-Sen dedim ayağa kalktığımda ama adım dahi atamadan dengemi kaybedip düştüm. Açlıktan başım dönmüştü.
-Tamam artık gidiyoruz dedi ve beni kucağına aldı.
-O eve girmem. Beni kovdun
-Seni evinden kovamam. Bir daha böyle saçma bir şey yaparsam bana ben bu ailenin bir üyesiyim. Çok istiyorsan sen siktir git de dediğinde güldüm. Beni mezarlıktan çıkardı.
-Bunu derim ama dediğimde güldü.
-Demen için sana fırsat vermeyeceğim. Seni bir daha asla kovmayacağım dediğinde gülümsedim ve öksürmeye başladım.
-Sana demiştim hasta olacaksın dediğinde kahkaha kaçtı ağzımdan. Kafasını yana çevirip hapşırdı.
-Bence sende
Ji Hyuk Jiyong ile koşuyordu. Çok güzel bir yerde gelmiştik. Yemyeşil çayırlar ve çiçekler vardı. Peşlerinden koşmaya başladım.
-Yah beni de bekleyin
-Sen gelme diye bağırdı Jiyong. Ayaklarım otomatik olarak dururken kaşlarımı çattım. Neden gidiyorlar ?
-Jiyong. Ben de gelmek istiyorum. Beni de bekleyin diye bağırdım. Ji Yong durduğunda elini tuttuğu Ji Hyuk'da otomatik olarak durdu. Jiyong bana döndüğünde Ji Hyuk ona bakıyordu. Hadi ama ben onun ablasıydım ama o Jiyong'a hayrandı. Jiyong'a baktım.
-Ji Eun. Gelme
-Ama JiYong. Burada tek durmak istemiyorum dedim. Nereye gidiyorlar ki ? Neden ikisi gidiyor ? İkisinin de ortak noktası bendim. Beni burada bırakıyorlardı.
-Lütfen Ji Eun dedi aramızda çok mesafe vardı. Bir iki atım attığımda elini durmam için kaldırdı.
-O zaman siz de gitmeyin. Buraya gelin
-Gelemem. Gelemeyiz
-Ji Hyuk. Ablanı dinle ve buraya gel diye bağırdım. Artık sinirlenmeye başlamıştım. Ji Hyuk bana dönmedi bile. Hala ona bakıyordu. Artık sinirden gözlerim dolmaya başladı.
-Sonra geleceksin. Sonra görüşürüz
-Hayır. Siz şimdi buraya geleceksiniz diye bağırdım. Jiyong kafasını iki yana salladığında koşmaya başladım. Ji Hyuk'u kucağına aldı ve ilerledi. Yürümesine rağmen onlara yetişemedim.
-Jiyong. Onu geri getir. Gitmeyin diye bağırdım. Bana dönüp bir kez daha bakmadı. Lütfen.
-Yalvarırım bekle. Beni de bekle diye çığlık attım.
-Ji Eun. Ji Eun uyan
-Gitme dedim gözlerimi açtığımda derin bir nefes aldım. Jiyong. Jiyong
-Buradasın
-Ben mi ? dedi şaşkınlıkla
-Ji Hyuk. Ji Hyuk nerede ? dedim etrafıma bakarken. Sonra dank etti her şey. Berbat bir rüya görmüştüm. Berbat bir rüya.
-Hey sakin ol. Ji Eun. Sadece bir kabustu.
-Sakın gitme
-Nereye ?
-Hiç bir yere. Ji Yong ben dedim elimi yüzüme kapattım çünkü göz yaşlarım akıyordu. Bu rüyayda neydi şimdi ? Hıçkırmaya başladım.
-Gitmiyorum. Gitmiyorum merak etme. Lütfen ağlama
-Çok kötüydü dediğimde ellerimi tuttu.
-Özür dilerim. Üzgünüm. Ben ne diyeceğimi bilmiyorum dediğinde gözlerimi sildim. Ne yapıyordum ben ? Alt tarafı bir rüya görmüştüm. O buradaydı. Gitmiyordu. Ji Hyuk'a olan ona da olacak değildi. Ji Hyuk'u koruyamasam da onu koruyabilirdim.
-Üzgünüm. Sakinim ben dedim.
-Önce sıcak bir duş al. Olur mu ? dediğinde kafamı kaldırdım. Onun odasındaydım.
-Sen al. Titriyorsun. Ben bekleyebilirim dedim zaten şuan berbat bir ruh halindeydim. Bir de o titrerken bırakmak istemiyordum.
-Sen kendine bak önce. Sen buraya gir. Ben de çocukların banyosunu kullanırım. Tamam mı ? dediğinde kafa salladım. Bir kaç kıyafet alıp banyoya girdim.
---DAESUNG
-Evet Jiyong duşa girdiğine göre dedi Seunghyun. Hepimizi salona toplamıştı. Sebebini bilmiyorduk.
-Eh hyung konuş artık dedi Seungri. Seunghyun Bom'u kendine çekti.
-Plan şu. Bu ikisini o odaya kilitleyeceğiz. Jiyong bir salaklık yaptı. Bu yüzden kendini affettirmesi gerek ama eminim Ji Eun onu dinlemez. İkisi de birbirinden beter. Bu yüzden onları kilitleyelim. Beraber kalırlarsa konuşup düşünürler
-Hyung. İkisi de soğuk almış farkındasın dimi ? Hastalar dedim. Seunghyun gülümsedi. Aynı anda Bom'da gülümseyip ona baktı. Bunlar telepati ile anlaşıyorlardı. Cidden uzaylılar. Korkutucu.
-Daha iyi ya. Mecburi olarak o odada kalacaklar. Bana bulaşsın istemiyorum. Siz de hasta olmak istemiyorsunuz. Bu sayede onları zorla orada tutabiliriz. Kilitlemeye gerek bile kalmaz dedi Bom. Tamam uzaylı olabilirler ama zekilerdi. Sadece zekalarını bunlara harcıyorlardı.
-Tamam bence işe yarar bir fikir. Hem gerçekten hasta olmak istemiyorum. Onlar yüzünden iki gündür mahvoldum dedi Bae Hyung
-Evet. Hem bir ceza olur iki gün bizi aramadan, haber bile vermeden nerede napıyorlardı kim bilir ?
-Tamam fikri onayladık dedi Seunghyun.
-Ayy ne kadar romantik. Hatırlıyorum da ilk çıkmaya başladığımızda 1 hafta odadan çıkmamıştık dedi Bom Seunghyun'a sarılırken. Seunghyun Bom'u kucağına alıp merdivenlere doğru yürüdü.
-Yine çıkmayalım dediğinde Bom kahkaha attı. Göz devirdim.
-Şuan sevişeceklerini bilmek midemi bulandırıyor dedi Ri. Herkes bir saniye kalsa da kahkaha atmaya başladık.
--JİYONG
Odaya girdiğimde oda banyodan çıkıyordu. Saçlarında bir havlu vardı. Tanrım çok güzel.
-Ne oldu ? dedi bana bakıp. Öksürdüm.
-Ş-şey bizimkiler odadan çıkmamıza izin vermiyor dedim yatağıma doğru gidip. Şaşkınlıkla suratıma baktı.
-Ne ?
-Hastayız diye. Onlara bulaşmamalıymış. Aslında hasta olmadığımızı söyledim ama dinlemiyorlar. Neyse kızlar falan okula gidiyor. Yani odadayız
-Jiyong ben çok uzun süre hasta kalırım. Anladın mı ? Bir güne toparlanamam ben. Bir de sende hastasın. En az üç günü var.
-Yapabileceğim bir şey yok. Bunu bizi o yağmurun altında bekletirken düşünmen gerekirdi.
-Ne yani ? Şimdi seninle bir kaç gün bu odada mı kalacağım ? dedi sinirle bana bakarken. Onun aksine benim bununla sorunum yoktu. Hatta bir hafta yapabiliriz. Bir ay. Belki bir ömür...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇETE
Genç Kız EdebiyatıÇok yanlış kişiye bulaşmıştım. Yanlış yerde yanlış kişiye yanlış yapmıştım. Hemde büyük bir yanlış. Tabi o kişinin çetenin lideri olduğunu bilseydim arkama bakmadan kaçardım. Yine de bunu lehime çevirebilirim,onu kullanabilirim diye düşündüm. Onun...