34.Bölüm(Çiçek-Çikolata)

1.8K 158 152
                                    

"Tuttum yakaladım, kendimi. Getirdim gözlerinize serdim. Durdum, size soruyorum. Yaşadığımı görüyor musunuz?" Özdemir ASAF

Mesaim bittiğinde çantamı alıp herkesle vedalaştım ve kafeden ayrıldım. Bu sabah Emma'yı başımdan atmam tam iki saatimi almıştı. Doğu'dan ise hala ses soluk yoktu. Çağrılarıma cevapta vermiyordu. Deniz tarafına geçerek oradaki kaldırımda yürümeye başladım ve Doğu'ya mesaj çektim.

Ben: Seni merak ediyorum.

Bir ümitle hemen cevap gelir diye telefonu elimde beklettim. Fakat cevap gelmeyince telefonu çantamın içine uğurladım. Çok geçmeden yan tarafımda benimle birlikte yürüyen biri olduğunu fark ettim. Adımlarımı durdurup ona doğru döndüm. Hakan'ı görmemle beraber üç dört adım geri çekildim.

"Korkma küçük asistan. Ben sana ne zaman zarar verdim?"

Ellerimi havalandırıp sağa sola doğru savurarak konuşmaya başladım.

"Sen benimle dalga mı geçiyorsun? Muğla'dayken bana tecavüz etmeye çalıştın. Ahlaksız herif!"

Aniden dizlerimin önüne çöktüğünde onu ittirip uzaklaştım.

"Affet beni. Kontrolümü kaybettim. Bir daha asla öyle bir şey yaşanmayacak."

Karşıma dikilince onu ittirip yoluma devam ettim ve arkamı dönmeden bağırarak konuştum.

"Sakın bir daha karşıma çıkma."

Neymiş bir daha öyle bir şey olmayacakmış? İnsanın içinde o ahlaksızlık yatıyorsa yüz kerede yapardı, on milyon kere de yapardı. Keşke onu denize atsaydın Nisocuğum. Ah, keşke!

Hakan yeniden gözlerimin önünde belirince "Yeter artık!" diye bağırdım.

"Beni taciz edip durma!"

"Bir şans ya sadece bir şans. Her insan bir şansı hak eder."

Eliyle yaptığı bir işaretini neredeyse gözüme sokacaktı.

"Değil bir, on milyon tane şansım olsa yine de birini sana vermem. Duydun mu?"

Elimle onu yana ittirdiğimde denize yaklaşan bedenine bir tane daha geçirip onu suyun içine yolculadım ve derin bir oh çektim. Suyun içinden kafasını çıkardığında bağırmaya başlamıştı.

"Aşkından sırılsıklam oldum. Gör artık beni. Gör."

"Senin ne mal olduğunu ne zaman anlamalıydım biliyor musun" Denize doğru haykırdım.

"Sahte nikahımızın ardından yatak odasında üstüme abanıp saçma sapan seks sesleri çıkarttığında!"

Sudan çıkmaya çalışırken birkaç insan ona yardım etmek için koşuşturmuştu. Arkamı dönüp bu manzarayı terk ettim ve yoluma devam ettim. Telefonumu çıkarıp mesaj gelip gelmediğini kontrol ettim.

Doğu'm: Kurban olduğum gece geleceğim. Uslu dur.

Mesajı öpüp kalbimin üzerine bastırdım. Yol boyunca şapşal şapşal sırıttım.

Eve girdiğim anda Mert tepeme dikilmişti.

"Doğu itiyle buluştun mu?"

Gözlerimi devirip ayakkabılarımı çıkardım ve odama doğru yürüdüm. Daha doğrusu Feda'nın odasına.

"Cevap ver!"

Kapıyı açıp odaya girmeden önce bağırır tonda konuştum.

"Hem ilişkinizi gözümün önünde yaşamayın diyorsun hem buluşup buluşmadığımızı merak ediyorsun."

Doğu'nun GökyüzündeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin