10.Bölüm(Sancı)

12.5K 220 57
                                    

"Medyadaki şarkıyı Doğu ve Nisan'ın şarkısı ilan ediyorum."

Günümüz...

2 Hafta Sonra...

8 EKİM

Doğu tam 2 hafta boyunca eve hiç uğramamıştı. Mine kişisi bu durumdan gayet memnundu. Ama ben çok huzursuzdum. Ondan hiç bu kadar uzun ayrı kalmamıştım. Fizik tedavim çok iyi ilerliyordu. Korkuluklara tutunurken bacaklarımı sürükleyerekte olsa ilerletebiliyordum. Kollarıma eskisi gibi çok yüklenmiyordum. Hakan'ın bu süreçteki desteğini ve sabrını asla göz ardı edemezdim. Bazen tam bir pislik gibi davransa da özünde iyi biriydi.

"Hadi bir adım daha"

"Tamam Hakan çalışıyorum görmüyor musun? Sürekli hadi diyip durma."

Karşımda durmuş zar zor hissettiğim bacaklarımı bir anda adımlamamı bekliyordu. Sanırım artık hissediyordum. Çünkü bacaklarıma ağrılar giriyordu. Sadece çok güçsüzlerdi.

"Ponçiğim biz geldik"

Başımı salona girmek üzere olan Feda ve Can'a çevirdim.

"Hemen karşıma geçin. Çabuk" diye bağırdım.

Ne olduğunu anlamaya çalışırken Hakan'ın yanına ulaştılar. İşte tam zamanıydı. Hissediyordum, olacaktı. Sağ bacağımı bu kez sürüklemeden adımlatmaya çalıştım. Dizimi burkarak attığım bu adım, salonu sevinç çığlıklarına boğmuştu. Ellerimi korkuluklardan çekerek sol bacağımı da ilerlettim. Başarmıştım. Desteksiz ayakta durabiliyordum.

"Biri bana bunun rüya olmadığını söylesin." Sesim ağlamaklıydı. Birazdan hüngür hüngür ağlayacakmışım gibi hissediyordum.

"Canımın içi başardın. Hadi birkaç adım daha at. Hadi gel bize." Feda kollarını açtığında bir damla yaş gözümden yanağıma doğru süzüldü. Adımlarımı yeniden hareket ettirdiğimde gerçekten desteksiz ilerliyordum. Bacağıma saplanan ağrılar umurumda bile değildi. Feda'ya yaklaştığımda kollarımı boynuna doladım.

"Başardım Feda. Başardım."

"Başardın canımın içi" Sanırım Feda da ağlamaklıydı. Feda'yı duygusal gördüyseniz bu bir kıyamet alameti olabilir. Çünkü fındık ağası asla ağlamaz. Bu onun birinci ve değiştirilemez kuralıdır.

Omuzlarına dudaklarımı bastırarak " Feda" diye mırıldandım. Sadece başını sallamakla yetindi. Bu hareketi gerçekten ağladığını anlamama yetmişti.

"Ya yeter biraz da ben sarılacağım. Siktir git şuradan." Can, Feda'yı ensesinden yakalayıp sertçe çektiğinde kollarını sırtıma doladı. Can'ın göğsüne yüzümü bastırdığımda biraz da onun üzerine gözyaşlarımı akıttım.

"Nisan"

Doğu! Doğu'nun sesiydi, bu. Can'ın göğsünden sıyrılıp yanımdan gelen sese döndüm. Hasret kaldığım yüzü karşımdaydı. Gözyaşlarım arasında ona gülümserken yanıma gelip belimi kavradı ve beni korkulukların üzerinden çekerek kucağına aldı. Bacaklarımı acıyla beline doladığımda kendi etrafımızda iki aşık gibi dönüyorduk.

"Doğu" İsmini söylemeyi ne çok özlemiştim.

"Bir daha söylesene" Hala çılgınlar gibi dönüyorduk.

"Doğu" Ellerimi yüzüne götürerek alnımı alnına yasladım. Dönüş hızını yavaşlatarak tamamen durduğunda mırıldandı.

"Seni çok özledim." Nefesi dudaklarımı yalıyordu ve ben bu hisse bayılıyordum.

Doğu'nun GökyüzündeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin