Haru bizi odaya götürdüğünde gizlice odadan çıktım. Hanbin kapıda beni bekliyordu. Arabaya bindim.
-Üzgünüm. Beklenmeyen şeyler çıktı
-Ne gibi ?
-Yarın gidiyoruz. Avukatı aradım. Her şeyi üzerime almak için imza atmam yeterliymiş. Yani sabah avukatla buluşacağım. Babamın öldüğünü zaten abimi haber vermiş. Her şeyi üzerine almak için. Eh kendisi öteki dünyayı boyladığına göre. İmza atacağım ve gideceğim
-Nereye gidiyorsun ?
-Bilmiyorum. Hyorin ben ve Haru. Aslında tek ben gidecektim sonra Hyorin katıldı en sonunda Haru. Yani
-Anlıyorum dedi sadece. Surat asmıştı. Ona döndüm.
-Çok ani oldu biliyorum. Yaşadığım bu kadar şeyden sonra burada kalmak çok zor dediğimde elin direksiyondan çekip elimi tuttu.
-Seni gerçekten anlıyorum. Haklısın. Dediğinde gülümsedim. Hastaneye gelince indim ve birkaç kişiyle görüşüp morga geçtik. Hanbin bunların hepsinde yanımdaydı. Babamdan özür diledim veda etmem o kadar zordu ki. Gerçekleri bildiklerim için. Babama karşı zaten yok olan sinirim ve intikam hırsım, artık pişmanlığa dönmüştü. Tekrar arabaya bindiğinde sessizce dışarı seyredip ağladım. Ne Hanbin konuştu, ne de ben. İkimizde arabadan indik. Arabaya yaslandığında karşısına geçtim.
-Yani yarın gidiyorsun ?
-Evet
-Sanırım görüşemeyeceğiz. Benim gitmem lazım. Bu akşam ekibimle bir görevimiz var
-Ekibin ?
-Evet benimde bir grubum var. Bu kadar tehlikeli işlerde bir grubun olmalı. Benim de var tabiki
-Anladım. Ben..umarım iyi olursunuz
-Umarım sen iyi olursun Ji Eun. Biz her zaman hallederiz dediğinde gülümsedim. Doğru söylüyordu. Oda YG'dendi. Hallederdi.
-Jiyong hyung. Seni gerçekten seviyor olmalı dediğinde ellerimi önümde birleştirdi.
-Ben emin değilim Hanbin. Seven insan böyle davranmaz
-Aslına onun yerinde olsam bende öyle yapardım. Seni tehlikeye atmazdım. Ji Eun ben bugün yani bütün bu olanlarda yanında olamadığım için bile kahroldum. Onu düşünmek bile istemiyorum
-Ama davranışları bunu göstermiyor ?
-Onu ilk defa bu kadar kötü gördüm. Jiyong hyungla burada tanıştık. Daegu'da. Haru'yu aramak için gelmişti. O zamanlar bu işlerin için de değildim. O zamanlar... ne yaptığımı ben bile bilmiyordum. Bana yardım ettiği için ona yardım etmek istedim. Bu yüzden bu işlerin içine girdim ama Ji Eun girmeseydim emin ol şimdiye kadar ölmüştüm. Yine de ilk defa Daegu'ya geldiklerinde onları karşılamak için eve gitmiştim. Mahvolmuş bir haldeydi. Gören onun sadece sinirli ve huysuz olduğunu düşünür ki her zamanki hali dediğinde kahkaha attım. Jiyong'u gerçekten tanıyordu
-Ama daha farklıydı. Üzgün olduğunu biliyordum. Tek ben değil. Seunghyun da biliyordu. Tüm bigbang biliyordu. Bunu sadece onu gerçekten tanıyanlar anlar dediğinde kafa salladım.
-Bilmiyorum Hanbin.
-Bilmediğini biliyorum ama bana güven. O gerçekten seni seviyor ve ilk defa birini seviyor. Tanrım o adam yolda yürürken hiç düşünmeden sevgililerin arasına girerdi. Sevgi ne bilmiyordu. Bilmediğini iddia ediyordu ama Haru'ya olan sevgisini görmüyordu. Sadece kardeşlik olarak görüyordu. Oysa kardeş olmanız onu seveceğin anlamına gelmezdi. Ben kardeşimi sevmem mesela. Belki beni öldürmeye çalıştığı için ama sevmiyordum. Jiyong hyungun ise içinde büyük bir sevgi var. Hem ekibe, hem kardeşine. Önceden aşk yoktu ama bence artık oda var. Ve aşk onu çok değiştirmiş, sen değiştirmişsin
-Hanbin
-Ahh kendimi kötü hissediyordum. Gerçekten kötü hissediyorum. Sevdiğim kadını ellerime başka bir adama bırakıyorum resmen.
-Ben üzgünüm ne diyeceğimi bilmiyorum
-Demene gerek yok... Senin onu sevdiğini biliyorum. Eğer sevmemiş olsaydın seni ona kendi ellerimle vermezdim.
-Ben dedim ama diyecek bir şeyim yoktu. Lanet olası kalbim onu seviyordu. Ve bu daha çok canımı sıkmaktan başka bir işe yaramıyordu.
-Aşk kazanır Ji Eun dediğimde kaşlarım çatıldı
-Bu benim sözüm değil. Dara nunanın. Kaşlarını çatma öyle. Bin kez aldatılsa da bu sözden vazgeçmedi dediğinde kahkaha attım. Gelip bana sarıldığında bende ona sarıldım.
-Ufak bir şey daha. Buraya gelse de Kang'ı aramaya devam etti
-Gerçekten mi ? dediğimde kafa salladı. Neden bilmiyordum ama şuan kendimi Jiyong'a karşı yumuşamış hissediyordum
-Kendine iyi bak güzellik. Bir daha da ağlama. Eğer bir gün.. Daegu'ya gelirseniz mutlaka seni bir daha görmek isterim
-Bende çok isterim. Lütfen arada beni ara.
-Arayacağım zaten. Kurtulamazsın benden patron dediğinde ikimizde kahkaha attık.
-JİYONG----
Bizimkiler eve gidip toparlanmaya başlamıştı. Ne Haru'nun yanına gidebiliyordum ne de eve geri dönebiliyordum. Havuzun kenarındaki şezlonglardan birine oturmuş bekliyordum. Ji Eun ile konuşmak istiyordum. Tamam lanet olsun ki herkes haklıydı. İleri gitmiştim. Herkesi üzdüğüm gibi Ji Eun'u da üzmüştüm. Yavaşça ayağa kalktım .
-O Ji Eun mu ? Ne ara dışarı çıktı ? dedim yavaşça bahçenin kenarına doğru ilerledim. Ne konuşuyorlardı bunlar. Bak bak nasıl da gülüyor. Demek ki Ji Eun Hanım istediğin zaman gülebiliyordu. Hayır Ji belki de sen onu güldüremiyorsun. Ne ? Sarıldı mı o ona ? Hanbin seni geberteceğim. Seni geberteceğim. Hala gülüşüyorlardı. İkisi de ayrıldıklarında hızla şezlonga döndüm ve oturdum. Bir dakika sonra Ji Eun bahçe kapısından girdiğinde göz göze geldik. Bana hiçbir şey demediğinde kafamı yere eğsem de göz ucuyla ona baktım. Nereden geliyordu ? Tam kapıdan girecekti ki bana döndü.
-Gerçekten gidiyorsunuz ha ? dediğinde şezlongtan kalktım. Ona doğru yürüdüm
-Biz dedim ama devam edemiyordum. Neden benimle gel demek bu kadar zordu ? Özür dilemek.
-Hoşçakalın. Haru yarın gelecek mi bilmiyorum ama gelirse... onu kollarım dediğinde kafa salladım. Kollayacağını biliyordum ama gitmesinler istiyordum.
-İyi geceler giye fısıldadı ve hızla eve girdi. Tekrar şezlonga oturdum. Gözlerimi kapattım. Kafayı yemiştim. Sonunda olmuştu. Neden konuşamamıştım ki ? O kadar şey dedi ve ben bir iyi geceler bile diyemedim. Hızla ayağa kalkıp kapıya doğru gittim. Kapalıydı. Bende bahçede dolanıp onun kaldığı odanın penceresini buldum ve çatıya çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇETE
ChickLitÇok yanlış kişiye bulaşmıştım. Yanlış yerde yanlış kişiye yanlış yapmıştım. Hemde büyük bir yanlış. Tabi o kişinin çetenin lideri olduğunu bilseydim arkama bakmadan kaçardım. Yine de bunu lehime çevirebilirim,onu kullanabilirim diye düşündüm. Onun...