin de elini tuttu. 

-Bu üçlü halleder dediğinde önce tuttuğu ellerimize sonra yüzüne baktım. 

-Haru. Se-sen çok yanlış anladın. Sizi oradan çıkarmaya yardım ettim

-Aslında sen yaptın dediğinde gülümsedim

- Ama yanında falan kalamam. Babam öldüğü için her şey bana kalıyor. Bu evrak işleri hallolsun her şeyi satacağım. Hatta çoğunu kanserli çocuklara bağışlayacağım. Şirketi devredeceğim ve gideceğim

-Nereye ? dedi Hyorin. Ona döndüm. Bilmiyordum. Zaten olay buydu. Herkesten uzaklaşmak istiyordum. Biraz kafamı toparladıktan sonra Kang'ı bulacaktım. 

-Nereye olursa yani.... ben bilmiyorum. Kafama neresi eserse. Belki bir karavan alırım. O bana yete

-Bende geleyim seninle. Hem hiç gezmedim. Dünya kadar gitmek istediğim yer var. Sadece benim için bir kaç hafta bekle o da Jiyong'u ikna etmek için . Harika olacak. İlk nereden başlarız ?

-Hayır Haru. Benimle gelmiyorsun. Sizin arkadaşlarınız yok mu ? Aileniz ? Haru özellikle senin Jiyong yani... Jiyong buna izin bile vermez

-Ben onu ikna ederim. O yaşadıklarımdan sonra zaten bu benim hakkım Ji Eun

-O zaman kendin git dedim sinirle. Hadi ama nasıl eski sevgilimin sevgilisi ile ülke turu yapabilirdim ? 

-Neden ? Ben..ben sandım ki iyi bir ekip olduk. Süper 3lü gibi. Powerpuff girls gibi dediğinde kaşlarım çatıldı. 

-Yani.. tur sırasında yaralanırsanız diye bende gelebilirim dedi Hyorin. Ona baktığımda üçümüzde gülmeye başladık. Benimki daha çok sinirdendi. 

-Hyorin. Ailen seni 6 yıldır görmedi, arkadaşların dediğimde Hyorin kafasını  yere eğdi. 

-Benim ailem yok. O yüzden bu işe seçildim. Jae Wook ailesi olmayan birini istiyoruz çünkü herhangi bir acil durumda gelebilmeli diye kandırmıştı beni meğersem eve hapis edecekleri için kimsenin aramayacağı birini istiyormuş. Oda ben oluyordum. Yani.. benim siz ikinizden başka kimsem yok dediğinde onun için fazlasıyla üzüldüm ama bende hep farklı durumda değildim. 

-Bakın kızlar yani nasıl diyeceğim bilmiyorum ama ben... dedim ama bana masum masum bakan ikiliyi görünce ofladım. 

-Kahretsin. Tamam Hyorin sen benimlesin ama Haru sevgilin gelip bana en ufak bir mırın kırın yaparsa gelmezsin. Bu kadar  dedim kollarımı göğsümde birleştirdim. 

-Sevgilim mi ? Ne sevgilisi ? dediğinde kaşlarımı çattım. 

-Jiyong 

-Jiyong oppa mı ? Tanrım sen delirdin mi ? Jiyong benim abim 

-Ne ? 

ÇETEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin